- Kategori
- Felsefe
Zaman girdabı
Geçen zaman be kardeşim! Bizden alıp gittikleriyle, meçhule uzanan koridorlar…neşvesi, bu cihete matuf olanın tereddütlerini bir kabus gibi zihninde sorguladığı anlar… Bildik söylemlerde depreşen kaygılara nafile telkinler… tanıdık yüzlerde perçinlenen hatıraların o yüzlerin birer, birer solmasıyla canlılığını yitirmesi ve ardından soğuk sayfalarda kim bilir hangi gerekçe ile hatırlanıncaya kadar fotoğraflarının istiflenmesi… Anıların bir koleksiyoncu titizliği ile gizlendiği bu sayfalarda, dolaşan ellerin sayfaları okşayan hassasiyeti, dillerin en masum ifadeleri bulmada zorlandığı anlar. Meraklı gözlerden gizlenen bakışlar!…duygusallığımızı yutkunduğumuz, riyayı mubah kıldığımız dakikalar..Körpe, toy umutlarda kendimizi avuttuğumuzu sandığımız anlar..
Öylesine akıp giden şey zaman mı gerçekten? Hani o zamana yüklediğimiz anlam! o kabullenmeler? Hepsi bir anda yitirdi ya anlamını be kardeşim! Mutluluğun bir değeri kaldı mı ya da umudun ve neşenin..? Zamanın devri daimi her an benden bir parça çalıp giderken gülüp eğlenmek kabil mi şimdi! O tek düze alışkanlıklarımızda uç mu veriyor nedir? pişkin cevaplarımız… Kurt ile kuzu, dost ile düşmanın belki de uzlaştığı tek hakikat bu devri daimler.