Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Kasım '13

 
Kategori
Güncel
 

Zekeriya Sofrası...

Zekeriya Sofrası...
 

Benim sofram...


Öğrenmenin yaşı yokmuş, yaşadıkça başka başka şeyler öğrenmek mümkünmüş, ama gönül ister ki öğrendiğim her şey yeni ufuklar açsın, ışıldasın belleğimde. Gerçi öğrenmenin iyisi kötüsü olmaz, her bilgi birer ışıktır.

Zekeriya Sorfası diye bir şey öğrendim bugün mesela. Bir adak adayan bir kişi adağı gerçekleştiğinde Zekeriya Sofrası kuracağım diye adarsa ve o dileği yerine gelirse yerine getirmekde yükümlü bunu. Bugün bir adak sonrası kurulan Zekeriya Sofrası 'nın konuğuydum.

Bu bir ritüel. Tıpkı bir bebek mevlüdünde bebeğin bir battaniyeye konulup mevlüde gelen bütün hanımlar tarafından elden ele geçerek sallanması gibi, sünnet olan çocuğun annesinin sünnet esnasında bir kapı arkasına sokulup ellerinin içine aldığı oklavayı döndürmesi gibi...

Kırk bir çeşit yemekten ve oluşan bir ikram masası, bu güne ve sofraya özel duası ve secdesiyle bütünleşen bir ritüel.

Bu güne gelen bütün misafirlerin bu masadaki bütün yiyeceklerden tatması zorunluluğu var, az ya da çok hepsinin tadına bakmak zorunda bütün konuklar.

Kırk bir çeşit gıdadan oluşan bu ikramların hepsini az az da olsa tattık, ardından duamızı ettik, çay kahve faslı derken akşamı ettik. Dönüp geldim evime.

Şu an elimdeki nane-limon fincanı, midemdeki kırk bir çeşit yiyeceğin ileri geri itişmesi sonucu çıkan arbedeyi kontrol altına alma amacı gütmekde. Başarılı olur mu bilemem!

Aslında başka bir yerlere bağlayacaktım bu konuyu ama yazının gelişme bölümü kendi içinde gelişip, farklı bir konuyu içine alacak bir tevessülde bulunmayınca, yazı yuvarlanıp gitmiş kendi halince.

Hal böyle olunca da benim bağlantı yapmak istediğim "Tadında bırakmak, tadını kaçırmamak" konu bağlantısı burada yamalık gibi kalmak üzere. Yemeğin de, gezmenin de, yaşamanın da tadını kaçırmamak falan diye bağlantı kuracaktım.

İlaveten, tadında bırakmak lazım, gitmeyi de kalmayı da... Zorla ve istemeden kalmak da, gönülsüz ve istemeden var olmaya, var etmeye çalışmak da hiçbir değeri olmayan davranışlar.

Baktın gördün işin suyu çıktı, ve de asla "Olmayacak" ; ya çekip gideceksin, hem de ardına bile bakmadan, ya da yol vereceksin, tadında bırakarak, tadını kaçırmadan isteyen istediği yere gitsin diyecektim :)

Nuray ÖRS

Sevgi ve muhabbetle..

 

 
Toplam blog
: 153
: 1584
Kayıt tarihi
: 18.12.08
 
 

Yaşamayı seven, yaşamı dürüst ve içten yaşayan, evi, eşi ve iki yavrusunun annesi... ..