Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mayıs '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Zaman her acının ilacıdır!

Zaman her acının ilacıdır!
 

Bir dostumun yitirdiği sevgisinin, ardında bıraktığı boşluğu yüzünden çektiği acıları görünce destek olmak için yanında oldum, elini tuttum ve “zaman” dedim, “zaman en iyi ilaçdır”. Bitecek, geçecek bunlar… İyileşeceksin… Ancak zaman bir türlü geçmek bilmiyordu onun için. 

Geçen günler, saatler değil, dakikalar bile uzuyor uzuyordu. Zamanın geçmesini beklerken bile acı çekiyordu. Biliyordum ki bir süre sonra sakinleşecek, bu çektiği dayanılmaz sandığı acı bitecek ve yeniden hayatına yön verecekti. Nitekim de öyle oldu, yavaş yavaş azaldı acısı, etrafıyla ilgilenmeye başladı, belki dinmedi belki unutmadı ama yarası kabuk bağladı. Bir süre sonra da gülmeye bile başladı. Çünkü hayat devam ediyordu. 

Gerçekten zaman ilaç mıdır çekilen her sıkıntıya? Bu ilacın yan etkileri yok mu peki? Zamana bırakıp kadere teslim olmak mı gerekir? Ama sıkıntımızın yok olması için zamanın akıp gitmesini beklemek, ömrümüzden de günlerin ayların habersizce geçip gitmesi demek değil mi? Bu ilacın yan etkisi de bu olsa gerek. 

Zira zaman geçip gitmek bilmez, geçerken de kavurur, bitirir. Kamçılar belki de. Zaman insanın canını acıtacağı kadar acıttıktan sonra her şey alışkanlığa döner aslında o yüzden hiçbir şeyi iyileştirmez. Sonuçta ne olursa olsun insan acıya alışır. 

Denilir ki; En iyi merhem zamandır çekilen acılara. Yarası kabuk bağlanmamış kesikler sızım sızım sızlarken ruhunda, her şeyi zamana bırakırsın ya, bilirsin ki o acı elbet azalacak, zamanın iyileştirici etkisi ile üzeri küllerle kaplanacak, sonra yerini hiç bilmediğin yeni yaralara bırakacak. Ve gün gelir fark edersin ki artık bu acı katlanılmayacak kadar değildir. İyileştim sanırsınız. Taa ki tekrar eşeleyinceye kadar. 

Bir gün bir rüzgar eser tozu dumana katarak bir gelir ki üzerine, ne o küller kalmıştır ne de o yaranın kabuğu. Yine kanar usulca kendi kendine. Anlarsın ki, geçen yıllara inat, için için kanamaya devam etmiştir. Zaman sadece en güzel doğal örtüsünü üzerine örtmüştür. 

Zaman o an ki acının ilacı olabilir belki ama o acıları da insan kendisi getirmiyor mu yaşamına? Bu acıları çekerken geçecek olan zaman da başlı başına bir sıkıntı olmayacak mı? Sıkıntının hafiflemesi için zamanın geçmesi beklenirken yüreğimizdeki açılan çukurlara neler dolacak bundan sonra? 

Zaman her sıkıntının ilacıdır denir. Peki, ne için? Yeniden sevebilmek için mi, unutmak için mi, yoksa aynı hataları yeniden tekrarlamak için mi? İnsan yaptığı hatalardan ders almıyorsa, kaseti yeni baştan, başa sarıp her şeye yeniden başlamak mümkün mü? Yaşam bu mudur? Sürekli kendini tekrar etmek. 

Bence bir çaresizlik sözüdür. Bir çaresiz kalışın ifadesi ve kendini teselli etmektir. Yapacak bir şey kalmadığında, elinden gelen bir şey olmadığında söylenecek tek şeydir. “Zaman”. Ancak ömürden kaybedilen bir saniye bile geri getirilemez ki. 

İnsan yaşadıklarıyla yüzleşmeli bence. Geçmiş hatalardan dersler çıkartarak her yeni güne yeni pencereler açmayı bilmek gerekir. Acısıyla tatlısıyla yaşanılan her anı bizim için bir artı değerdir. Bunu başaran da zamandır. Zaman geçer ama tortuları kalır anıların. 

 

Şükran Demirtaş 

 
Toplam blog
: 249
: 3042
Kayıt tarihi
: 19.03.11
 
 

Doğup büyüdüğüm şehirde, İstanbul'da yaşıyorum. Emekliyim. Gezmeyi, görmeyi, keşfetmeyi sevdiğim ..