Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Şubat '11

 
Kategori
Felsefe
 

Zamanı akıtmak 17

17-] Zamanı kendi sırasına göre akıtabilir miyiz? Tüm mesele budur. Zamanı sırasına göre akıtmak zaten, dışarıdan düzenlenebilir oluşlarında, zorunlu bir sonucudur. Çünkü masifliğin bir özelliği de durumunu kolayca değiştirmeye karşı kendisi istekli, değildir. Bunun içindir ki inorganikler, pasif ve mekanik etkilerle, ya da öznel etkilerle değişirler. Ama artı bir direnç koyamazlar. 

Bunun nedeni de; 1- Değişen, zaman ve zeminin; çevresel koşullarıdır. 

2-Yine varlık ve olayların kesikli, çelişkili sürekliliğidir. 

3- Organikleri kendi doymamışlık nedenlerini süreçleşip kendilerini değişmeye zorlarlarken, doymamışlık metalik ya da inorganiklerin süreç evrilmesini, hemen hemen hiç destekler değildirler. 

Organikler, organize değişmelerini kendi özel bağıntılı koşulları içine alacaktan; dış dünyadaki, yani başlangıcın organikleri birleştirme görevini, üzerilerine almışlardır. Su gibi akışkanlar dış etkilerle hal değişim geçişleri gösterirler. Organikler iç süreçlerini, inorganiklere göre daha iyi yansıtırlar. Bu da organik ve in organiklerin hatırlama, hızını ortaya koyar. 

İnorganikler, geçmişlerine değin olan ve kendi üzerilerinde taşınan kısımlarının, çoğaltıcı inşalarını yapamazlar. Tepkileri, hal değiştirmelerinden ve bazı karışım ve filizleri oluştur olmaktan, pek pek öte gidemezler. Yani inorganikler değişmelerine uygun, iç çevreci, zaman ve zeminlerini kendileri yaratamazlar. Yani çevrelerine pasif uyucudurlar. Dış çevreleri onları güder. İnorganikler çevreyle girişmelerinde sürekli ve kesikli biçimde, kaos alanları yaratamazlar. 

İnorganikler karmaşık devinimli, karbonik organizeler gibi olmayan, yapılardır. Bu in organiklerin organizeli ilişkisel düzende olamamalarının bir verimsizliğidir. Yani, demir hep demir atomlarının, yığılan bir birikiş ilişki girişmesi ile sınırlı, yetenekleri de organiklere göre sığ ilişki biçimini ortaya koyacak dırlar. Ya da, beş on çeşit metallerle kaynaşık filiz oluşturma aşamasını geçemeyen, primitif organize ve düzenlenme zaman paketleridirler. İnorganikler de elbet çok dikkate değer bir organize ilklerdir. Organik organizeler bunların üzerine oturan gelişkin devinmedirler. Bu da inorganiklerin enerjiyi düzenli, kontrollü kullanıp, akıtamamalarından kaynaklanırlar. 

İçimizdeki zaman, bizden önceki zamandırlar. Yani bir çeşit bizim bizden önceki yazılımımızdırlar. Nasıl davranıp, ne işi, ne sıra ve ne zamanda, ne malzeme ile yapılacağını hıfz etmiştirler. Birike birike, hıfz etmiştirler. Bu yüzden, bilirler, kavrarlar, tahmin ederler, hayal ederler, kurgularlar, kontrolsüzlüklerin ve la şuur durumlarının, birden bire bilmelerin ve ilhamların; yansımalı zemin alanlarıdırlar. 

Yeni zamanlar, geçmişlere eklenir. Yeni olan, geçmiş üzerine referansla devinirler. Yeni olan geçmiş zamana değin işçi menlik davranışlarını bilirler. Yeni, geçmişe dek bilir oluş tecrübelerini, yeni zamanın ve yeni olgunun, yeni olayları olacaktan, süreçleri üzerine koyarlar. Geçmiş zaman, bizim içimizdeki metabolizmanın, organların, hücrenin vs.' nin, bazal düzlemidirler. Organ ve organ ellerin geçmişin birikimleridirler. Geçmiş zaman içimizde, otomatik ve işlev gen bir bilişti inşadırlar. 

