Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Eylül '07

 
Kategori
Mizah
 

Zayıflıyoruz sayın seyirciler...

Zayıflıyoruz sayın seyirciler...
 

"Evetttt, sallayın kalçaları bayanlar, evet 1, evet 2, evet 3, döööööööööön, salla... Hadiiiii zayıflıyoruz sayın seyirciler!" Televizonu açtığımda karşıma çıkan sahneyi size biraz da olsa canlandırmak istedim sevgili okurlar. Hangi program olduğunu söylemeyeyim, reklam olur...

Yayıldı bu programlar. Hiç yoktan bir tanesine rastlamışsınızdır. Sabah programlarında bile bir iki bayan var diğer bayanları 120 kilodan 55 kilioya indirmeye çalışan. Malum ev hanımları, sürekli yemek yap, tv izle, sonra o yemekleri ye derken çalışan kadınlardan biraz daha toplu oluyorlar. Zayıf ev hanımları alınmasın, demek ki onların metabolizmaları hızlı (!).

Çoğu insanında evinde tv karşısına geçmiş bu hareketleri yaptığını biliyorum. Eskiden step falan yapılırdı, şimdi moda daha çok dans... Oryantal olsun, bir tarza sahip olmayan ama müzikle sallanılan danslar olsun, çok çeşit var bu konuda. Ama ben oryantalları seviyorum. İzlemek inanılmaz eğlenceli oluyor. Ortalama 110 kilo olan bayanlar bellerini kıvırıyorlar! Hakikaten kızmayın bana, ben de şişmanım... Ama kalkıp da 70 milyonun (!) önünde kalça atmaya çalışmıyorum. Ha özgüven eksikliği belki... Ama bilmiyorum bu noktada özgüven istemem herhalde...

Bir kere, bu işler o kadar insanın gözü önünde olmaz... Buna bağlı olarak, stüdyosunda seyirci bulunmayan, iki kadın ve bir erkekten oluşan zayıflama programları da var. Onlar daha oturaklı... Ne bileyim benzetme yaparsak, biri Seda Sayan Şov, diğeri de Kürşat Başar Sov... Bu bahsettiğim programlarda kimse "hadi zayıflıyoruz sayın seyirciler" demiyor. Nerden mi biliyorum? Baştan sona iki türde programı oturup izledim. Niye mi? E size oturup bu konuda yazı yazabilmek için...

Hangisi daha yararlıdır diye soracaksınız, bilmiyorum denemedim. Ama hangisinin daha eğlenceli olduğunun zaten sorulması abes olduğu gibi, cevabı da kabak gibi ortada... Ben o oryantal yapmaya çalışan hanımlara tam destek veriyorum. Özellikle kilo bakımından diğerlerine tur bindirmiş, ama bir o kadar da oryantalda iyi olan bayanlar var. Türk genininden herhalde, doğuştan geliyor böyle şeyler... Yaklaşık 8 yaşlarındayken kadın toplantılarında (toplantı diyorum dikkat edin, salon kiralanıp yapılırdı bunlar Bursa'da) oynamışlığım vardır. Ama ondan sonra kendi mezuniyetimde oynamadığımı biliyorum. Benimki de fazla utangaçlık tamam hemen üstüme atlamayın. Dediğim gibi bazılarında doğuştan var yetenek. Kilo milo fark etmiyor.

Ben de spora başladım. Annem zorla beni o dansa benzer ama pek de dans olmayan step türü derslere sokmaya çalışsa bile, ben yürüyüş bandından pek inmiyorum. Günde yarım saat... Kitap da okunmuyor yürürken, insanın canı sıkılıyor. Ha vardığın bir yer olsa onun sevincinde basacaksın gaza ama o da yok ki... Havuza bakan bir camın ardında 30 dakika boyunca yürüyorsun. Bende pek etik olmasa bile sesli kitap indirdim internetten. Hani şu görme özürlüler için okunan. Şu an "Denemeler"i dinliyorum. o bitince "Beyaz Diş"i dinleyeceğim. İyi oluyor yürürken...

Neyse sözü uzatmadan, bu programlara bu kadar talep olduğu için önce Türk halkını, sonra 150 kilo olan bayanların 55 kiloya inmek için verdikleri mücadeleyi, ondan sonra da o bayanların tatlı dilli eğitmenlerini kutluyorum. İnşallah daha nice kilolar verilecek ekranlarda... Eveeeeeeeeeet, zayıflıyoruz sayın okuyucular! Hoppa!!
 
Toplam blog
: 101
: 2198
Kayıt tarihi
: 01.02.07
 
 

91 doğumluyum, elimden geldiğince yazmaya çalışıyorum, çalışmaya da devam edeceğim. Ta ki büyüyene k..