Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Temmuz '11

 
Kategori
Yolculuk
 

Zamanda geriye yolculuk

Zamanda geriye yolculuk
 

zamanda geriye yolculuk


Zamanda yolculuk mümkün mü?

Bu fenomen uzun yıllar boyunca insanın kafasını kurcalayan bir soru olmayı sürdürmüştür. Bugün dahi film sektörünün ilgilendiği bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Aslına bakarsanız bu sorunun tek bir yanıtı yoktur. Günümüz bilimsel bilgi seviyesi için bile konu halen net bir yanıta sahip değildir. Ben bu soruyu kendi bilgi seviyem ve hayal edebildiğim kadarıyla yanıtlamaya çalışacağım. Kolaydan zora doğru gidecek olursak; zaman ve izafiyet teorilerine kısaca gözatarak başlayalım. Fizik bilimi için zaman, saatin kinetik hareketlerinden daha çok, bir boyut olarak tanımlanır. Oysa pratik olarak insan zamanı bir ölçüm aracı olarak kullanır. Temel aldığı nokta ise yaşadığımız gezegenin kendisi çevresindeki ve güneş etrafındaki dönüşü ile ilgilidir. Oysa zaman bu kadar dar bir çerçeveye sıkıştırılamaz. Günlük yaşamdaki 24 saat, uydumuz olan Ay'a gittiğimizde bile orijin değiştirmek zorunda kalacaktır. Zamansal bir tanımlama yapmak için Ay zamanı mı yoksa Dünya zamanı mı diye sormaya başlayacağız. Bulunduğumuz galaksi veya tüm bir evren için tanımlama yapmak ne derece zorlaşacak bir düşünün. Ardından soruyu hemen tekrarlıyalım. Zamanda yolculuk yapmak ... peki kime göre yolculuk ? Veya hangi gezegen veya sisteme göre zamanda geriye hareket olarak sormak durumunda kalacağız. İşte tam bu durumda izafiyet karşımıza çıkacaktır. Bunu basitçe açıklamak için şöyle bir örnek vereyim. Bir tren saatte 100 KM hızla doğudan batıya doğru gidiyor olsun. Aynı tren içinde aynı yöne saatte 100 KM hızla hareket eden uçan bir cisim olduğunu kabul edelim. Soru şu : trende yolculuk yapan birine göre uçan cisim ne kadar hızlı ve hangi yöne hareket etmektedir. Uçan cismin içindeki kişiye göre cisim ne kadar hızlı ve hangi yöne hareket etmektedir. Trenin dışındaki bir gözlemciye göre tren ve cisim hangi yöne ne kadar hızlı hareket etmektedir. Bütün bu soruların yanıtları birbirinden farklı olacaktır. Uçan cismin tükettiği yakıt ve enerjiye rağmen trenin dışındaki dış gözlemci cismin trende havada asılı olarak durduğunu söyleyecektir. Cismi kullanan kişi için yüksek bir hareket mevcuttur.

Şimdi bunları niye anlattınız diyebilirsiniz ? Yanıtı kolay. Zaman da benzerlikler gösterir. Boyutun içinde olana ve dış gözlemciye göre farklılıklar gösterir. Yine başka bir örnek vereyim. Örneğin 1000 ışık yılı uzaklıktaki bir gezeginin üzerinde yaşam olduğunu varsayalım ve o gezegeni müthiş teleskopumuzla izleyelim. İzlediğimizde gördüklermiz 1000 yıl önce o gezegenin görüntüleri olacaktır. Çünkü ışığın o gezegenden yansıyıp bize doğru yol alması tam 1000 yıl sürmüştür. O halde biz o gezegenin zamanda 1000 yıl önceki halini izliyor olacağız. Oradaki izlediğimiz yaşamlar ve belki dinlediğimiz konuşmalar 1000 yıl önce yaşanmış, bitmiş; külleri, kemikleri, tozu bile kalmamış bir yaşamın görüntüleri olacaktır. İzlediğimiz canlılar çoktan ölmüşlerdir. Bu durum Jeologların kayaların katmanlarına bakarak tarihi kitaptan okur gibi anlatmalarına benzer.

O halde sorumuzu tekrar soralım.. Zamanda geriye yolculuk mümkün mü ? Eğer bilim-kurgu roman ve filmlere bakarsanız bu mümkündür. Hatta siz bile geçmişe gidip tarihi yeniden yazabilirsiniz. Oysa insan zekası ve bilgisi o kadar sınırlıdır ki dünya üzerindeki eko-sistemi bile anlamakta güçlük çekerken, eylemlerinin sonuçlarını kavramayı bile beceremezken, tüm bir uzay-zaman üzerinde değişiklik yapmasının sonuçlarını kavramasını beklemek tam bir hayal perestlik olurdu. Bu durum bile tek başına bunun mümkün olmasını engeller. Pratikte bilimin ulaşabileceği en mantıklı zamanda geriye yolculuk teorisi, biraz önce verdiğim örnekteki üçüncü gözlemcinin bizi gözlemesi, kayıt etmesi ve bu kayıtları bizimle paylaşması ile mümkün olur. Ne gibi ?

Tıpkı Jeologların kaya katmanlarını analiz ederek tarihsel değişimi anlatmaları gibi diğer gezegenler üzerindeki ses ve görüntülerimizin analiz edilerek ayıklaması sonucu ortaya bir tarih kaydının çıkması varılabilecek yegane mantıklı sonuç olabilir. Veya eğer daha şanslı isek belki zaten bizi kaydeden birilerinin olması ve bu kayıtları bizimle paylaşması olabilirdi.

Bu durumda bile bu kayıtları bize ulaştırması için ışıktan daha hızlı bir veri iletim yolunu bulmuş olmalarını dilemeliyiz ki biz halen yaşarken bu kayıtları alıp, izleyebilelim. 

 
Toplam blog
: 87
: 1739
Kayıt tarihi
: 04.08.10
 
 

Gökyüzünüz mavi, aklınız bilimle olsun. ..