Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '12

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Zayıf iç talep büyümeyi vurdu

Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) 2012 ikinci çeyrek (3 aylık) büyüme rakamlarını açıkladı. Gelen rakamlara göre Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 2011’in ikinci üç aylık dönemine göre yüzde 2,9 büyüdü. Beklenti yüzde 3,3 büyümeydi. Gelen büyüme rakamları dünyada ağır ekonomik krizin olduğu 2009 son çeyreğinden sonraki en düşük büyüme rakamı olması önemli. Daha da önemlisi büyüme rakamlarının beklentilerin altında kalmasının ana nedeni olan zayıf iç talep… Bu konuyu yazının ilerleyen bölümlerinde irdeleyeceğim.

Hatırlatma yapmak gerekirse 2011’in son çeyreğinde yüzde 8,4’ten yüzde 5,2’ye gerileyen büyüme rakamları ilk çeyrekte yüzde 2,8 beklentiye karşılık yüzde 3,2 olmuştu. Bugün gelen ve beklentilerin altında kalan rakam ile birlikte yılın ilk yarısında büyüme hızı yüzde 3,1 oldu.

 Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH bir önceki veride yüzde -0,4 açıklanmış ve daha sonra yüzde -0,1’e revize edilmişti. Bu gün açıklanan veride geçen çeyreğe göre yüzde 1,8 arttı. Gelen rakamlar ekonominin ilk çeyrek de ki kaybını telafi ettiğini gösterse de iç talep alarm vermeye başlamış durumda, aşağıda daha detaylı analiz ettiğim yatırım ve tüketim harcamalarında azalma dikkat çekici durumda, peki büyümenin ana kaynağı nedir derseniz. İhracattaki artış.!

 1- İhracat, birinci çeyreğe göre yüzde 7,1 atış gösterdi ve ihracat rakamlarının büyümeye katkısı yüzde 1,8 düzeyinde gerçekleşti.
 2- İthalat, birinci çeyreğe göre yüzde 1,8 artış gösterdi ve ithalat rakamlarının büyümeye yüzde -0,5 negatif katkısı oldu.
 3- Yukarıdaki rakamlara göre ihracatın büyümeye katkısı yüzde 1,3 oldu.

 İç piyasada işler nasıl derseniz 2011 üçüncü çeyreğinde başlayan tüketim harcamalarındaki azalma ilk ve ikinci çeyrekte de devam etti. Ekonomi Bakanımız Zafer ÇAĞLAYAN’ın ifadeleriyle "İhtiyatlı olalım derken, fren balataları sıyrılmaya başladı. Artık yıl sonu Orta Vadeli Program hedefi olan yüzde 4 büyüme hedefinden uzaklaşmaya başladık. İniş gerçekleşti ama bu uçak durmak için inmedi. Yakıt ikmali yapıp yola devam etmeliyiz. Büyümede iç talebin desteği gecikiyor. Bizim yüzde 4'ün altında büyüme gibi bir lüksümüz yok. Balatalar diski sıyırmadan ayağı frenden çekmek gerekiyor. 2023 hedefi için yüzde 5.5 ortalama ile büyümeye devam etmeliyiz. Son 2 çeyrektir görüyoruz ki net ihracatın bu katkısı olmasa ekonomimiz büyümeyecekti."

 Açıkçası bu noktada Merkez’in işinin çok da kolay olduğunu düşünmüyorum, bir tarafta ekonomi bakanı ayağını frenden çek derken diğer taraftan maliye bakanı, dünkü açıklamalarından da anlaşılacağı üzere Merkez’in mevcut politikalarından memnun gözüküyor.

 ***

 Dün açıklanan veriler içerisinde sanayi üretim verileri de vardı, gelen rakamlar bu dönemde sanayi üretiminin, geçen senenin aynı ayına göre yüzde 3,4 artış kaydettiğini gösteriyor. Stoklarda ise tüketim harcamalarındaki düşüşe paralel büyük bir artış gözlenmekte. Yani üretim artmasına rağmen tüketimdeki düşüş stokları arttırmakta. Bu noktada dünkü gelen olumlu sanayi üretiminin devam etmesi için de tüketimin artması gerekmekte, aksi durumda bu stokların daha fazla artmasına ve devamında sanayi üretiminin de yavaşlamasına neden olacaktır.

 ÜÇÜNCÜ VE DÖRDÜNCÜ ÇEYREK BÜYÜME RAKAMLARI

 Yukarıda da söylediğim gibi Merkez’in işi zor görünüyor, bir taraftan Orta Vadeli Program (OVP)’ın büyümede yüzde dörtlük hedefi, diğer taraftan hükümetin uyguladığı sıkı mali politikalar.

 Eldeki verilere göre ihracatta ki artışlarla yıllık büyüme yüzde 3,2 ile 3,5 arasında gerçekleşecek. Bu OVP’ın yüzde 4’lük büyüme hedefi için yeterli olmayacağı gibi büyüyememenin getirdiği yeni yeni işsizler yeni yeni sorunlar da oluşacaktır.

 Kısaca iç talebin mutlak suretle canlandırılması gerekmektedir. Daha öncede ifade ettiğim gibi soğuyan ekonomiyi ısıtmak kolay, ancak motor durduktan sonra çalıştırmak zor olacaktır.

 Hükümetin mali politikayı sıkı tutmakta kararlı olduğu görülmektedir. Bu noktada önümüzde ki dönemde Merkez’e para politikasını gevşetmesi yönünde baskılar artacaktır. Sanırım ilk PPK toplantısında Merkez’in faiz indirimine gitmesi sürpriz olmayacaktır. Kurtuluş diğer Merkez bankalarının para basmasından geçmekte, yoksa bu yıl para politikalarıyla günü kurtarsak bile önümüzdeki seneler, yıllar sonra yeniden negatif büyümeyle karşılaşmamız sürpriz olmayacaktır.

 Sevgilerimle.
 Esra YILMAZ
 https://twitter.com/yilmazesray 

 

 
Toplam blog
: 194
: 1098
Kayıt tarihi
: 24.10.11
 
 

Ekonomist, stratejist, teknik analist ..