Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mart '13

 
Kategori
İnançlar
 

Zenginlerin kulluğu kime?

Zenginlerin kulluğu kime?
 

Bu zihniyetin geldiği nokta “Bir kişiye dokuz,dokuz kişiye bir pul” paylaşımıdır. Bunun adı kölelik düzenidir.


“Fil ve Kureyş Süresinden Zihnime Yansımalar”

Zenginlik; bu dünyada güç sahibi ve imtiyazlı olmak demektir. Zengin olan İnsan Elinde bulundurduğu maddiyat sebebiyle standart yaşantıya sahip insanlardan daha farklı bir yaşantıya sahiptir. Ancak servet sahiplerinin zenginliği elde ediş süreci,şekli ve sonrasında ki tutum ve davranışlarının sonucu insanlık alemine mutluluk veya mutsuzluk getirmiştir.

Zenginliğin kaynağı Cenab-ı Allah’ın yeryüzünde  insanoğluna sunduğu doğa ve insandır. Etrafımızda ki zenginlere baktığımızda kaynağı doğa ve insan olmayan bu iki unsurun dışında zenginliğe sebep olmuş farklı bir kaynak var mıdır? Yoktur. O halde bu kaynakların gerçek sahibi, yeryüzünün ve gökyüzünün velhasıl bütün mevcudatın yaratıcısı ve sahibi olan Allah tek ve mutlak zengin olandır. Yeryüzünde servet sahibi olmanın kolay olmadığı mutlaka zor bir çaba ve gayretin sonucunda elde edildiği herkesin malumudur. İnsan bu zorlukları aşarken hiçbir zaman eylemlerinde vicdani ve ahlaki sınırların dışına çıkmamalıdır. Elde ettiği servetin gücünü ahlaksızca kullanmamalıdır. Serveti elde ederken bir çok ahlaksızca tavır ve yaptırımlarla karşılaşmış olabilir. Bu durum O’nu vicdani ve ahlaki olmaktan uzaklaştırmamalıdır. Zenginliğine vesile olan kaynağın görünen sebeplerine tutkuyla değil aklıyla bağlanmalıdır. Sahip olduğu imkanların esas kaynağı ve sahibinin mutlak ve tek zengin olan Allah cc olduğunu ve tutkusunu O’na yönlendirmesi gerektiğini de hiç aklından çıkarmaması gerekmektedir. Elde ettiği zenginliği kaybetme korkusuyla veya daha fazla zengin olma tutkusuyla gücünü vicdansızca ve ahlaksızca kullanması Rabbimizin istediği davranış değildir. Bu davranış hakça paylaşıma değil insafsızca köleliğe sebep olmaktadır. Günümüz servet sahiplerinin zenginlik kaynakları, insan ve doğa olmasına rağmen elde ettikleri zenginliği insanların vicdanlarının kabul ettiği bir paylaşıma razı olmadıkları için yeryüzünün bir çok bölgeleri mutsuz insanlarla doludur.  

Paylaşımda ki bu yanlış uygulamadır ki bugün ki dünya serveti, dünya nüfusunun % 10’nun elindedir. Yaşadığımız il veya ilçemize baktığımızda da aynı şeyi görmek mümkündür. Bir il veya ilçede ki zengin sayısına baktığınızda o il veya ilçe nüfusunun % 1’lik kısmını teşkil etmektedir. Bunun nedeni günümüz dünyasına emperyalist zihniyetin hakim oluşundan kaynaklanmaktadır. İslam Dinin’de bunun adı “şeytani zihniyet” tir. Bu zihniyetin geldiği nokta “Bir kişiye dokuz,dokuz kişiye bir pul” paylaşımıdır. Bunun adı kölelik düzenidir. Bu düzen Zenginlerin kulluklarını Rablerine tahsis etmediklerinden kaynaklanmaktadır. Halbuki insanlarda ilahi ve bozulmamış vicdani zihniyet hakim olsa, paylaşım bu kadar zalimane olmayacaktır. Zenginler servetlerine neden olan yeryüzü kaynaklarını kullanırken kazanımlarını; çalışanları ve müşterileri ile zalimane değil adilane paylaşmayı becerebilselerdi hem kendileri mutlu olacaklardı, hem insanlık mutlu olacaktı hem de mutlak yaratıcı, tek zengin, mevcudatın sahibi Yüce Allah cc memnun kalacaktı.

 İnsanoğlunun yaratılışından bu tarafa yeryüzünde İlahi vahye kulak verilmediğinde veya uzak kalındığında, insanlık; bugün ki adı emperyalizm olan benzeri zulüm ve sömürgeci  düzene mahkum kalmıştır. Yüce yaratıcı kullarının sapkınlığını ve vicdanlarının istikametini düzeltmek için ilahi vahyini Peygamberler aracılığı ile göndermiştir. Adına da “Din” denmiştir. Muhatapları tarafından kabul edilen kavimler kurtulmuş, zulümlerinde ısrar edenler ise bir takım olağan ve olağanüstü afetlerle karşılaşmışlardır. Hakça paylaşım düzenini kurmak için uğraşı vermeyen, sömürgeci düzenin akıntısında sürüklenen Zenginler, ellerinde ki her türlü konfor ve maddi güçlerine rağmen kendileri mutlu olamadıkları gibi insanlığı da mutlu edememişlerdir.

İnsanlık teröre bulaşmadan, servet düşmanlığı yapmadan servet sahiplerini hakça paylaşıma zorlama mücadelesi vermek zorundadırlar. Hakkın üstün gelmesini sağlamak batılın yok olmasına vesile olmak zorundadırlar. Bunun yolu, Kur’an vahyinin inşasına yüreklerini açmaktan, Peygamberi doğru bir şekilde anlamaktan, Ebubekir, Ömer,Osman,Ali ve Bilal’lerin çağdaşlarını bulup Onlar’a sahabe olmaktan geçer.

 
Toplam blog
: 53
: 1175
Kayıt tarihi
: 08.10.10
 
 

Mali Müşavir&Bağımsız Denetçi 1964 Doğumluyum. Çorum İli İskilip İlçesinde yaşamaktayım. Evliyim ..