Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Kasım '08

 
Kategori
Felsefe
 

Zihniyet ve kavramlar

Zihniyet ve kavramlar
 

Kullandığımız kavramları çoğunlukla belirleyen modernlik dediğimiz şey ve modernlik belli bir tarihsel dönemde ortaya çıkmış. Son bin yıl modernitenin damgasını taşımakta; çoğunlukla otoriter veya otoriterliğin yumuşatılmış hali relativist zihniyetlerin karışımı.

Feodalite gibi modernliğinde bir sonu var. Ancak içindeyken başka bir olasılık yokmuş gibi, sonu yokmuş gibi algılayabiliyoruz. Ya da daha modern, modern sonrası gibi kavramlar kullanıyoruz.

Modern zamanlara ben insanlığın tarih öncesi diyorum. Çoğu zaman, yaşadığımız hareket halinde olduğumuz mekanlara baktığımda, bu yaşam seçenekleri, alışageldiklerimiz, bir çeşit barbarlık gibi geliyor; ışıltılı, uyuşturulmuş, anlamsız. Yaşadığımız zamanların bana tarih öncesi gibi gelmesi, zihniyetimden kaynaklı; modernin içindeyim ancak arzuladığım başka bir yaşam özlemi var.

Birtakım kavramları farkında olmadan yaşadığımız coğrafya da toplumca benimsiyoruz. Kav-ramların niçin böyle tanımlandığına baktığımız zaman “zihniyet” dediğimiz kavrama geliyoruz.

İnsanların tek tek zihniyetlerinde farklılıklar olabiliyor ancak belirleyici olan toplumun zihni-yeti dediğimiz şey. Tek tek insanları kendisine çeken şey toplumun zihniyeti. Yani zihniyet dış dünyanın algılanma biçimi ile ilgili farkına varmadan sahip olduğumuz bir takım varsa-yımlardan oluşan pragmatik bir bakış.

Kavramların çıkış noktasında somut tarihsel olaylar ve ilişkiler yatmasına rağmen, dağarcığı-mızın bir parçası haline geldiklerinden itibaren tarihsel olgu ile aralarındaki bağ muğlaklaşır ya da kopabilir, dolayısıyla zaman içinde kavramların zihnimizdeki macerası çok düzlemli karmaşık bir bütünlük yaratıyor.

Özellikle değişim dönemlerinde zorunlu olarak kavramlara yeni anlamlar yükledikçe hem somut olgulardan uzaklaşılabiliyor hem de farklı yaklaşımların aynı kavrama ilişkin farklı tanımları ortaya çıkıyor.

Bu kavram dünyasının asli niteliği; çoğu zaman ifade ettiğimiz gibi kavram kargaşası ya da kavram sabit, insanların zihni karışık demek değil. Kavramlar zihni kargaşanın bizzat yaratı-cısıdırlar ve bu noktadan sonra beklenen, insan zihninin bir berraklaştırma süreci yaratarak kendi anlayışını tanımlamasından ibarettir.

Bazen uzun süren kendi kendimize zihin karışıklığından sonra bir yazı yazar rahatladığımızı hissederiz ve bu uzun süre kendimizi ifade etme anlamında bizi taşıyacak gibi gelir ancak bir süre sonra bir bakarız yine kaleme sarılmışız.

“ ’Zihniyet’ bize dış gerçekliğin doğasına ve işleyiş mantığına ilişkin ölçütler veren, sınırlar çizen ve gözlemlerimize anlam kazandıran bütüncül yaklaşım tarzlarıdır. Esas olarak çocuk-luğun ilk birkaç yılı içinde şekillense de, hayatın her anında değişim geçirerek kişinin çevresine uyum sağlamasını mümkün kılar. Herkesin fikriyatı kendi zihniyet haritasının içinde şekillenir ve kişi bu zihni arka planın farkına bile varmadan fikir üretir.

Bu nedenle her anlama ve anlamlandırma çabasının zihniyet analizi ile başlaması gerekir. Zihniyetlerin önümüze açtığı anlam yollarını bilmek, yolda karşılacağımız fikirleri, değerleri ve kimlikleri bizler için anlaşılabilir kılacaktır.”

Kaynak:Batıyı anlamak İletişim Yn. Etyen Mahçupyan.

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..