Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '16

 
Kategori
Felsefe
 

Zamanda yolculuk

Yazan: Uçar  Demirkan

Bir öykü anlatarak başlayacağım.

Bir kezinde; düşümde bir Asur askeri olduğumu gördüm. Bir büyük ırmağın(Fırat Nehri olmalı) kıyısındaki bir savaşın tam ortasındayım. Bir düşman askeri; elindeki kargıyı sağ baldırıma daldırıp çıkarıyor ve kan kaybından, oracıkta ölüyorum. Bugün de aynı baldırım, bel fıtığım nedeniyle sürekli ağrımaktadır.

O arada; Asur dilinde olduğunu düşündüğüm sözcükler duydum. Bunları; uyanır uyanmaz bir şiire dönüştürdüm.

Sana uşta sevi sundum

Uşta pedi oğluma

İkisi yirmi beş kuruşa

Günümüzün parasıyla.

Bazı psikologlara göre gerçek yaşamımız, uyurkenki yaşamımızdır. Günlük yaşamımız(işe gitmek-çalışmak-eve dönmek-eğlenmek) ise düşlerimizdir.

Ben de; gerçek yaşamımın, uyurkenki yaşadığım düşler alemi olduğuna inanıyorum. Keza, dervişlikte de iki alem vardır. Madde alemi yerküredeki yaşamımızdır. Mana alemi ise gördüğümüz düşler ve kurduğumuz hayallerdir.

Böyle düşünülecek olursa ben, zamanda yolculuk yapmıştım. En azından beş bin yıl geriye gitmiş ve Asurlu bir savaşçı, bir asker olmuştum. Madde aleminden mana alemine geçmiştim.

Tamam, bedenim, yatağımda uzanıyordu ve günümüzdeki alemdeydi. Ama ben, beş bin yıl öncesine yolculuk yapmış ve geri dönmüştüm.

Bu türden olayların bilinçaltı boşalması olduğunu sanmıyorum. Benim, Asurlu savaşçılarla ilgili ne düşüncem olabilir?

Benim bedenimde sayısız alemler(evrenler) vardır. Oralarda hücrelerim, onların atomları, atomların atom altı parçacıkları(Zamanda ve mekanda)durmadan deviniyor ve yaşıyorlar. Derviş inanışına göre; benim bedenimde yetmiş iki bin alem vardır.

Benim tinim de; onlar gibi yaşıyor.

Bedri Ruhselman hocanın dediği gibi ”Ruh(tin);bizim beş-belki de altı-duyumuzla algılayamadığımız bir maddedir”.  Aynı zamanda ”madde yaratma yeteneği olan” bir maddedir. (Bu özelliği ile DNA ya benzemektedir) . Böyle olunca her madde gibi; onun da devinmesi doğaldır.

Zaten; her gün zamanda yolculuk yapıyoruz. Uyuyunca başka bir evrene geçiyor ve zamanda ileri ya da geri gidiyoruz. Uyanınca, yine zamanımıza dönüyoruz.

Tin(ruh) dediğimiz madde; tıpkı bedenim gibi yolculuk yapabilmelidir. İleriye doğru gidebildiği gibi zamanda geriye doğru da gidebilmelidir.

Nasıl ki; bedenim mekanda bir yere gidip geri geliyorsa; tinim de zamanda  bir yere gidip geriye gelebilir. Üstelik; bedenim yalnızca geleceğe gidebilmektedir. Oysa tinim; hem geleceğe hem de geçmişe gidebilmektedir.

Parapsikoloji kitapları bu türden tinsel yolculuk örnekleriyle doludur.

Zamanda yolculuk yapan en ünlü kişi; Nostradamus’tur. Neredeyse tüm evren, bu kişinin geleceğe ait kehanetlerinin doğrulanması ile şaşkına dönmüştür. Nostradamus’un ünlü kehanetlerinden bazıları şunlardır:

İkinci Henri’nin ölüm biçimi; On altıncı Louis’nin ve Marie Antoinette’in ölümleri;

Napolyon’un ortaya çıkışı; İkinci evrensel savaşın başlaması; Kendisinin ölüm tarihi ve biçimi(Bunu Bedri Ruhselman hocanın da yaptığı söylenir. Şu gün, evimin merdivenlerinden inerken yuvarlanacak ve öleceğim demiştir ve öyle olmuştur).

