Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Temmuz '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Zor anlar!

Zor anlar!
 

Hepimiz için kaçınılmaz anlar; acı ama gerçek!..

Hepimizin yaşamında zor anlarımız, zor zamanlarımız vardır. Bu konuda hiçbirimiz ayrıcalıklı değiliz; birbirimizden farklı nedenlerle ve farklı boyutlarda da olsa mutlaka bizi zorlayan, üzen, acı veren, korkutan, kaygılandıran olaylarla karşı karşıya kalırız. Ciddi hastalıklar, sevdiğimiz birini kaybetmek, sevdiğimiz birinden ayrılmak, ciddi bir tehlikeyle karşılaşmak, maddi kayıplar, başarısızlıklar ve bunun gibi zorlayıcı yaşam olayları bizim zor anlar yaşamamıza neden olurlar. Bu anların bir an önce bitmesini isteriz. Bize verdiği ıstıraptan kurtulmak isteriz. Bazen bu durum ruhsal dengemizi bozar ve bir depresyon (reaktif) yaşamamıza neden olur. Böylece işler daha da zorlaşır; daha karamsar, negatif bir hale gelir çaresizlik duygusu yaşamaya başlarız. İçinde olduğumuz durumu kabullenememek ve hatta reddetmek eğilimi içindeyizdir. Doğanın ve yaşamın döngüsü içinde doğal olarak var olan ikilikleri / karşıtlıkları da (bakınız: daha önceki “Günbatımı Gündoğumu” başlıklı yazım) böylece reddetmiş olmaktayızdır. Zor anları daha da zorlaştırmaktayızdır.

Peki bu zor anlardan kaçınmak olanaklı olmadığına göre ne yapabiliriz? Hepimizin karşısına çıkabilecek bu zor zamanlarda tepkilerimiz, davranış ve tutumumuz ne olmalı? Öncelikle bu durumu algılamamız ile ilgili daha sağlıklı bir düşünce altyapısına gereksinim var. Karşımıza çıkan bir zor durum öncesinde, yani ‘her şey yolundayken’ bu kötü olasılıkların varlığını, şu an değilse de herhangi bir zamanda karşımıza çıkabileceğini, biz bu durumu bir kişisel felaket gibi görsek de, bunun doğal döngü içinde aslında ‘olağanüstü bir durum’ olmadığını kendimize söylemek ve hayatın güzellikleri, mutluluk veren anları ile birlikte bu zor anlarını da kabul etmeye hazır olabilmemiz, ‘payımıza düşecek olan acı ve üzüntülere’ razı olmamız gerektiğini kendimize anımsatmamız gerekiyor. Bu olgun hazır olma hali aslında olası zor anların yaşanmasına engel olabilmek konusunda da bize belli oranda kontrol gücü sağlayabilir. Bazı konularda daha tedbirli olmamızı, sonucu acı, üzücü olabilecek bir çok konuda önceden önlemler alabilmemizi sağlayabilir. Tabi bizim önlem ve kontrolümüze bağlı sınırlı konularda bu geçerli olabilir, oysa ki ne kadar önlem alsak da bu zor durumların hepsinden tam olarak kurtulamayacağımızı da bilmeliyiz.

O halde yapabileceğimiz ikinci doğru tepki şu olmalıdır; Hazır veya değiliz ama bir zor an yaşıyoruz diyelim, öncelikle az önce söylediklerimizin doğrultusunda, bu kötü anları yaşamamıza neden olan durumu ‘niçin ben’, ‘böyle olmamalıydı’, ‘bunu hak etmiyorum’, ‘keşke şunu yapmasaydım’ ve bunun gibi işlevsel olmayan düşüncelerle karşılamak yerine, durumu kabullenmeye çalışarak, ‘evet olmasaydı iyi olurdu ama ne var ki yaşandı, gerçek bu’ biçiminde bir düşünsel yaklaşımla ve adeta hoşgörüyle karşılamaya çalışmalıyız. Bu en azından bizim hemen depresif olmamızı önleyerek, eğer bu durumdan çıkış için yapılabilecek şeyler var ise buna odaklanabilmemize yardımcı olacaktır. Bu iki aşamada başarılı olabilirsek o zaman üçüncü aşamaya geçişimiz kolaylaşır. Üçüncü aşama ‘çözüme odaklanmak ve başa çıkma’ aşamasıdır. Yaşadığımız zor anı adeta bilimsel problem çözme yöntemleri ile ele alarak; problem varsa çözümleri de vardır yaklaşımıyla, çözüm seçenekleri oluşturarak bunları eyleme dönüştürme aşamasıdır. Bu aşama eğer yaşadığımız zor durum değiştirilebilecek bir durumsa, veya daha az hasarla atlatılabilecek bir durumsa, yada daha kötüye gitmesi önlenebilecek bir durumsa oldukça işe yarayacaktır. Yok eğer ne yapsak da değiştiremeyeceğimiz bir durumda bile bizim bu zor anlarla daha kolay başa çıkabilmemize, bunu bir psikolojik hastalığa dönüştürmeden atlatabilmemize yardım edecektir. Başa çıkamadığımızı hissettiğimiz, veya bir psikolojik rahatsızlığa dönüşeceğinden endişe ettiğimizde de ‘bir psikolojik destek almak’ gibi bir çözüme zamanında yönelmemizi sağlayacaktır.

Zor anlarla başa çıkmamızda kısaca; ‘hazır olma’-‘kabullenme’-‘çözüme odaklanma ve eylem’ aşamalarını kullanabilmemiz oldukça etkili olacaktır. Evet zor anlar kaçınılmaz, hepimiz payımıza düşeni alıyoruz. Ancak doğru başa çıkma yöntemleri kullanarak veya gerektiğinde bu konuda destek alarak, hiç olmazsa bu zor anların bizi tümüyle hırpalamasına, güçsüzleştirmesine, bizi yenmesine izin vermeyebiliriz. Yaşadığımız şey her ne olursa olsun mutlaka yapacak bir şeyler vardır. Buna inanmalıyız ve hayatı zor anlarıyla birlikte sevebilmeliyiz.

Uzm. Psk. Bülent Korkmaz

psikologbulentkorkmaz.com/

 
Toplam blog
: 40
: 3827
Kayıt tarihi
: 02.07.07
 
 

Uzman Psikolog Bülent Korkmaz kuruculuğunu yaptığı KRM Psikolojik Hizmetler'de Danışman Psikolog ve..