Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Haziran '07

 
Kategori
Üniversiteler
 

Zengin olmak ister misiniz?

Zengin olmak ister misiniz?
 

Üniversitelerde kayıtların başlayacağı günlerde yayınlayacağım blogu'mu biraz öne çektim, içeriğini değiştirdim, birazcık.

Evet, zengin olmak ister misiniz? Yani ne kadar bir servetiniz olsun isterdiniz? Her birinizin vereceği cevaplar farklı olabilir. Benim cevabım yıllardır aynı. Sadece yapmak, hayata geçirmek istediğim bazı düşüncelerimi gerçekleştirecek kadar zengin olmak isterdim. Yapmak ve yaşamak (yani geri kalan günlerinizi çok rahat bir şekilde sürdürmek) farklı şeyler.

Sahip olduklarım bundan sonra geçireceğim günlerimde beni ne öldürür ne de oldurur. Çalıştığım sürede kazandıklarımla sahip oldum elimdekilere. Dediğim gibi yeter şimdilik. Çocuklarıma iyi bir eğitim almalarını sağlamak için ne yazlığım oldu bu güne kadar, ne de ikinci bir evim var. Bir apartman dairesi ve kapıda süs gibi duran bir otomobil. Benzin pahalı, yoksa o benim aklımdan geçenleri iyi bilir.

O zaman neden ve ne kadar zengin olmak istiyorum? Çocuklarıma “Aman! Sıkıntı çekmesinler” diye daha iyi bir gelecek hazırlamak mı, yakın arkadaş ve dost çevreme destek olmak mı, ya da benzer şeyler düşünceler mi beni zengin olmaya iten? Hiç birisi.

On seneden fazla olmuştur her halde. Büyük oğlum üniversiteyi kazandığında Ankara’ya gittik, kaydını yaptırdık. Yurt yani yatacak yer sorununu çözemedik. Okulundan uzak farklı yerlerde (bazen kısa-bazen uzun) iki yıl göçebe hayatı yaşadı, 3 gün otelde, 1 ay bir kurumun konuk odasında, 5 gün orada, 2 ay şurada, burada. (Yurtlara kabul edilmeyişimiz ayrı bir hikayedir, uzatmayalım.)

O zamandan beri zengin ama yapmak istediklerimi yapacak kadar çok zengin olmak istiyorum. Üniversitelere gidip, ilgililere “Bana kampüsün içinde yer gösterin, öğrencileriniz için yurt yaptıracağım, sokakta kalmasınlar” demek istiyorum.

İlk kez 1969 yılında oy kullandım. O tarihten beri de kullanırım, muhtar seçimlerine varıncaya dek. Siyasetten ve siyasilerden iyice soğudum artık. Bazılarınıza ters gelebilir düşüncelerim, ama kusura bakmayın. Hiç birisine artık ne güvenim var, ne de inancım. Gene de oyumu kullanacağım. Boş oy atmadım bu güne kadar.

22 Temmuz’da seçimler var. Çarşı ve sokaklar bayram yeri gibi, parti bayrakları ile süslenmiş. Adayların gövde gösterileri ise yüzlerce araç konvoylarından belli oluyor. Daha önceki seçimlerde de bu şaşaa vardı. TV’lerdeki haberleri izliyoruz, aynı, bildik şeyler. Gazetelere bakıyorsunuz onlar da aynı. A partisi B yi suçladı. B c yi, C A yı diye sürüyor. Ülkemizde en geçerli propaganda budur. Hep suçla, mazlumları oyna, halkımızın değer verdikleri Cumhuriyet, Din, Vatan –Millet- Sakarya gibi değerleri koz olarak kullan. Ve diğerini suçlamaya devam et.

Peki iktidara gelince ya da yeniden gelince ne yapacaksınız? Bir çok sorun var. Ben sadece bir tanesine değiniyorum. Her ile üniversite getirmekle üniversite ve üniversite öğrencilerinin sorununu mu çözeceksiniz? Bırakın nasıl ve kimlerle eğitim vereceğinizi, bu çocuklar, nerede barınacaklar, karınlarını nerede doyuracaklar? Bu konular var mı gündeminizde? Nerede, ne zaman dile getirdiniz bu soruna bulacağınız çözümleri? Bazı çevrelerin arayıpta bulamadığı bir ortamdır öğrencilere “kucak açma” tuzakları. Neler olduğunu sizler de benim kadar iyi bilirsiniz.

Daha fazla uzatmaya gerek yok. Sevgili Mustafa Mumcu abimin yazdığı.son yorum beni buralara getirdi. Çok az zengin olsam otomobilime seni ve bizlerle uyum sağlayacak iki kişiyi de alır ve “Tüm masraflarınız benden” der ve öyle giderdik oralara. Biraz daha zengin olsam 8 Eylül’de yapacağımız toplantıya katılanlara gece sonunda Güzelgah’tan ayrılırken “Geldiğiniz için, İzmir ve İzmirli blogcularmız adına çok teşekkür ederiz Güle güle gidiniz”diyerek gönderirdim evlerine herkesi.

Sevgili Mustafa Mumcu abi, beni tanıman için benimle tanışman lazım.

Resim : Bildik bir yere benziyor, (www.veritaserum.com) dan alınmıştır.

NOT: Son iki yazımdaki paragraf bitiminde verdiğim satır araları yazılarımın aslında var. Ana sayfamda okuduklarınızda yok. Düz yazı gibi olmuş. Okurken gözünüz yorulup, dikkatinizi dağılabilir. Bu yazımda öyle olursa kusura bakmayın, .

 
Toplam blog
: 240
: 2494
Kayıt tarihi
: 13.04.07
 
 

6 Mayıs, bir Hıdırellez günü "Merhaba dünya" demişim. Geçen elli küsur yıl. Bir şarkı vardır Osma..