Bunların dışında; geleceğe yolculuk yapan başka tinler de vardır:
Amerika devlet başkanı Abraham Lincoln öldüğünü önceden görmüştü.

Bavyera kralı İkinci Ludvigt de ölümünü önceden görmüştü. Yani, geleceğe yolculuk yapmışlardı.

Avusturya –Macaristan veliahdı Franz Ferdinand da kendi ölümünü önceden görmüştü. O da geleceğe yolculuk yapmıştı.

Psikologlar buna, önceden sezme yeteneği demektedirler. Aynı yeteneğin hayvanlarda da bulunduğuna dair yüzlerce gözlem yapılmıştır. Hayvanların da tini olduğuna göre; bu doğal olmaktadır.

Diğer yandan; bitkilerin, havanın, suyun, taşın da tininin olması doğaldır. Çünkü; onların da her biri birer alem(evren) dir. Hücreleri, atomları, atom altı parçacıkları zaman ve mekan içerisinde devinim içindedirler.

Dolayısıyla; onların tininin de geleceğe ve geçmişe yolculuk yapabildiğini benimsememiz gerekir.

Bunun yanında tinin, geriye dönük zamanda yolculukları da bulunmaktadır. Parapsikoloji kitaplarında yer alan örnekler şunlardır:
Fox kardeşler olayında; bunlar geriye dönük zaman yolculuğu ile  bir tüccarın öldürülüp gömüldüğünü saptamışlardır.

Masa başı tin çağırma seanslarında tinler masaya gelmemekte; masadakilerin tinleri (belki de birleşmiş tek tin) geçmiş zamana gitmektedir.

Parapsikolojide iki kavram precognition(geleceği görme) ve Retrocognition(geriyi görme) kavramları; zamanda geleceğe ve geçmişe yolculuğun bilimsel terimleri olmaktadır.

1884 yılında, bayan Piper’ın ölmüş kişilerin tinleri ile ilişki kurması; zaman içinde geçmişe yolculuk olmaktadır.

Bu türden olayları birçok medyum yaşamıştır.

Marthe Beraud adlı bir Fransız kadın medyum; üç yüz yıl önce yaşamış bir brahmanın ruhunu maddeleştirmiştir.

Gerçekte; bu brahman, üç yüz yıl önceden günümüze zaman yolculuğu yapan bir brahmanın tiniydi. Yani; tinler geçmişten günümüze de gelebilirler.

Diğer  yandan; zaman içinde geleceğe ve geçmişe yapılan yolculuklar bir tin tarafından yapılabileceği gibi; değişik yerlerdeki değişik kişilere ait tinler tarafından da, aynı olaya ve yere yapılabilir.

Son yıllarda Avrupa’daki parapsikologlar; geleceği kestirme(tahmin etme)deneyleri yapma olanağı bulmuşlardır. Deney sonucunda; atomsal olayların nasıl bir sıra izleyeceğini; kişiler, önemli sayılacak bir oranla tahmin etmişler(önceden görmüşler)dir.

Aynı tür deneylerin geçmişe gidip gelmelerle ilgili olarak yapılmasında da yarar bulunmaktadır.

Hindistanlı Shanti Devi’nin ve başkalarının daha önceki yaşamına dair doğrulanan anlattıkları da tinin geçmişe yolculuğuyla açıklanmalıdır.

Bitirmeden, benim başımdan geçmiş bir olayı anlatmak istiyorum.

1961 yılında Diyarbakır’daydım. Gürcü Bacı diye; Türkiye’de ünlenmiş bir medyum vardı. Çarpuk çurpuk bir bedeni olan şişman bir kadındı. Bilisizdi, okumamıştı. Bir de, kendisi gibi bir kız kardeşi vardı.

Diyarbakır’a yolu düşen bakanlar, milletvekilleri (Hatta bir başbakan) da Gürcü Bacı’ya fal baktırmışlar ve gelecekleri ile ilgili bilgileri öğrenmişlerdir.

