Zeytinin, domatesin, cevizin, peynirin hiç reçeli olur mu?

Türkiye’de ilk on’lara girmek, büyük özveriyi gerektiriyor. Düşünün bir kere. Bir müessese açıyorsunuz. Meslek teşekkülleri veya gazeteler, seçim yapıyor. Ve sizi, pat diye kendi branşınızda ilk onlara sokuyor. Birden ünlenip itibar görüyorsunuz. Emin  adımlarla yürüyor ve gitgide yükseliyor ve refahınızı artırıyorsunuz. Ne güzel bir uygulama.

İşte Ayvalıktaki restoran da öyle. Birden bire olmamış “ en iyi ilk on’lara” girmesi. Mesleğinin hakkını vermiş. Bulaşıkçılıktan başlamış mesleğe. Komilik garsonluk derken, bu gün, iki futbol sahası büyüklüğünde denize karşı bir  restoran sahibi olmuş. Ayrıca da bunun gibi 2- 3 yerde de işletmeleri var. Liman Kafenin sahibi ve oğulları ile oturmuş konuşuyoruz. Kerem Aksaç “ Ben de, bulaşıkçılıktan başladım mesleğe” diyor.

BU RESTAURANT SAYESİNDE KAHVALTI SEVMEYEN AİLELERİN ÇOCUKLARI ALIŞTILAR ARTIK. HİÇ OLMAZSA KAHVALTI  ETME ALIŞKANLIĞINI KAZANDILAR.

İzmir’den hatırlarım. B. Efes Otelinde o gün, yüksek turizm okulundan mezuniyet günü vardı ve diplomalar verilecekti. Kimi ön büro şefi, kimi recepsiyonist, kimi gece veya gündüz müdürü olarak hayata atılacak. Tören devam ededursun, bir Amerikalı var, sigara  üzerine sigara içip bağırıp çağırıyor salon dışında. “ Elinizi çabuk tutun. Uçak kalkacak”  Bu adam Hilton Otelleri Genel Müdürü. Türkiye’de  mezun olanları uçağa doldurup, onlara Amerika’da “ Bulaşıkçılık yaptıracak.

Kardeşler Liman Kafe’nin sahibi Kerem Aksaç, 33 yıldır meslekte. Zafer ve Doğukan isimli çocukları yüksek tahsildeler. Baba mesleğine şimdilik merak sardıkları yok.

Ayvalıkta herkes sabah kahvaltısı veriyor. Ama bu işletme, bir reform yapmış. Bu sayede de mekanını, Ege’de ve Körfezde kahvaltıların tek adresi yapmış. Yaptığı iş gayet basit. Dükkanı birden, açık büfeye çevirivermiş. O kadar.

Ev yapımı ve özel yapım olarak  masanın yarıdan fazlası reçellerle kaplı. Bin bir çeşit reçel var. Çok yıldızlı otellerin hiç birinde göremediğimiz bollukta ve çeşitlikteki bu reçeller, tarifsiz lezzetli. Cevizin, zeytinin, limonun ve de domatesin hiç reçeli olur mu? Olmuş işte. Dahası var:  Peynirin bile reçeli var. Mandalina, portakal çiçeği taze ve kuru incir. Hatta ve hatta, damla sakızının bile reçeli var. Reçellerin bir kısmı Hatay’dan geliyormuş.

Ayvalığın Gümrük Limanı yanındaki bu restoranda sabah kahvaltısına, randevusuz gelinemiyor. Masada dizili reçellerin tariflerini alıyorlarmış sık sık. Koskoca şehir, kahvaltı için  birleşip buraya geliyor.

Yeniden toparlarsak, açık büfede ( Reçellerin haricinde) 15 çeşit salça, 13 çeşit zeytin. 18 çeşit peynir,  çikolata ve meyveleri ile masanın üstü bir harika. Renk renk, lezzet lezzet. Reçellerin  60 çeşidi, aynı yerde sergileniyor.

AKŞAMLAR, PERDE PERDE KAPANIR AYVALIK'DA. VE LİMANDAKİ BU KAFE RESTAURANT'DA, DOYUMSUZ SAATLER, "MIZRAK, UFKA BİR MIZRAK KALA" BÜTÜN HAŞMETİYLE BAŞLAR...

Akşamları ise bir başka doyumsuzluk var. Limanda gemiler var. Yemek yediğiniz zaman, kendinizi  geminin güvertesinde sanıyorsunuz. Hassas ve güler yüzlü  personel var. İşini ciddiye almış.

Çam kokulu rüzgar eser bazı bazı… Bazı bazı tatlı bir serinlik içinizi yalar geçer. O kadar kalabalık içinde, birden yaşama sevincine kapılırsınız. İnceden inceye, mutlandığınızı hissedersiniz.” İşte yaşam bu” dediğinizde, film, makaraya sıkı sıkı sarılmış, mesele bitmiştir .

Güne güzel bir kahvaltı ile başlamak. Bir çift içten günaydın demek. Sevdiklerinizle karşılaşınca hudutsuz sevinmek. İşte bunları kazanmak için, üstün morale ihtiyaç vardır hayatta.

Ayvalığın bu yerinde  çam  kokulu rüzgar eser demiştik. Burada esen rüzgar çam kokulu ise, aşk’ı da, nazlı bir goncadır. Erir güneş Ayvalık’ta, akşam olunca...

BAŞARININ SIRRINI SORDUK KEREM AKSAÇ' TAN  "DAİMA İŞİN BAŞINDA, ÇALIŞMAK,ÇALIŞMAK" DİYE ÖZETLEDİ. KEREM AKSAÇ, OĞULLARI ZAFER VE DOĞUKAN       İLE, YİNE İŞİNİN BAŞINDA  ( Alttaki resim )