Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '06

 
Kategori
Dostluk
 

Zamanda yolculuk

Zamanda yolculuk
 

Bilim kurgu tarzı filmler çocukluğumdan bugüne hep ilgimi çekmiştir, uzay, uzay gemileri, uzaylılar, robotlar, su altında da gidebilen arabalar, ışınlanarak mekan değiştirebilen insanlar bu ve bunun gibi birçok kurgu.

Filmin adını hatırlamıyorum, kocaman bir denizaltının ışınlarla mikrop kadar küçültülerek insan vucuduna enjekte edildiği ve bu araçla damarlarda dolaşırken yaşanan maceraları tekrar tekrar seyretmemek mümkün mü?
Ne kadar geniş bir hayal gücü ve ne büyük bir macera…

Bu geçen süreçte beni en çok cezbeden de sanırım zaman tüneli, zamanda yolculuk oldu. Zamanda yolculuğu işleyen bir çok film seyrettim. Birisi zaman tüneli diye birşey icat ediyor, haydi bilmem kaç senesine…

Geriye doğru gitsen bir dert, ileri doğru gitsen bambaşka bir dert. Benim hayalimde ki zaman tüneli, asansör gibi bir şey. Kapasitesi 300 kg. İşte adamına kilosuna göre dört kişi falan taşıyabiliyor, bir seferde. Biniyorsun, sıkı sıkıya kapılar kapanıyor. Bildiğimiz asansörlerden farklı olarak oturup kemerleri de bağlıyorsun. Şaka değil, yolculuk zamanda…
İçerde loş bir ışık. Kırmızı ışıklı bolca düğmesi olan bir panosu var. Üzerinde gidilmek istenen yıllar ve bir dünya haritası olan bir büyükçe bir ekran. Yeri ve yılı seçebiliyorsun.

Herkes birbirine yardımcı olmaya çalışıyor,
”Siz hangi senede inecektiniz?”
“2300 senesine basar mısınız, lütfen, İzmir'de ineceğim”
“Ben 1400 ve İstanbul düşünüyorum, Rumeli yakası”
“İyi düşündünüz mü? Ben geçenlerde gittim canımı zor kurtardım”

Hayal kurarken iyi de bir de bunu gerçekten yaşadığınızı düşünsenize. Tünel sizi alıp götürecek, filmin kahramanları gitmek istediği zaman diliminin ayarını tutturamaz. Küt diye kanlı bir savaşın ortasında bulur kendini, al başına bela…
”Ya şu 2000 yılı için milenyum deyip duruyorlar merak ettik bir göz atalım dedik.”
“Eh ! 2006’ya hoş geldiniz, biz de bu zaman dilimini yaşarken birşey olacak sanmıştık, millenyuma giriyoruz, millenyum şöyle millenyum böyle ne oldu?”
Her şey aynı, insanlar daha bencil, dostluklar azaldı, kredi kartları dolu, borç gırtlakta, masallar millenyum sadece ama senaryolar bildik…

Daha aradan 5-6 sene geçti ama millenyum kelimesini ağzına alan bile kalmadı. O neydi anlamadık zaten. Valla değişen hiç bir şey yok, eski tas eski hamam siz merak ettiğinizle kaldınız.Kafa yorup zaman tüneli falan icat etmeye değecek bir şey yok, siz bir an evvel geldiğiniz yere dönün anacım sağsağlim.
Bunlar sadece hayal derken güler ama bu konularda da hayal kurmaktan kendinizi alamazsınız. Sohbet esnasında soracak olsak herkesin bu konuda farklı hayalleri ortaya mutlaka çıkıyor.

“Falan zamanda borsada varımı yoğumu kaybettim geri döner yaptığım yanlışı düzeltirdim.”
Kurnaza bak kesin bugün değerlenen kağıtlara göz atar öyle binerdin, zaman tüneline ve tam alım kararı verecekken de vazgeçerdin… Ben Batır Holding hisselerinden vazgeçtim, Aldagör Piliç hissesi alıcam. Küt on sene sonrasına gel, köşesin tabi.
Sonra da herkese hava at “Ben altıncı hissime güvenirim beni hiç yanıltmadı bu güne kadar…”

Bir sene ileriye giderek bütün at yarışı, sayısal loto, şans topu ve bilumum şans oyunu sonuçlarını alıp geri gelmeye ne dersiniz?
Her hafta bilmekten bıkar bir süre sonra konu komşuya dağıtmaya başlardık heralde.”Al kardeş bunları oyna, bu kıyağımı da unutma ”Çok para çok dert, her hafta bildiğin kesin duyulacak, al başına püsküllü bela…
Fazla uçuk oldu dediğinizi duyar gibi oldum. Ne yani zaman da yolculuk etseniz akıllıca değil mi? Ayar tutturabileceğini bilsen birgün sonraya bile gider geri gelirsin, yalan mı?

“Cebime maaşı koyduğum gibi elli sene öncesine gider, memleketin yarısını satın alır geri gelirdim.”
Tabi bu arada çalışılacak, nerden yol geçmiş, nereleri değerlenmiş... Oohhh!
Zaman tüneli mi rant kapısı mı? Parselle parselle sat. Olmadı miras bırak, torunların kasım kasım kasılsın, “Dedemiz çok akıllı adammış, zamanında yememiş içmemiş mülk almış”diye…

Belki yıllarca sonra zamanda yolculuk gerçekleşebilecek, kim bilir?
Espri ile karışık maddi çıkarlara dayalı hayaller kurduk.
Hayal bu! İstediğimiz kadar çoğaltmak mümkün… Ama çok daha önemli bir konu var. Geçmişte kırdığımız kalpler ve pişmanlıklarımız için zamanda yolculuğu bekleyemeyiz. İnsanların kalbini kırmamak, dostunu iyi analiz edip ayıra bilmek eleştiri ve önerilerine kulak verebilmek, büyüklerin nasihatlerini kulak arkası etmemek çok ama çok önemli…

Gelecekte yaşanabilecek olası pişmanlıklar için zaman tüneli arasanız da yok, geri dönemezsiniz!

O sadece bir hayal…
Dostların tecrübelerine dayalı nasihat, eleştiri ve önerileri geçmişten günümüze ve geleceğe zaman tünelidir.
Kulak verip vermemek ise bize kalıyor!

 
Toplam blog
: 25
: 449
Kayıt tarihi
: 17.08.06
 
 

Kendimi bildim bileli işim ticaret. İçimden geldiğinde de yazıyorum geldiği gibi. Kendi çapımda e..