Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '13

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Zamanı geri çağırmak

Zamanı geri çağırmak
 

Güzel şeydir yaşamak! Şöyle yaşamı kocaman nefes nefes yüreğine doldurmak! Kah zamanı çağırmak ve değiştirmek! Kah zamanı esnetmek ya da kovalamak! Bazıları "hayat yarış değil" diyorlar! Neden ki! Oysa hayat kocaman bir yarıştır! Bazen yüz metre koşarsın, bazen bayrak taşırsın, bazen de maraton’a katılırsın. Sonuçta her yıl pastana bir tane daha fazla mum koyarsın! Gözlerin yarışır rüyalarında, sözlerin yarışır dudaklarında! Baktıkça ve konuştukça; yaşlanır, kırışır ve ağırlaşırsın! İşte güzel ol‘an da bu değil midir hayatta! Yenersin, yenilirsin; düşersin ve kalkarsın; tersini bilmedikten sonra nasıl mutlu olacaksın!

Evet evet güzeldir yaşamak ve yarışmak! Maça çıkıp rakibini yerden yere vurmak! Dur bir dakika ! Öyle acımak falan yok! Önce delikanlı olacaksın! Bir şey yapacaksan "mış’a  ve muş’a" hiç sığınmayacaksın! Hem korkma zaten salt yenmek/yenilmek diye bir şey yoktur hayatta! Dönme dolap gibi hep aynı yere geri döner şu dönek dünya! Bugün sensen padişah, yarın olursun meddah!  Bir süre sonra adını da şanını da hatırlayan kalmaz! Bazen de yendikten sonra niye yendin diye taraftardan meydan dayağı yersin. Şöyle kaşın gözün patlar, elmacık kemiğin dağılır, şaftın kayar! Ohh,  işte böyle güzeldir yaşamak ve yarışmak! Sonuçta yendiğine pişman olsan bile; “yiğit yaralı gezer” dersin  ve yaşama devam edersin!

Bazıları "geçen zaman geri gelmezmiş" diyorlar! Bak o da kocaman bir yalan! Hem de en kuyruklusundan! Denedim ben çağırmasını bilirsen tıpış tıpış geliyormuş zaman! Hatta enkarne olmana felan da hiç gerek yokmuş!  Şöyle ki; "yaşam geri sarma butonunu" diye bir şey varmış! Dilersen deneyebilirmişsin. Onu sarıp sarıp, Rocky filminin en meşhur repliğine kadar ulaşabilirmişsin!

İşte bak “Rocky Balboa” yere yığılmış yatıyor şuracıkta! Aslında biliyor musun; o değil sensin yere serilmiş yatan! İşte bak, tertemiz bir dayak yemişsin, arpa çuvalı gibi yere devrilmişsin! Hani aynı filimdeki gibi; yarı deli, yarı denyo bir şekilde bağırıp duruyorsun;

" Adrian, Adrian, Adrian............."

İşte böyle delicesine hayal edebilmektir yaşamak! Dilediğin kişi olabilmektir! Başkalarının yaşamlarını evirip çevirebilmektir! Dilersen kendini ‘Braveheart'ın Türkiye versiyonu gibi hissedebilirsin! Mesela zamanı değiştirip; şu kalleş suratlı, hain bakışlı, uzunbacak Edward’ı geri çağırabilirsin! 

Haydi çağır yaşamı korkma! Gelen sensin, benim, biziz! Bak işte artık bir "William Walance" da sen olmuşsun! Şanlı iskoçya'yı sırtına alıp, kalleş İngilizleri yere sermişsin! Tarihin bağrına hançer sokmuşsun!

Ya ya işte böyledir ; kocaman kocaman çarklıların içine girerek yaşamak! Sen ne sanmıştın ki! Yok öyle  William Walance’ı İngilizlerin ellerine bırakmak! Zamanın kollarında unutulsa bile; mazlumun ahını alıp, iadeyi itibar edebilmekdir yaşamak! 


Kutay Bilgehan

 

 

 
Toplam blog
: 35
: 4626
Kayıt tarihi
: 15.01.13
 
 

İzmir doğumluyum, İstanbul'da yaşıyorum. Şirketlere, ' insan kaynakları ve bilişim teknolojileri'..