İkinci olacaktan da geçmişler; bizdeki öznelliklerin kısmen, bazal süreçlerden ayrılmasıyla, içti olan organize işlevler, organiklerde; temelleşerek örülmenin fosilidirler. Geçmiş duygu ve hayallerimizin de fantezileşmesidirler. Bu tür örülme ilen; bazal metabolizma değerimiz belli bir seviyede; söz gelimi vücut sıcaklığı olacaktan, belli değerler içinde korunabilmiştirler. 

Ve bu korunmanın bilgi beceri ve donanım devinmesi hala sürmektedir. Bizler, daha biz doğmadan dış dünyayı biliyormuş gibi bu donanımlarla doğar olmamız, bizden önceki zamanlara denk inşa oluşların bizlerle devam edip giden; atalarla geçmiş zamanların bize aktarılanın imgeleşmesidirler. 

Geçmişler ileri akışlı zamanlarımıza referans noktası olurlar. İçimizdeki zamanı durmuş süreçler dış dünyanın bize göre bir modellemesidirler. İçimizdeki geçmişlerimiz, zamanın akışıyla ortaya, bir çok durumlarımızı, içgüdü olacaktan da belirlerler. 

Yani donmuş iç süreçler, içimizdeki donmuş zaman olan; önceden bilmeyi, ya da önceden öğrenme olacaktan, duygu olacaktan, beyne yansıtılır. Örneğin; içimizdeki geçmiş zamanın bir unsuru olan kişi cinselliğini beyne, sosyalleşmiş bir aşk olarak yansıttıran bir plastik durumdur. Cinselliğinizin sosyalleşmeye yansımasıdır. Buradaki sosyalleşme de, karşı taraf cinsin nazı da etkin olmuştur. 

Yeni zamanlar, yarınların geçmişidirler. Yani yarınlar; izafi zaman zeminle, geçmişimizi, şimdimizi ve geleceğin kurgu ve düşünmelerinden hareketle, olgu ve olayların kuantıdırlar ( paketçiğidirler). Yarınlar, trilyonlarca kere, trilyon kez, zaman süredurum, etkileşme girişimleri birliğidirler. Bunun içindir ki, süreklidirler ve bütünsel bir zeminle, süre akışı gibi algılanır olmaktadırlar. 

Zaman
Dünü yaşamadım desem
Gerektiği kadar içimde.
Bir düşünsem bulacağım
İlhamlarım sızladı
Şimdi Deli Dumrul'um. 

Günahlarım kadardan
Birazcık fazlası sevabım
Ya Rab bir anına yandım
Faz ile geçmişe cevabım 

Gün gelmiştir, belirir şimdi
Özlemler geçmiş içinde
Takılırım Herst'e, Markoni'ye
Kirşof'la televizyon, işimdi. 

Sevdaya düşerim
Geçmişler içimde
Hayalini seçerim
Başka başka biçimde
Dünlerim şimdi ile geçimde 

Zaman ve süredurumlarım
Sanki dönerek ilerleyen teker
Faz faklarımdır devinir
Beni, ileri geri çeker 

Faz farkı tersinmemdir deliriş
Olgular oluşlar algımı şaşırır
Mantıki düzenliliğe gelir
Olamlar belirsizlik ve belirim. 

17.01.2009 

Bayram Kaya 

Böylesi süreçler, iç zaman paketçiklerinin (geçmişin) en az boyutla saklanmasıdır. Bunu işlev ve devinim olarak organizmalar üretir. Geçmişin, büyük boyutla saklanması, daha çok enerji tüketim harcanmasıdır. Bu tüketim, daha çok dışa bağımlılık demekti. Evrensel ilke, en az enerji ile en kısa yoldan, iş üretme ilkesine göre davranmaktır. Bu, işlevlilikle organ eller, kendi zaman zeminiyle, yani geçmişiyle, fondan kopmuşlardır (ilkelerle ortamdan belirmek, kendisini ortamdan ayırt etmektir). 

Sürecek 

 

 
Toplam blog
: 418
: 104
Kayıt tarihi
: 26.11.10
 
 

26 yıllık sınıf öğretmenliğinden sonra emekli oldu. Şiir çalışmaları ve deneme türü olan, toplum ..