Zeynep Hanım... Sabiha Hanım... Huu!

Bıktım yani Millete sen de haklısın demeye!

Bildiğiniz konu işte!

Herkese sen haklısın diyorum!

Zeynep Hanımı da tanıdım sesinden Sabiha Hanımı da! Telefon operatörlüğü eğitimi aldığım için sesin kimyasını iyi ölçerim! Sahibinin yani!

Hepsinin kimyası iyi!

Hocalarına laf ettirmem arkadaş!

Bir yazı da ben yazayım dedim bu konuda! Önce derin bir analiz yapacağım!

Benim gibi gece nöbetçileri için taze blog okumak, tıpkı gece açık fırınlar gibi bir ihtiyaçtır! Kim yazacak? Tabi ki güvenilir üyeler!

Güvenilir üyelerin gerçekten güvenir olması lazımdır! Şimdi aklıma geldi mesela! Diyelim deli bozuğun birini güvenilir üye yaptılar. Tutar da bu “İhtilal oldu” diye gecenin üçünde bir yazı girerse ne olur? Editörler hep uyuyor!

Ayıkla pirincin taşını! Osmancık pirinci o da! Tosyayı sevmedim!

Bunlar önemli ayrıntılardır arkadaşlar!

Diyelim Zeynep Hanım güvenilir üye oldu! Duyduğuma göre uykusu ağırmış! Sabah sekiz kalkar akşam dokuz küt yatağa! Nasıl gecenin üçünde yazı girecek? Diyelim o akşam uyumadı! Agresif bir blog yazar!

“ Sizin için uyumuyor blog yazıyorum, sizin yaptığınıza bakın. Okunma sayısı yirmi! Allah canınızı alsın sizin!“

Başlar sonra Pirmete gibi “Tercüman-i Ahval’de yazdıklarını sürmeye! Temcit pilavı gibi!

Sabiha Hanıma da bir çift sözüm olacak!

“Size de güvenemiyoruz Hanımefendi!”

“Size de güvenemiyoruz Hanımefendi!”

Dün Hacıoğlu’na yazdığınız yorumu okurken şaşırdım! Cim Bom’lu olduğunuzu çok vahşi bir şekilde haykırıyordunuz!

Gel de güven şimdi!

Tamam telefonda sesinizin kimyası iyiydi ama bir tek kimyayla sınıf geçilmez ki canım!!

Duydunuz mu?

Huu!