Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ekim '10

 
Kategori
Çalışma Yaşamı
 

Zaman planlaması yapan yönetici

Sevgili dostum,
Zamanla başka illere ve ilçelere giderim. Bir yazar olarak gittiğim yerlerde o yerin mülki idare amirleri ile tanışmak sohbet etmek, varsa yanımda onların okuyarak faydalanacağına inandığım kitap veya dergilerden de yanıma alarak onlara hediye etmek isterim. Bunu da bulduğum fırsatta yapmaktayım.

Sevgili dostum,

Biliyorsun ki, yerel yöneticilerin mutlaka olarak sekreteri, Özel Kalem Müdürü veya , Yazı İşleri müdürleri var. Yöneticilere ulaşmadan önce onlarla muhatap olurum. Yöneticilerimiz genelde “ fazla zamanımız yok” veya “ beş dakika zaman ayırabilirim” gibi uyarılarda bulunurlar. Muhatabını tanımadan , onun kim olduğunu bilmeden , daha sohbet etmeden hemen ön yargı ile “beş dakika zaman ayırabilirim” lafı benim komiğime gider. Bu lafı duyunca hafifçe tebessüm ederim.

Sevgili dostum,

Tanımadığı misafirlerini “beş dakika konuşmak ” için kabul eden yöneticiler, karşılarında hayal ettiklerinden farklı bir insan ile karşılaştıkları zaman şaşırır ve bu beş dakikalık ziyaret bazen yarım saate , bir saate hatta öğle vaktine rastlamışsa yemeğe kadar devam eder . Çünkü her zaman bir şeyler isteyen ziyaretçilerden farklı olarak bu kere karşılarında kendilerine kitaplar ve dergilerle gelmiş bir insan vardır ve yöneticilerde bir insan olması münasebeti ile bu ziyaret onların hoşuna gider. Verdiğim kitap ve dergileri okumuşlar ise gerçekten faydalandıklarını görmek de benim hoşuma gider.

Sevgili dostum,

Bunun adı zaman planlamasını bilmemektir. Ben zaten ziyaret ettiklerimi anlatacaklarımı anlattıktan sonra fazla meşgul etmek istemem. İlk ziyareti yaptıktan sonra karşımdaki insan cevap vermez ve benle muhatap olmak istemezse beni aramaz. Belki ihtiyacı yoktur, belki zamanı yoktur. Zamanını planlamayan insanı meşgul etmem. Seninde aynı tutumda olmanı dilerim.

Sevgili dostum, geleceğin parlak yöneticisi,

Zaman planlaması önemli ama bu senin gibi yöneticilere daha önem arz eder. Bazen yöneticilere rastlarım ki, kendi kafasına , partisine mensup insanlara saatlerce zaman ayırırken , kendi düşüncesinde olmayan ama diyalog kursa kendine faydası olacak insanlara soğuk veya olması gerekenden daha soğuk, daha az zaman ayırarak kendilerinden soğuturlar. Burada zaman planlaması daha önem arz etmekte işte.İnsanlara geniş bir pencereden bakarsan o zaman insanlardan daha çoğunu kucaklama imkanı bulmuş olursun.

Sevgili yönetici kardeşim,

Zaman planlamasından çok yapılacak işleri sıraya koymak önemlidir derler. Bende derim ki yapılacak işleri sıraya koymanın yanında , faydalanacağımız insanları da önem sırasına göre sıraya koymamız, bize gelmeye zamanı olmayana yahut da bizi rahatsız etmemek düşüncesi ile gelemeyen insanları bizim ziyaret etmemiz ve onların bilgisini almamız daha uygun olur değil mi?

Sevgili yönetici kardeşim,

Bize faydalı olacak şeyleri iyi seçersek, bu bir eser, bir insan, bir varlık olabilir. O zaman bizler az zamanda çok birikim yapmanın sevincini yaşarız. Bazı insanlar vardır ki, köyün delisine saatler ayırmalarına rağmen aynı zamanı ilim irfan sahiplerine ayırmadıkları için kişisel gelişimleri yavaş olur. Dikkat et bu kişisel gelişimi ben mevki makam olarak değerlendirmiyorum. Gelişim demek insanın şahsi olarak bilgisini görgüsünü, meslek bilgisini ve toplumda kalıcı yer edinme çabasını söylemekteyim. Yani insan görevden ayrıldığı zaman ve dünyadan ayrıldığı zaman da kendisinden sevgi ile bahsedilmesini isterse o zaman Kişisel gelişimine önem verir.Hatta çocuklarına da bunu öğreterek denge sağlamaya çalışır.

