- Kategori
- Şiir
Zamane Kuşak
I.
Bir kelime bozarken cümlede anlamı
Bilmeden üfürmek, ne kadar anlamlı?
Kafa sallar, anlamadan sanki tavuklar
Anlamsızdan anlam çıkarır o lavuklar.
Haziran’da kışı özler, kış olunca yazı
Gerdek gecesi olsa çekilmezdi o nazı
Somunlar yapılır, undan buğdaydan
Bahaneler yaratılır, ondan ve bundan
Görünmezi görenler, görüneni alırlar
Gönülsüz vermeyeni, dağa kaldırırlar.
Kelimeler aynı, anlamları farklıymış
Aldığın bir şey varsa o da ayıplıymış
II.
Ayırma beni kardeşim,
Sırtımda benim sırdaşım.
Aynı kapta kuşluk aşım
Pahası değersiz aşım
Karanlıkta kara başım
Hani bekçi karabaşım
Dimdik yürür, sert bakışlım
Ünü sürer, mert duruşlum
İneğe sorma kardeşim.
Sabah doğmayan güneşim
Muhatabın yok karşında
Sahibiyle konuş derim.
Okurum önce yazmadan
Sonra düşünürüm süzmeden
Kaybederim hep kendimden
Her gece gündüz olmadan
III.
Hac sırasında değil sadece
Cennet yolunda bir derece
Savaşımız ve ömrümüzce
Yaşamımızdır nihayetince
4.
Aynada gördüğünü gerçek sanan insan
Ürker kendine bakmaya, çoğu zaman,
Kendi düşüncelerine kendince inanan
Başka düşüncelerdekiler aynada olan
5.
Karşıda bir insan, kendi aynan
Gülümseyene ağlanmaz,
Arzuyla bakan, güzel bir dilber
Düşün erkeksin içinden neler geçer?
Yakışıklı bir genç adam ya da
Anlı canlı delikanlı, ne olabilir ki?
İnsan insanın aynasıdır, aynası
Bulaşır yüzlerdeki ifadeler,
Yürüme şekilleriyle duruşlar
Naraları saymak yetmez, ya
Anırmalar olmasa…