Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

AYFER AYTAÇ GAZETECİ YAZAR

http://blog.milliyet.com.tr/ayferaytac

04 Ekim '18

 
Kategori
Güncel
 

Zamlı Zamanlar

Zamlı Zamanlar
 

Neyi hak ediyorsak, onu buluruz. Hak etmek istemiyorsak, yoruluruz.


Kış mevsimine kadem basmadan fırtınaya, tipiye tutulduk bile. Ekim ayı gireli beri zam yağmurları sağanak halinde tepemizden aşağı yağıyor. "Nasıl Korunacağız,"a maalesef çözüm önerilemiyor, üretilemiyor.

Akla, hayale getirebileceğimiz her şey zamlı. çay, simit bile zamlandı. Mümkün değil bir kazançla ev dönmez.
 
Bu zamların karşısında asgari geliri olan, öksüzü, yetimi bulunan, onların da aylığıyla hayata tutunmaya çalışan aileler bile dayanamaz. Ölmeseler de sürünürler. 
 
Ya hiç geliri olmayanlar ne yapacak? Kimi kimsesi bulunmayanlar, hangi nefesle soluk alacak?
 
İş verenlerin vergi artışlarından falan söz etmeyeceğim. Onların yolunu muhasebeciler bulup ayarlamayı ona göre yapıyorlar. Yani yağmurun yoğunluğuna göre sağlam şemsiye açabiliyorlar.
Bu şemsiyeden edinemeyen benim gibi arkalıksızlar da, ömürleri eskiyip toprağa düşene kadar borç altında inlesinler. Kimselerde duymasınlar.
 
Ya gariban ne yapsın, işsiz gençler nasıl hayata umutla baksın? Hastalar nasıl ilaç alsın, dertliler nerde deva bulsunlar. Yoktan yonga olmuyor.
 
Elektriğe neredeyse her ay zam geliyor biliyorsunuz. Bu ay ne kadar yüklü elektrik faturası ödeyeceğim daha bilemiyorum, ama görevliler evime daha sık sayaç kontrolüne gelir oldular onu iyi biliyorum. ödenen faturanın üzerinden 15 gün geçmiyor ki elime bol rakamlı yeni bir fatura tutuşturuluyor.
Sık sık kesilen elektriği ben ne ara bu kadar tükettim, şaşırıyorum. Rahatsızlıklarımdan dolayı hamur işleri yaparak devamlı fırın kullanan da biri değilim. 
Adamlar ilaçların yan etkisinden aldığım kiloları, santralden alıyorum sanıyor olmalılar. Zırt pırt ellerindeki zımbırtıdan meblağ türetilmiş kağıt çıkartıyorlar. "Galiba kurumun taşeron firma çalışanlarına maaş ödeme gününe para denkleştiremedikçe bize sarıyorlar. Bu işin doğrusu nedir, Allah bilir.
 
Çarşıya pazara yansıyan zamların savurduğu insanları düşünemiyorum artık. Ucuz olan hiç bir şey kalmadı. Yumurtaya da yeniden zam gelecekmiş. Zaten gezen tavuk değiller, yemeyiz olur biter.
"Canın isterse, pahalıysa alma!" 
Satıcının bu tafraları çok can sıkıyor. 
Onlar da kendilerini masum gösterip, doları suçluyor. "Doları düşürsün devlet, her şey sudan ucuza" deniliyor. Dolar bahanesi, yalanlarını perdeliyor. 
"Böyle yaşamaya dayanamıyorsan, "tüketme, öl" mantığı. Allah sonumuzu hayır etsin, sabrımızı zorlaştırmasın inşallah.
 
Ne yapalım dostlar? Yine de dayanmaya çalışalım. Ülke bizim, yönetenler bizim. Geçmişte neler gelmiş geçmiş. Bunlarda geçer, fazla üzülmeyelim.
 
Bir vakitler "hem çok, hem yok" durumları söz konusuydu. Ülkemiz sebze meyve doluydu. Lakin insanlarımızın alım gücü daha kötü durumlardaydı. Günümüze bin şükür, hamdolsun Allah'ımıza. 
 
Ülkemizde ekin ekilen yerler, salkım dikilen yerler azaldı. Bostan tarlaları maziye gömülür vaziyete geldi. Bağlar, bahçeler söküldü, müteahhitlerin önüne döküldü. Ekin alanları turizme, falana, filana sunuldu. İnsanlar akıllarını kullanmıyorlar, hırsa kapıldılar, dünyaya gelme amaçlarını unuttular.
 
Yine de diyorum ki halimize bin şükürler olsun. Tadımlık ta olsa, ayakta kalabilecek kadar bir şeyler alabiliyoruz. Paramızın ülkemiz sınırlarında alım gücü var. Yetmeyen yerde banka kartları imdada yetişiyor.
Borçlan, öde. Faiz günahlarını umursama, yahut alma, yeme.
 
Yaşamak için mecburen yemeliyiz. Yiyecek içinde açlığımızı bastıracak kadar olsa da bir şeyler almalıyız; hayatta kalmaya direnmeliyiz. 
 
Yüce Allah yanına alana kadar ruhumuzu, biz de bu bağda, yaban ürünlerini de bağrımıza basarak, bahçıvanlık yapmaya devam etmeliyiz.
 
Tamam zam mam yapsınlar, ne yapacaklarsa varsın yapsınlar. Bu günler de geçer.
Yeter ki bağırıp çağırmadan, kırıp dökmeden, riyakarlık yapmadan; garibana kaş çatmadan baksınlar. 
 
Başa gelen çekilirmiş. "Çekemem" diyebilsek! Desek bile çekeceğiz. 
Gerekirse zamcılar bal yese, biz yavan ekmek yiyeceğiz. 
Simit te lüks oldu yiyemeyeceğiz. Fakirin öğünü simit, geçen ay 1 liraydı. zam gördü 1,5 liradan sunuldu. Bir bardak çay sokak kahvehanesinde 2 lira. 
En azından küçük yerlerde böyle. 
Büyük şehirdekilerin ve herkesin, hepimizin bu zamlı zamanlardan kolaylıkla geçmemiz için Allah bize metanet versin, âmin.
 
Ayfer AYTAÇ - ayferaytac.com 
 
Toplam blog
: 622
: 205
Kayıt tarihi
: 08.12.14
 
 

Gazeteci-yazar ..