Zagnos’ un şadırvanı

Sizlere elimden geldiğince, dilimin döndüğünce, beni etkileyen iki şehri anlatmaya çalışıyorum. Başarılı tasvirler yaptım mı bilmiyorum ama aldığım kimi tepkiler hep olumlu yönde. Bir düşünün aynı şehir de beklide aynı zamanlarda yaşayan insanların hislerine ortak oluyorsunuz. Bazen onların çeşitli nedenlerle yazamadıklarını siz yazabiliyorsunuz.

Şadırvanları bilirsiniz; Eski camilerde baha belirgin özellikler taşıyan bir çeşit meydan çeşmesine, özellikle de cami avlularında, çepeçevre muslukları olan çokgen su tesisine şadırvan denir. Amaç aynı anda birçok kişinin su kullanımına olanak tanımak olmalı. Kimi namaz vakitlerinde abdestini alır, kimi sıcak yaz günlerinde su içer, elini yüzünü yıkar.

Bizim Balıkesir çeşme açısından çok zengindir. Hele de eski çeşme o kadar çok ve mimari acıdan farklıdırlar ki görseniz hayran kalırsınız. Ama vefasızlık ve bakımsızlık onlarda da yıkıcı etkisini göstermiş, çoğu harap ve suya hasrettir kimileri.

En sevdiğim etkinliklerden biride Zagnos Paşa Cami bahçesindeki belkide çoğu asırlık ağaçların gölgesindeki banklara oturup dinlenmektir. Elindeki simit parçasına göz diken kuşlarla paylaşmanın mutluluğu anlatılmaz. Vakit yaklaşınca insanları bir telaş alır. Şadırvana doğru bir yöneliş başlar. Size doğru sol yanda büyük bir şadırvan bir yandan kendi gölgesinin öte yanda suyun serinliği ile sizi karşılar. Az sonra Zagnos Paşa minareye çıkıp kendi adını taşıyan bu kutsal yapıdan insanları ibadete davet edecektir sanki. Ne zaman o kutsal binanın ruhani ortamına girsem hep aynı şey olur; Paşa tüm insanları kucaklayan edasıyla bazen minarede, bazen şadırvanda ama çok kere diğer insanlarla alnı secdedeyken canlanır gözlerimde.