Biz de fal baktırmaya gittik. Aşağıdaki kız kardeşi, bir fincan suya şahadet parmağınızı sokturuyor ve ne soracağınızı aklınızdan geçirmenizi istiyordu. Ben de öyle yaptım.

Sonra; ahşap evin merdivenlerinden çıkıp Gürcü Bacı’nın karşısına dikildim. Gözlerini kapatıp konuşmağa başladı.,

Evlenecektim(Evlendim)

Sarışın bir karım olacaktı(yapma sarışın bir eşim var)

İki oğlum, bir kızım olacaktı(Önce iki oğlum oldu. Eşimle artık çocuk yapmamağa karar verdik. Ben, Gürcü Bacı’nın yanıldığını düşünüyordum. Biz üç kardeştik. İki oğlan bir kız.”Herhalde bizleri gördü, karıştırdı” diye düşünüyordum ki;on yıl aradan sonra bir de kızımız oldu. Gürcü bacı, onu da bilmişti.)

Eşim tarafından zenginlik göreceğimi söylemişti. Öyle bir gelişme olmadı. Bunu eşimin “tinsel zenginliği” olarak yorumladım!

Gürcü Bacıya inancımı yitirmediğimden bir taraftan da eşime her hafta bir kolon süper loto oynatıyorum. Belki de zenginlik böyle gelecektir!

Gürcü Bacı; geleceğe yolculuk yapmıştı. Aklımdan geçirdiklerimin tamamına yanıt vermiş ve doğru yanıt vermişti. On yıl sonra olacakları bilmişti.

Üç kişi gitmiştik Gürcü Bacı’ya. Erdoğan adlı bir arkadaşımız da fal baktırmıştı ve “Bir benim, bir de Allahın bildiği bir konuyu bana anlattı” diyerek bizleri şaşırtmış, kendisi de şoke olmuştu.

Gerçekten de; Gürcü Bacı ve benzerlerinin mutasyon geçirmiş tipler ve yeni biyoformlar(Yaşam biçimleri) olarak düşünülmesi yerinde olacaktır. O zaman; bu kişilerinin DNA larının ve genlerinin gen mühendislerince araştırılması yerinde olacaktır. Medyumluğu sağlayan genin ya da kırılmanın bulunması; herkesin medyum yeteneklerine sahip olmasına yol açabilecektir.

Bir başka öykü de bir başka arkadaşıma aittir.

Evlendikten sonra eşi Birgili Hoca diye bir medyumun olduğunu; ona gidip fal baktırmak istediğini söylemiş. Hafta sonu; Birgili kasabasına arabayla gitmişler. Köy meydanındaki kahvede oturmuşlar.

Birgili Hoca’nın fal baktığı evi; yaklaşık elli metre yükseklikteki bir tepedeymiş. Tepeyi tırmanmışlar. Kilolu olan arkadaşım yolda ”Oturacak başka yer bulamamış mı bu P…”diyerek küfür etmiş.

Sıraları gelmiş; Birgili Hoca’nın evinden içeri girerken Birgili Hoca arkadaşa ”Sen içeri giremezsin. Gelirken bana küfür ettin” demiş ve onu içeri almamış.

Bu olayların da; zamanda ileri ve geri yolculuklar olarak düşünülmesi uygun olacaktır.

Parapsikoloji incelemelerinin sonunda gelinen nokta şudur:

Çekirdek fiziği, yalnızca maddeyi darmadağınık etmekle kalmamıştır. Nükleer olaylarda zaman, mekan ve nedensellik kavramlarının da artık geçerli olmadığı saptanmıştır. Burada; zaman, mekan, nedensellik ilkesi yoktur.

Dolayısıyla; zamanda yolculuk yapılabilir ve yapılmaktadır. Bunun bir nedenselliğinin olması gerekmez.

 
Toplam blog
: 142
: 578
Kayıt tarihi
: 04.09.13
 
 

1940 yılında İzmir'de doğdum İzmir Atatürk Lisesi'ni bitirdim 1961 yılında Mülkiye(Siyasa..