Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Şubat '13

 
Kategori
Aile
 

Zaman parmaklarınızın arasından kaçıp gitmeden önce...

Zaman parmaklarınızın arasından kaçıp gitmeden önce...
 

Benim zamanımın sahipleri...


Bugün facebook’da okuduğum bir yazıyı birebir tercüme ederek paylaşmak istiyorum (sadece para birimini TL’ye çevirerek).  Teşekkürler Rish Valentine!

Oğul    : Baba, sana bir şey sorabilir miyim?

Baba   : Elbette... Nedir?

Oğul    : Baba, bir saatte kaç TL kazanıyorsun?

Baba   : Bu seni hiç ilgilendirmez. Bana neden böyle bir şey soruyorsun ki?

Oğul    : Sadece bilmek istedim. Lütfen bana bir saatte kaç TL kazandığını söyle.

Baba   : İlle de bilmen gerekiyorsa saatte 100 TL kazanıyorum.

Oğul    : Oh!

Üzgün bir şekilde başını öne eğer.

Oğul    : Baba, bana 50 TL borç verebilir misin?

Baba çok sinirlenmiştir.

Baba   : Bana bu soruyu sadece aptal bir oyuncak almak için para istediğinden sorduysan, şimdi doğru odana! Neden bu kadar bencil olduğunu düşün! Ben koca bir gün bu çocukça davranışlar için çalışmıyorum.

Küçük oğlan sessizce odasına gider ve kapısını kapatır. O sırada babası olanları düşündükçe daha da sinirlenmektedir. Sadece para alabilmek için böyle bir soruyu babasına nasıl sorar? Yaklaşık bir saat sonra baba sakinleşmiş ve düşünmeye başlamıştır. Belki de oğlu ihtiyacı olan bir şeyi almak için bu 50 TL istemiştir. Sonuçta her zaman para isteyen bir çocuk değildir. Hemen oğlunun odasına gider.

Baba   : Uyuyor musun?

Oğul    : Hayır baba, uyumuyorum.

Baba   : Düşündüm de biraz önce sanırım sana haksızlık ettim. Zor bir gün geçirdim ve tüm öfkemi senden çıkardım. İşte istediğin 50 TL.

Oğul    : Teşekkür ederim babacığım.

Uzanıp babasının verdiği parayı alır, yastığının altından bir zarf çıkarır. Zarf para doludur. Baba, çocuğun zaten bir sürü parası olduğunu görünce daha da sinirlenir. Bu arada çocuk parasını saymaktadır. Sayması bitince babasına bakar.

Baba   : Madem ki paran var neden daha fazlasını istedin benden?

Oğul    : Çünkü yeterince param yoktu. Ama şimdi var.

Babasına gülümser.

Oğul    : Baba, şimdi 100 liram oldu. Senin bir saatini satın alabilir miyim? Seninle bir akşam yemek yemek istiyorum.

Baba ne hissedeceğini, ne diyeceğini bilememektedir. Oğluna sıkıca sarılır ve kendini affetmesini ister.

Çalışan tüm anneler ve babalar için küçük bir hatırlatma. Canınızdan çok sevdiklerinize yeterince vakit ayırmadan zamanın parmaklarınız arasından KAÇIP gitmesine izin vermeyin... 100 TL değerindeki zamanınızı sevdiklerinizle paylaşın.

Yarın bu dünyadan göçüp gidersek çalıştığımız şirket bizim yerimizi yeni biriyle kolayca dolduracaktır. Ama ailemiz, dostlarımız... Onlar hayatlarının sonuna kadar bu kaybı hissedecekler ve taşıyacaklar.

Peki yaz siz? Kendini işe mi, ailesine mi daha çok verenlerdensiniz?

 

TeraziLastikCimnastik

Zamanı ailemizle değerlendirdik...

www.terazilastikcimnastik.com

 
Toplam blog
: 20
: 863
Kayıt tarihi
: 06.08.12
 
 

En büyük hayalim mimar olmaktı. Ama Mimarlık fakültesi yerine İşletme Mühendisliği’nin yolunu tut..