Sevgili genç yönetici dostum,

Bazı yöneticiler, ciddiyetle soğuk davranmayı aynı şey zannederler. Gerçek manada başarılı yönetici ise ciddiyetle soğukluğu kesin çizgilerle ayırır. Ciddi davranılması gereken insan ciddi davranarak, samimiyeti sululuk olarak algılayan insana ise soğuk davranır. Tam tersini yaparsan samimiyetten anlamayanlar çevrende sana sıkıntı verirken faydalanacağın insanlar çevrenden uzaklaşır. Sen ise bu ikisi arasında farkı bilebilecek kadar akıllısın.

Sevgili genç yönetici dostum,

İnsanların ne niyetle seni ziyarete geldiklerini anlamaya çalışman ve ona göre davranman senin işini kolaylaştırır. Bunun için yüz okuma sanatı üzerine araştırmalar yapman sana fayda sağlar. İnsanların yüzlerine bakarak niyetlerini öğrenme sanatını geçmişte 2. Abdülhamit gibi yöneticiler Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri gibi alimler kullanmışlar. Günümüzde istihbaratta da kullanıldığı söylenmekte. Bence bu yüz okuma sanatını öğretmenler ve halk ile yüz yüze olan yöneticiler iyi bilmeli ve ona göre davranmalı ki o zaman insan ilişkilerinde sıkıntı yapamadan verimli olsun.

Sevgili genç yönetici dostum,

Öyle yöneticiler vardır ki , kendilerinden yaşça küçük olduğu halde, hatta zaman zaman engellendikleri halde bu engelleri aşarak kendilerinden daha gelişmiş , kendilerinden daha olgunlaşmış, kendilerinden daha güzel yaşama sanatını bilen insanların bunları nasıl başardıklarını öğrenmek yerine , onlara duydukları gizli kıskançlıklarla onlardan uzak kalırlar ve onların kendilerine yaklaşma girişimlerini de “çıkar sağlama” olarak algılayabilirler. Ama onlara rastladıkları zaman da hayranlıkları, onların yanında kendileri küçük gördüklerini de tavırları ile belli ederler. Halbuki onlara karşı davranışlarını, onların başarı sırlarını iyi öğrenseler ve uygulasalar belki de buradan güzel dostluklar çıkacak. Bu tutumlarını “ sosyal ilişkileri güçlü insan “ maskesi ile de örtmeye çalışırlar. Ama sosyal ilişkileri güçlü insanlar kendilerinden daha sosyal insanları kıskanmaz ve onlardan faydalanmaya bakarlar.

Sevgili yönetici dostum,

Zamanımız herkese yetecek kadar varıdır. Hepimiz de bir 24 saatte, hepimiz de bir evrende yaşarız. Bir yönetici hayatını sadece mesai ile sınırlarsa mesai dışında hayatında zamanın geçmediğini zanneder. Halbuki sadece işte değil, sosyal hayatında yeni insanlar tanıma, yeni bilgiler elde etme , yeni şeyler yapma alışkanlıkları edinseler mesai dışında da en azından mesailer kadar faydalı şeylerin olabileceğinin farkına varırlar.

Sevgili yönetici dostum,

Biliyorsun ben her gün iki gazete alır, bunların en etkili köşe yazarlarını, ekonomi sayfalarını hep okurum. Röportajları okur , başarılı iş adamları, yazarlar, sanatçıların başarı ve mutluluk sırlarına bakarım. En zengin ve yoğun zannettiğimiz yazar, sanatçı iş adamları ve bilim adamlarının meslekleri dışında yaptıkları hobileri , iş dışında sosyallikleri paylaşacakları dostları ve yaşam koçları olduklarını onlardan çok şey öğrendiklerini görmekteyiz. Gazeteleri okumak amacı ile değil de bakmak amacı ile alanlar sadece resimlere baktıklarından bu başarı sırlarını göremezler. Amaçları insanların başarı sırlarını öğrenmek değil, onların resimlerine bakarak dedikodularını yapmaktır çünkü.

Sevgili yönetici dostum,

Onların hem işlerinde, hem sosyal yaşantılarında başarılı olmaları ve iz bırakmalarının arkasında tanıştıkları bilgili insanlardan vazgeçmeden ve zaman kaybetmeden onlarla dost olmalarının yanında , zamanlarını en verimli olarak kullanmalarından geçmektedir. Sen de bunları okumak ve öğrenmek ve uygulamak alanında başarılısın ve zamanla daha da başarılı olacağına candan inanmaktayım.

TURAN YALÇIN-TOKAT

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..