Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '06

 
Kategori
Müzik
 

Zeki Müren

Zeki Müren
 

Bugün Sanat Güneşimiz Zeki Müren’in ölümünün onuncu yılı… Birlikte yaşadığımız, birlikte yaşlandığımız insanların, bizimle birlikte değişip zamanla "başka biri" haline geldiğinin farkında bile olmuyoruz. Yollarımız bir bir ayrılırken, başka topraklara düşmüş tohumlar gibi, herkes kendi geleceğini birilerine emanet edip gidiyor. Ama, aynı atmosferde olduğumuz için değil de, benzer zevkleri paylaştığımız için, doğrudan ya da dolaylı, yavaş yavaş tanıdığımız; uzaktan uzağa sevdiğimiz, derken, kendilerine gönlümüzün en mutenâ köşesinde yer verdiğimiz, çoğu zaman kendileri tarafından asla tanınmadığımız halde uğurlarına dostlarımızı bile rahatça kırabildiğimiz kimseler... Yok mu?... Onlar ki, bazen insan olarak kendileriyle aramızda kim bilir ne uçurumlar vardır; bir arada olsak belki bir an bile anlaşamayız; ama adlarını duyduğumuzda içimiz bir tuhaf oluverir. Hayranızdır onlara. Onlar Dünyanın süsüdürler, onlar, kendilerinin değil, bizimdirler…

Zeki Müren, 6 Aralık 1931'de Bursa'da doğan Klasik Türk Müziği sanatçısıdır.

Zeki Müren Bursa'da tamburi İzzet Gerçeker'den aldığı solfej ve usül dersleriyle musiki bilgileri öğrenmeye başladı. 1949'da, Boğaziçi Lisesi'nde okurken Agopos Efendi (sinema yönetmeni ve senaryo yazan Arşavir Alyanak'ın babası) ile udi Kirkor'dan aldığı derslerle de musiki eğitimini sürdü. Daha sonra, fasıl musikisini iyi bilen ve geniş bir repertuvarı olan Şerif İçli'den çeşitli eserler meşk etti; Refik Fersan'dan, Sadi Işılay'dan, Kadri Şençalar'dan yararlandı.

1950'de sınavla İstanbul radyosu'na girdi. İstanbul radyosunda 1951'de, canlı olarak yayımlanan bir programda ilk radyo konserini verdi; bu konseri çok beğenildi. Bundan sonra Türkiye radyolarında düzenli olarak okumaya başladı. Radyo programları on beş yıl sürdü; bunların çoğu canlı yayın programlarıydı. Müren bundan sonra kendini daha çok sahne ve plak çalışmalarına verdi. Alışılmış kalıpları zorlayan elbiseleri ve sahne davranışı ile halkın ilgisini sürekli olarak üstünde tutmayı başardı.

Zeki Müren altı yüzü aşkın plak, kaset, CD doldurdu. Plağa okuduğu ilk şarkı Şükrü Tunar'ın "Bir muhabbet kuşu" güfteli şarkısıdır. Müren 1955'te, "Manolyam" adlı şarkısıyla Türkiye'de ilk kez verilen Altın Plak ödülünü kazandı.

İki yüz dolayında şarkı besteledi. On yedi yaşındayken bestelediği "Zehretme hayatı bana cânânım" mısrayla başlayan acemkürdi şarkı bestelediği ilk şarkıdır. "Şimdi uzaklardasın gönül hicranla doldu" (süznâk), "Manolyam" (kürdilihicazkâr), "Bir demet yasemen" (nihavend), "Gözlerinin içine başka hayal girmesin" (nihavend) güfteli şarkıları sık sık okunan, en sevilen şarkılarıdır. Müren bu şarkıları plaklara da okudu.

Zeki Müren 1954'te Beklenen Şarkı adlı filmde sinema oyunculuğuna başladı. Büyük bir ticari başarı kazanan bu filmden sonra şarkılarının çoğunu kendisinin bestelediği on sekiz filmde daha oynadı. 1955'te de Arena Tiyatrosu'nca sahneye koyulan Çay ve Sempati adlı oyunda da baş roldeki oyuncuydu. Ayrıca 'Bıldırcın Yağmuru' isimli bir şiir kitabı da vardır.

Zeki Müren kalp rahatsızlığı ve şeker hastalığı yüzünden 1980'den sonra sahne hayatından ve musikiden uzaklaştı. Bodrum'daki evine kapandı, münzevi bir hayat yaşadı. 24 Eylül 1996 Çarşamba günü, TRT İzmir Televizyonu'nda kendisi için düzenlenen tören sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumdu. Cenazesi görülmemiş bir halk kalabalığının katılmasıyla büyük bir törenle kaldırıldı. Mezarı, doğum yeri olan Bursa'da Emirsultan mezarlığındadır.

Vasiyetinde mirasının en büyük bölümünü Mehmetcik Vakfı'na bıraktı.

Sevgiyle kalın. Zeki Müren için sadece bir fatiha…

 
Toplam blog
: 359
: 4545
Kayıt tarihi
: 05.06.06
 
 

İstanbul Kadıköylüyüm.Yardım seven, sevimli bir insan olduğumu söyler dostlarım... Eşimi, kızımı,..