Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mart '11

 
Kategori
Siyaset
 

Zekeriya Öz'ün Görevden Alınması Ne Anlama Geliyor?

Zekeriya Öz'ün Görevden Alınması Ne Anlama Geliyor?
 

Ergenekon Davası kapsamında Ahmet Şık ve Nedim Şener’in tutuklanmasından sonra AKP iktidarının bu defa baltayı taşa vurduğuna dair görüşler ileri sürmüştüm. Zira Ergenekon Davası kapsamında bir hedef şaşırtmacası olduğu malum hale gelmişti. Şayet AKP’nin içerisini düşünürsek ve AKP bünyesinde siyaset yapan kimi çevreleri mercek altına alırsak, bu kimilerinin Ergenekon denen çevreyle münasebetlerinin olmadığını düşünemeyiz. Dava bir şekilde ilerlerken, belki de davanın bir yanında dahi olamayacak isimleri hedefe koymak bir anlamda “muhalifini susturmak” iddialarını geçerli hale getiriyor. Kaldı ki Nedim Şener’in, Hrant Dink cinayetini mercek altına alması ve davayı enine boyuna irdeleyerek, mevcut iktidara bağlı olan bürokratların görevlerini savsaklamak suretiyle adeta Hrant Dink’i ölüme doğru götürdüklerine ben fazlasıyla ikna olmuş bir insanım. Her ne kadar Nedim Şener’in temel hedeflerinden birisi Hrant Dink cinayeti üzerinden hareket ederek, Ergenekon Davasını Hrant Dink cinayetine bağlamak gibi bir hedefi olsa da (Bu konuda net bir şey söyleyemem) Hrant Dink cinayetindeki ihmalleri göz ardı edemeyiz. Hrant Dink cinayetinin bir Ergenekon marifeti olduğu ortada…

O halde…

Ergenekon Davasını yürüten Savcı Zekeriya Öz’ün, HSYK tarafından yetkilerinin alınarak terfi ettirilmesi ne anlama geliyor?

Ben Ergenekon Davasının buraya kadar olduğunu düşünüyorum. Umarım yanılırım.

Biliyoruz ki AKP’nin başarısındaki en önemli etkenlerden birisi, sürekli kamuoyu araştırması yaptırması ve güncel gelişmeler karşısında AKP’nin takınmış olduğu tavır ve bu tavrın kamuoyunda algılanma biçimini irdelemek suretiyle, söylem dilini ona göre ayarlaması üzerine kurulmuş durumda. Ergenekon Davası kapsamında tutuklanan Nedim Şener ve Ahmet Şık gibi iki ismin tutuklanması, basılmamış bir kitabın taslaklarının toplatılması sonrasında, kamuoyunun bu duruma ikna olmadığı ve bundan sonraki süreçte AKP iktidarının muhaliflerini susturmaya yönelik adımlar atacağı endişesini taşıması, kamuoyu yoklamalarında ortaya çıkan gerçekler oldu. Kendi çevremden edinmiş olduğum en yalın izlenim benim açımdan da böyleydi. Çevremde Ergenekon Davasının devam etmesi yönünde yaklaşımları olan birçok kimse, Nedim Şener ve Ahmet Şık olayı ve basılmamış bir kitabın taslaklarının toplatılmasına dair ortaya atılan iddialar karşısında ikna olmamış bir tavır içerisine girmişti. AKP’nin haftalık kamuoyu araştırmalarının sonucunun, Nedim Şener ve Ahmet Şık tutuklamaları, basılmamış bir kitabın taslaklarının toplatılması sonrasında “yıpranmak” olarak çıkması tuhaf değil. Hiç şüphe yok ki AKP bu kamuoyu algısını değiştirmek için şu sıralarda büyük bir çaba harcıyor. Zira henüz daha seçim arifesindeyken, AKP hiç de beklemediği bir oy kaybı yaşayabilir.

Daha önce birçok defa ifade etmiştik, “Ergenekon Davası Fırat’ın öte yakasına geçemiyor” diye.

Özel Harekâtçı Ayhan Çarkın’ın anlattıkları göz ardı edilemez. Oysa henüz daha bu konu üzerine ciddi bir şekilde gidilmiş bile değil. Bir kaç gün önce CHP, Ayhan Çarkın’ın kendilerine gelip her şeyi anlatmasını istedi. Ayhan Çarkın’ın itiraflarını Ergenekon kapsamı dışında düşünmek mümkün mü? Veya Susurluk Davası’nı Ergenekon’dan bağımsız düşünmek mümkün olabilir mi? Onca faili meçhul cinayetler, onca provokasyon eylemleri, misyonerlere yönelik cinayetler, Hrant Dink cinayeti, Rahip Santoro’nun öldürülmesi, Zirve yayınevi katliamı, toplu mezarlar… Bunları bir yana koyalım ve gelinen noktada Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tutuklanmasını, basılmamış bir kitabın taslaklarının toplatılmasını meşru görmek, Ergenekon Davası’nın tabir bu ya pek bir limoni hale gelmesine neden olur. Bundan daha vahim bir durum da düşünemiyorum. Fakat daha öncede ifade ettiğim gibi bu dava sanki “buraya kadar” izlenimi yaratıyor zihnimde.

HSYK’nın, Savcı Zekeriya Öz’ün yetkilerini alarak terfi ettirmesini bir anlamda AKP’nin, kamuoyundaki algılanma biçimine ilişkin olumsuzluktan dolayı davadan uzaklaştırması olarak algılıyorum. Kim bilir belki yanılıyor da olabilirim. Ama şu anki düşüncem bu yönde… Her ne kadar Başbakan benim işim başka, yargının işi başka ve herkes kendi işini yapsın dese de, doğrusu bu ya, kimsenin bu söyleme dair ikna olacağını sanmıyorum.

Savcı Zekeriya Öz, Ergenekon Davası’nın aynı zamanda hafızasıdır. Bir dizi eksiklikleri olsa da ve davanın gidişatına ilişkin sorgulanabilecek çok şey olsa da, (Nedim Şener, Ahmet Şık, Basılmamış Kitap Taslaklarının toplatılması) bu davaya ilişkin zihni en açık olan isimdir. Bu denli karmaşık bir davanın, binlerce sayfadan oluşan iddianamelerin birinci elden sahibidir Savcı Zekeriya Öz… Davanın iyiden iyiye gözden düşürülmesinden öteye neye hizmet eder Savcı Zekeriya Öz’ün görevden alınması?

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..