Zirve

‘’Gittiğin yeri bilmiyorsan, vardığın yerin önemi yok ‘’ demişler. Ne kadar doğru söylemişler.

Yaşamımız boyunca her birimizin hayata tutunmak, geleceğe iyi yerlerden yürümek adına belli başlı hedefleri vardır. Önce ne istediğimizi anlarız, sonra onunla ilgili hayaller kurarız. Hayaller öyle yoğunlaşır ki, bu birikim hedefimizi oluşturur.

Hayalin büyüğü küçüğü olmaz asla. Kimsenin de hayallerimizle ilgili söz söylemeye hakkı yoktur. Çünkü olmasını istediğimiz şeyler, bizim iç dünyamızda tasarladıklarımız; yani bizim inşa ettiklerimiz; yani bizim mimarimiz…

Hayaller yaşam için hedefler oluşturduktan sonra, artık nasıl yürüyeceğimizi belirlememiz gerektiğini biliriz. Hedef ne kadar yüksekse karşılaşacağımız zorluklar da o denli artacaktır. Ama zirveye vardığımız o anda, tüm yorgunluklar, atlatılan sıkıntılı zamanlar bir kenarda duracaktır. Artık zirve bizim çünkü. Özgürce görebiliriz artık her yeri.

Hayallere kimse karışamaz, ama hedefe sıra geldiğinde yükseklik korkusu olan aşağıda kalır. Onlar için hedef oraya kadardır. Ve yukarı çıkanın önünde ceketini ilikler.

Nereye çıkacağımızı iyi bilmeliyiz.

Hedefi yüksek olanın rakım sayısı da o derece yüksektir.

Zirve kimine göre Çamlıca Tepesi, kimine göre Himalaya’dır.

Peki ya sizin zirveniz neresi?