Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Aralık '10

 
Kategori
Felsefe
 

Zamanı Akıtmak 6

Yine, değişmelerin Dünya'da ve Evrende, her durumu bilip, ona göre tasarımlı bir dizayn olmadığı; ya da hedef seçemezlikçe bilemez oluşu, şuradan da bellidir. Ay'a gidildiğinde, o çok mükemmelliği ile öğündüğümüz gözünüzün, tam bir yanılgı taşıdığı tecrübe edinilmiştir.

Hatta Ay'daki ışınların yoğun atmosfersiz ortamdaki skala dağılım genişliği karşısında siz kendinizin; akıllı tasarımınıza göre; ‘bakar bir göz körü’ olduğunuzu ancak anlarsınız. Bunun içindir ki Ay’a filitre gerisinde bakılır. Ayın tam bir yüzey renk skalası çıkarılamaz. Ayın renginin ne olduğu tam bir açıklıkla tarif edilememektedir.

Evrimci sava göre varlık, çevresine uyumlu bir davranış girişmesidir. Çevre ile girişmesinin ürünüdür. Oysa akıllı tasarıma göre varlık, geleceği görüp ve her olasılığı bilip, bunların hesaplanmasına uyumlu olan sürekli bir mükemmellikle mühendislik harikasıdır! Elbette gözümüz müthiş bir şeydir. Bu gibiden kusurlu oluşu, kendisinin ikmal edilir oluşu vardır. Zamanın akışı, zamanın sürekliliği bir gelecek algısı verir. Ancak geleceğin tam da nasıl olacağı, hatta eş zaman çevrelerin o işlevdi mekanizma için girişilemez ortamlar olmasından dolayı dahi, o işlevler tasarımdı olamamaktadırlar.

Bir olay; çevrede oluşmanın ve çevreye uymanın, seçme ayıklama ilkesi ile belirlenmesinin en güzel yanı olaraktan tezahür eder. Geleceği ve var olan evreni bilir olan dizayn diye sangıladığımız yaratıştı model, geleceği görememiş olmaktan ötürü, böylesine bir farklı ortam girişmelerinde işlevlerin şaşar olması ile yaratılıştı anlayışçı girişme de, kendi kendiliğinden çuvallamaktadır. Örneğin; Ay'ın gerçek rengini dünya damgalı gözle bilemez oluşumuz bundandır.

Zamanın yönü, sıklıkla tekrar eden eğilimin belirmesinden yanadır. Ancak varlık, olgu ve olaylar bu biriken ilişkisel tekrar edilir alışmalarını ve haldeki en ilkel biçimiyle, zaman içinde, girişe girişe; birike girişe; bu günkü düzeye gelmiştir. Bu günkü düzey dahi, 300 sene önceki düzeye göre, farklı kimyasal ve farklı nükleer girişimlerle, karşılaşmalarından ötürü çevre olayları; çevre zamanı işlerlikleriyle yeni biriktirişler içermektedirler.

Bu birikime etkiler iç eğilimi belirlemiş, iç eğilim de, içteki birikmelerin bir yansıması olan çevresi ile girişebilmiştir. Girişmeler, olgu ve olayın seçebilme yetisi olaraktan belirmiştir. Olgu ve olay içindeki milyarlarca yıllık bir gelişme ve değişmelerle girişen sürece değin yeni durum tekrardan yansıtılırdır. Bu yansıtılır nicel devinimler, geçmiş zaman olaraktan etki ve tepkice biriktirilip tekrarlanır olmasıdır. Kazanımlar, tikel varlığın içinde, yeniden oluşturulur, bir akış enformasyon devinimidirler (zamanıdırlar).

Organizma, geçmiş deneyim ve eğilimlerini, kontröllü bir oluşla, kendi inorganikti süreç zamanlarına doğru girişerek olayı nicel ve nitel oluşla sıçratırlar. Bir molekül su yapan yapılar, ya da polimerleşen, yapılar gibi ileri durumlara doğru devinimle süreç eşirler. Suyun hidrojene, oksijene ayrışması gibi de içteki birim kalıp zamanlar sürecini, yine suyun buhar, yağmur, kar, olması gibi hal zamanlarına doğru çevrimleri ileri geri döndürmektedirler. Çevrim (yeni olanı evrim) ancak böylece ortaya çıkmaktadır.

Örneğin uranyum gibi radyo aktif elementlerdeki eskiden beri oluşma ve birikimler, yavaş süreçlerini geriye doğru bir çeşit tersinme yaparlar. Burada şöyle bir paradoksta düşünüle bilir. Kırılan bardak, gelişme süreçlerini birden geri akıtmamışken, yine bardak, bardaklık sürecini ileriye doğru akıtamayacaktır da!

Hâlbuki, radyo aktif süreç ışıması ile oluşan ışınımlar; gerisin geri parçacıklar düzlemine de inseler; milyonlarca, milyarlarca derecelik bir çevresel ışıl basınç kritik zaman eşiğinin ürünü olmaları hesabıyla, şimdiki hallerini daha da geriye doğru götüremezler. Tıpkı, yine yeniden oluşmamış eşikten ötürü, bu ileri akışlı hallerini şu anda daha da ileri götüremeyecekleri gibi.

Kimi türden kritik süreçler, geçmiş zaman bilgisini; geçmiş zamandaki var olmuş entropi ve entalpinin; şimdiki yokluğundan ötürü, bu kritik eşiklerden dolayı, aşamazlar. Ve bigbengden bu tarafa bigbengin içindeki enstantane olan kritik eşikleriyle, bulundukları noktadan, tekrar yeni ilişkilerin ileri basıncından dolayı, geçmişlerini adeta bir tasarımdı şemayı davranır gibi, ağ ilişkileri ile devinecektirler.


Sürecek

 
Toplam blog
: 418
: 104
Kayıt tarihi
: 26.11.10
 
 

26 yıllık sınıf öğretmenliğinden sonra emekli oldu. Şiir çalışmaları ve deneme türü olan, toplum ..