Zaman yolculuğuna çıkmaya hazır mısınız?

Betonlaşma, günümüz dünyasının karşı karşıya olduğu, ancak çoğu zaman göz ardı edilen sorunlarındandır.
Özellikle büyük şehirlerimizde alışık olduğumuz beton manzaraları, "çayımızı yudumlarken pencereden dışarı baktığımızda yemyeşil ağaçlar, temiz bir hava ve kuşların gökyüzünde dans ettiği güzel doğa görünümleri görme umudumuzu" her geçen gün yitirmemize neden olmaktadır. Hatta gözde tatil yörelerimizde bile adeta bir salgın hastalık halinde yayılan betonlaşma, her geçen zaman yeşil hayatın üzerini daha çok kaplamaktadır. Hepimiz bu durumdan şikayetçiyiz öyle değil mi? Hatta her gün kiminin aklından köyüne dönmek ya da daha yeşil olan kıyı kentlerimize yerleşmek geçmiyor mu?

Madalyonun iki yüzü var: Geçmişi M.Ö. 4-5. binlere kadar giden, Hitit dönemine ait kanıt ve belgelerde dahi kullanıldığı tespit edilen "hımış" tekniğinde yapılmış şu yaşlı konuta bir bakın! Nasıl da zamana direniyor öyle değil mi? Diğer tarafta ise sürekli makyajlanan, sözde modern, çoğu işçilikten ve kaliteden yoksun beton kütleleri... Hangisi daha etkileyici? Yaşlı konutun tuğlaları, hatılları arasında ve saçağı altında hayata açılan pencerelerindeki hikayeyi duyabiliyorum. Ya günümüzde birbirinden metrelerce uzakta, hatta pencereleri bile birbirini görmeden inşa edilmiş apartmanlardakiler ile karşılaştırdığımızda, bu dar sokaklarda bir el uzatma mesafesinde yaşayan insanların dostluklarına ve dayanışmalarına ne demeli? Onlar daha mutlulardı" dediğinizi duyar gibiyim. Öyleydi de. Çünkü "ev alma, komşu al" düşüncesinde yaşanılan bu hayat diliminde sokak dokusunu oluşturan eski kaldırımları ve yola özenle döşenmiş taşları, tarihi yapıları ve zanaatçılarıyla her köşe başında karşılaşmak mümkün olabilmekteydi.

Anadolu Türk Kültürü'nü en iyi yansıtan değerlerimizden "Eski Anadolu Evleri"ni görmek ve bu tip yerleşim yerlerindeki sokaklar arasında dolaşmak etkileyici olabildiği gibi keyiflidir de. Bir çok şehrimizde keşfedilmeyi bekleyen bu tür kent müzelerinin bulunduğu mahalleler de vardır ve neredeyse tamamı Klasik Türk Evi'ni yansıtmaları açısından özgün karakterine sadık kalınarak onarılmıştır. Örneğin, bunların en ünlüleri hepimizin bildiği Safranbolu'dadır. Antalya Kaleiçi de akıllıca düşünülmüş işlevsel köşe pahları ve cumbaları altında yer alan zarif bezemeleriyle her zaman ilgi uyandırmaktadır. Bunlara İzmit Kapanca Sokak'taki evleri ve Amasya'dakileri de ekleyebiliriz. Şu an aklıma gelenler bunlar ancak eminim sizin yaşadığınız yerde de benzer mahalleler vardır. Belki bu resimdeki de dahil olmak üzere çoğu artık bu derece kötü durumda değil ancak yine de gidin, görün hatta mümkün ise evlerin içini görmeyi deneyin. Diğer bir deyişle "zaman yolculuğuna çıkın." Bunun için ille de zaman makinesinin icat edilmesini beklemeye gerek de yok.

Hadi, hazır mısınız? Göreceksiniz, hiç pişman olmayacaksınız.