Zengine teskere, fakir askere

Günlerdir iktidarın elinde bir silah olarak kullanıldı.

Günlerce “olurdu, olmazdı” tartışmaları yaşandı.

Genel seçim öncesi Sayın Başbakan meydanlarda nutuklar çekti “Bedelli Askerlikle” ilgili.

“Kimse bana bedelli askerliği uygulatamaz, bu ülkenin zenginin yanında fakiri var, garip gurabası var, ödeyebilecek var, ödeyemeyecek var, böyle bir adaletsiz uygulamaya ben imza koymam, meclis karar verirse de seçimden sonra referanduma götürürüm” restini de çekmişti.

Başbakan’ın o günlerdeki açıklamaları en azından şehit ailelerinin yüreğine su serpmişti. En azından hükümetin başı bu işe karşıydı diye.

Pek güzelde şimdi ne olduda dün “referanduma götürürüm” diyen Başbakan bugün “Bedelli askerlikle ilgili” yasayı bakanlarına imzalattırarak meclise sevk etti. O günden bu yana ne değişti. Güneydoğuda terör estiren PKK silah mı bıraktı, komşularımızla “sıfır çözüm” diyen iktidar bunu mu gerçekleştirdi de yaklaşık 450 bine yakın 30 yaş ve üzeri henüz askere gitmemiş vatandaşını “Bedelli Askerlik” kapsamına almaya karar verdi.

Bedelli askerlikle ilgili toplumda bir beklenti vardı. Bedelliye hiçbir siyasi partimizde açıkça cephe almıyordu. Ancak;

Toplumda diğer bir beklenti daha vardı, o beklentide bu konuda yapılacak düzenlemede Anayasa’nın eşitlik ilkesine hassasiyetle uyulmasıydı.

Yani;

Ortaya konulacak uygulamadan zengin olanında, fakir olanında eşit şekilde faydalanabilmesinin sağlanmasıydı.

İşin özeti;

Zenginin parasını almak, fakirinde sağlanacak imkânlarla duasını almak.

Meclise sevk edilen ve Başbakanın bugün AKP Grup Toplantısında açıklayıp meclise sevk ettiği yasa düzenlemesinde ise Bedelli Askerlik yapacakların 30 bin TL ödemesi, bu bedeli de altı ay içersinde ödemesi şartı getirildi, ayrıca 21 günlük temel askerlik eğitiminin de yapılmayacağı kararlaştırıldı.

Bedelli düzenlemesi iyi güzelde, hani garip guruba, fakir fukara bu düzenlemeden nasıl yararlanacak, hani onlar içinde bazı olanaklar ortaya koyulacaktı. Hani nerde kaldı Sayın Başbakan’ımızın sözleri.

Görünen o ki, parayı basan “düdüğü çalacak”, parası olmayanda “sümüğünü çekecek”.

Yıllardır toplumda bir algı vardı, Güneydoğuda toprağa düşen şehitlerin büyük çoğunluğu fakir fukaranın, garibanın çocuğu, bir tane zenginin çocuğu yok, zengin bir şekilde ya askerlikten kaçmanın yollarını buluyor, ya da; askere gidenlerin çocukları tehlike arz etmeyen bölgelerde “güle oynaya” teskeresini alıyor” düşüncesinin bu uygulamayla da ne kadar doğru bir tespit olduğu ortaya çıkmaktadır.

Şimdi düşünüyorum da yaşı otuzun üzerinde olan, asgari ücretle çalışan, ya da ufak çaplı kendi işini kurmuş olan, on on beş dönüm tarlası olan bir iki düzüne hayvanı olan vatandaş bu otuz bin TLyi altı ay içinde nasıl bulacak, nasıl “Bedelli” bedelini yatıracak. Sizce mümkün mü böyle bir şey, bu durumda olan vatandaşlarımız bu meblağı bulamayacağından,  Anayasanın Eşitlik ilkesi kendisini “kapsamı alanı dışına çıkardığı” için aslanlar gibi askere gidecek, gerekirse güneydoğuya giderek şehitte olabilecektir.

Velhasıl kısa sözün özeti; Zenginsen 21 günlük askerlik de yapmadan alırsın teskere;

Fakirsen, garip guraba isen tıpış tıpış gidersin askere.

Sizce bu “Bedelli askerlik” uygulamanın neresinde adalet, neresinde hak hukuk ve neresinde eşitlik. 

Osman Özeker 22.11.2011