- Kategori
- Şiir
Zehr-i Ala...
ey aşk,
ilişme, yorma,
sorma gayrı bilmez misin
halim nicedir gam
toprağı zardır yüreğimin meyvesi ham
sonrasıyım sadakatsizliğinin
ki kalanım bir tutam can, emaneti yaradan
ama sen yine de al istersen
o da senin olsun dola alına, yalanına
senden gerisi zaten talan
seni toprak,
seni ecel belledim gayrı
avlusuz cami, safsız cenaze belledim inancıma
feyz-i ala diyetimde zehr-i ala niyetine alev alev dalgalanadursan da
alına salına bir daha vursan da ne yazar ki şimdi aşk
seni gül,
gülden öte kozasız kelebek bellemiştim oysa sineme
sancısı kor, koru hançer bahçesiz dikenim şimdi
dünü güne rahmet eyledim gayrı
sokul, sokulabiliyorsan şimdi ateş düşmüş ahıma, vahıma, ahirime...
ilhanaşıcıtemmuzkibinondokuz