Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Aralık '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Zihinsel dengelerin korunması

Zihinsel dengelerin korunması
 

Koşullar aynen devam ederse, daha ileri dönemlerde belirginleşen hayata bakış tarzı, çocukluktaki o kalıba göre biçim alacaktır.


Çocukların zihin gelişim dengesi incelendiğinde,  bazılarında belli periyotlarla, birtakım akli işlevlerde duraksama, durgunluk gibi vakalara rastlamak mümkündür. Şartların açığa çıkarttığı huysuzluk, yaramazlık gibi haller, zamanla yerini yeni fonksiyonlara bırakır.

Koşullar aynen devam ederse, daha ileri dönemlerde belirginleşen hayata bakış tarzı, çocukluktaki o kalıba göre biçim alacaktır.

Yani, istisnalar dışında, küçük yaşlarda yaşanılan sıkıntı ve değişimler, olgun düşünce yapısının göstergesi olmaktadır.

Uzmanlar, beyin dokusunun gereksiz hücre faaliyetlerinden arınacak şekilde gelişme gösterdiğini ve bu gereksinimi otomasyonla yerine getirdiğini ifade ediyorlar.

Beynin, yaşam devresindeki önemli etkisini sanırım, biliyoruz.

Kalıtım ve yaşantılarımız bunu belirliyor.

Genler, bir sonraki neslin konumunu oluştururken, çevre ve astroloji faktörlerini yanına almaktadır.

Ancak, genlerle yaşam biçimi arasındaki uyuşmazlık, beynin dokusal yapısında deforme meydana getirir.

Çocukluk ve yetişme çağında ortaya çıkan böyle aksaklıklar, beynin şuuru tekrar forme etmemesi ve yapılanmayı sağlayamaması yüzünden meydana gelmektedir.

Zihinde yer eden bir şablon yüzünden, başkalarının etkilenmediği olaylar karşısında, müthiş bir hasar ve yıkım gerçekleşmekte, hayaller yerle bir olmaktadır... Aradan zaman geçince, tutarsız ruh halinin yansıttığı "unutma" ve sallama" tavırları bir beceri sayılabilmekte,"duyarsız","umursamaz" bazen de "hırçın" davranışlar içine girilebilmektedir.

İstatistikler, her on- on beş kişiden birinin melankolik ruh haline girebildiğini göstermektedir.

Paranoya da, tedavisi en güç ruhsal hastalıklardan biridir. Birey, sorunları, ters bulduğu olayları, kendiliğinden değil,  muhatap olduğu kimselerden, dışarıdan kaynaklanıyor gibi algılamaktadır.

Kuşku ve Hezeyan yaratan olumsuzluğun temeli, yine  hücre bozukluğuna dayanır.

Tıp, bu rahatsızlıklar için çok çeşitli çözüm ve tedavi olanaklarını araştırmaya,yeni yeni bulgular elde etmeye devam ediyor.

İnsanı dış ve iç yapısıyla tanımaya teşvik eden mistisizm de, böyle durumlarda, kişisel uyarı getirip çeşitli önlemler alarak, en azından akıl istikametinde davranmayı, konuşmayı öngörüyor ve uymayanın da neticesi ile karşı karşıya kalacağını vurguluyor.

Dengeli, sağlıklı, şuurlu yaşamanın geniş plandaki rolü dikkate alınırsa, herhangi bir düşünsel sorunu olan kişinin öncelikle bunu tesbit edip yeni bir yapılanmaya girmeye, farklılaşmaya, düşünsel kalıplarını, modellerini değiştirmeye kendini zorlaması son derece önem kazanmaktadır. 

İnsani ilişkileri değerlendirirken de zihinsel fonksiyonları göz önünde tutmak, algılamalardaki çeşitliliği dikkate alıp ona göre davranmak gerekiyor. 

Ahmed  F. Yüksel

 

 
Toplam blog
: 636
: 9957
Kayıt tarihi
: 14.12.11
 
 

Araştırmacı Yazar.. ..