Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ağustos '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Zemzem kuyusuna işemek

Zemzem kuyusuna işemek
 

Vaktiyle Arabistan’da bir adam yaşarmış. Hiçbir vasfı olmayan bu adam çevresinde gördüğü insanlara özenir, onlar gibi olmak istermiş ancak bunun için hiçbir çaba göstermezmiş.

Bir gün aklına bir fikir gelmiş. Öyle bir şey yapmalıymış ki Arabistan’daki herkes onun hakkında konuşsun, onu tanısın, ismini öğrensin ve bir daha unutmasın, şöhreti yalnız Arabistan’la da sınırlı kalmasın, ününü kendisinden sonraki nesiller de işitsin.

Eve gidip içebildiği kadar su içmiş ve sonra da zemzem kuyusunun başına gidip kuyuya işemiş. Planı işe yaramış gerçekten. Biraz dayak yemiş yemesine ama herkes ondan bahseder olmuş. Onca yediği sopaya rağmen adam içten içe seviniyormuş. Meşhur olmuş ya sonunda!

Günler geçmiş. Olay yavaş yavaş unutulmaya başlanmış, hayat normalde dönmüş. Artık kahramanımızın adını kimse hatırlamaz olmuş. Herkes ondan “bevval-i çeh-i zemzem” yani “zemzem kuyusuna işeyen” olarak bahsediyormuş. Adamın adı sanı unutulmuş ancak lakabı günümüze kadar gelmiş.

Böyle bir giriş yapmamın sebebi son zamanlarda sosyal medyada meşhur olmaya çalışan bazı tipler. Tabi hepsini aynı kefeye koymak doğru olmaz. İçlerinde bizi gerçekten güldüren, gözlem yeteneğini başarıyla aktaran, kaliteli durum esprileri yapan arkadaşlar yok değil. Benim sözlerim sosyal medya aracılığıyla insanlara tepeden bakan, bakmaya çalışan o tiplere yönelik.

Bu arkadaşlar, meşhur olmak için her şeyi denedikleri gibi son zamanlarda “fakir” kelimesini hakaret amacıyla kullanmaya başladılar. Kendilerine göre bir fakirlik algıları var ve insanlara bu şekilde hitap ederek güya kendi egolarını tatmin ediyorlar.

Cumartesi akşamı evde mi oturuyorsun? Fakirsin! Bu sene tatile çıkamadın mı? Fakirsin! Tatile çıktın ama yıldızlı otellerde kalmadın mı? Yine fakirsin! Araban mı yok? Fakirsin! Araban var ama son model değil mi? Yine fakirsin. Sonuçta, benden bir tık aşağıdaysan “fakirsin”.

Eskiden, “Fakirlik ayıp değil tembellik ayıp.” denirdi ama şimdi tam tersi bir durum hâkim.  “Zengin ol ya da bu uğurda öl.” anlayışının doğurduğu boşluğa doğru hızla gidiyoruz.

Hayattaki tek amacı maddi tatmin olan insanlar boşluğa düşmeye mahkûmdurlar. Çoğu zaman, mutluluk onlardan uzaktadır da bundan haberleri yoktur. Oysa kendi ruhumuzu ve diğer insanları ıskalarsak bu hayatta asla mutlu olamayacağız. Zengin olabiliriz, başarılı da olabiliriz, makam mevki ve şan şöhret sahibi de olabiliriz ama mutlu olamayacağız. 

Muhtaçlara yardım etmek de bizim elimizde onları görmezden gelmek de. Bir yaraya merhem olmak da bizim elimizde yaraya tuz basmak da. Ardımızda hoş bir seda bırakmak da bizim elimizde zemzem kuyusuna işemek de! Seçim bizim!

 
Toplam blog
: 2
: 298
Kayıt tarihi
: 21.12.12
 
 

İstanbul'da yaşıyorum. Roman, hikaye ve şiir okumayı seviyorum. Spor, müzik ve sinema diğer ilgi ..