Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Şubat '10

 
Kategori
Deneme
 

Zemherinde bahar

Zemherinde bahar
 

Poyraz Eser Kar Uçarİşte Fırtınada Size


Saymadım kaç yıl oldu. Aklımın bir köşesine kalıcı olarak yazılmış.

Hiç unutmadım o günü. Kıyamet kopuyordu sanki. Bir kar, bir bora.

Esen poyraz yaratıyordu fırtına. Göz gözü görmüyordu şafağın ışıklarında.

Şahitliği varmış babamın. İhzar çıkartmış mahkeme ona. Gidecekti kar demeden, fırtınaya aldırmadan duruşmaya.

Giydi haki kilot pantolonu, yün çorabı da çekti dizine kadar üstüne.

Kuşağını sardı beline. Bir çift kısrağımız vardı. Biri kır, öteki doru.

Onları çıkardı ahırdan, getirdi kapının önüne. Amudunu taktı atların boynuna. Koştu iki dakikada at arabasına.

Başına yün bir atkı sardı. Sırtına kepeneği aldı. Oturdu arabanın üstüne.
Bir elinde terbiye, ötekinde kamçı, dilinde besmele, şaklattı kamçıyı atların üstüne.

Diz boyu kar yerde, fırlayamadı atlar istese de. Yavaş yavaş döndü tekerlekler karın üstünde. Çok gitmeden kayboldu görüntü fırtınanın içinde.

Zaman yıllar kadar uzun geldi bize. Geri döndü babam beş on dakika içinde. Yol kapalıydı kardan. At, araba ve babam olmuştu kardan adam. Kendini zor attı arabadan.

Koşuştuk kim varsa evde. Falakadan çıkardık atları, süpürdük üstündeki karı.

Biz çok gördük böyle fırtınaları.

Şimdi:

Ne tipi var, ne kar. Poyraz esmiyor, karayel hiç yok. Yıldız ve keşişlemeyi unuttuk. Lodos bir ara ben buradayım dedi sıcak yüzünü gösterdi ve gitti.

Bulutlar güneşle sözleşmeli, biri gelince diğeri onun gölgesine saklanıyor.

Soğuk kimliğini kaybetmiş. Gece karanlığında bile dalamıyor çiçeklerin yüzünü.

Rengârenk mevsim çiçekleri, konuklarını tatlı bir tebessüm ve sıcak gülümsemeyle selamlıyor.

Uzanabilse elleri, renklerden bir demet yapıp verecek, gıpta ile kendine bakan ziyaretçilere.

Yağmur, Güneş’in sıcak ışıkları arasından inci gibi dökülüyor tane, tane.

Bazen sağanak, bazen de avanak ıslatan yağıyor şemsiyenin üstüne.

Düşen her damla, bir melodi. Belki bir zikir, belki de içinde aşk olan güfte.

Ufukta gökkuşağı renklerini vitrine koymuş.

Güzelliği renklerde arayan gözler keyifle izliyor renk cümbüşünü.

Geceyi karanlığın kucağında geçiren göçmen kuşlar; birbiri ardına çığlık atarak terk ediyor tünedikleri kaya kovuklarını.

Zemheride baharı yaşamak, mor sümbüllü bahçede, yeşil çimenler arasında koşma ve saklanbaç oynama duygularını kamçılıyor içimdeki kıpır kıpır çocuğun.

 
Toplam blog
: 380
: 438
Kayıt tarihi
: 27.08.07
 
 

Karanlığın düşmanı Işık! Gecenin zifiri karanlığı, şafak sökerken yerini, ufukta yükselen Güneş Işı..