Zor Günler!

Böylece iki taraf da görüşlerini ortaya koymuş oldu.

“12 Nisanda söylediklerimizin arkasındayız.”

Duracak gibi de gözükmüyor bu tartışma...

Ortaya çıkan bir gerçek var; Türkiye’de hiçbir şey 22 Temmuzdan önceki gibi olmayacak.

Kanımca ortaya çıkan durum şu; iki kurumdan birisi önemli ölçüde itibar kaybedecek; ya siyasetçi ya Türk Silahlı Kuvvetleri. Siyasetçiden kastım elbette iktidar ve partisi. Hangisi doğruydu ayrı bir tartışma konusu ama ben, bu karşıtlık içerisinde tavrını laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyetinden yana koyanlardan oldum. Oyumu da bu doğrultuda kullandım.

Öngörülerimden birisi, bizi iyi günlerin beklemediği yönünde. Seçimlerin ortaya koyduğu tablo sonrası iktidar mensuplarının açıklamalarını hep birlikte okuduk / dinledik. Hiçbir yatıştırıcı ve yapıcı sözcük yok. Bir tek Başbakan Erdoğan’ın seçim sonuçlarının netleşmesinden sonra yaptığı açıklama umut verici gibiydi ki; M.Ali Şahin ve diğer partililerin açıklamaları umut kırmak için gecikmediler. Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın açıklamalarından anlaşılan da, hiçbir tavır değişikliği olmadığı / olmayacağı şeklinde.

Politikacı bu ülkenin insanı... kabul. Asker bu ülkenin insanı...o da kabul. Kendilerine göre ülkelerini sevme ölçütleri var. Uyuşmazlık yol ve yöntemde başlıyor. Bu uyuşmama farklılığında da yurttaşlar yön belirlemekteler kendilerine.

Dün akşam, KKTC’nin Askeri Günü nedeniyle Merkez Orduevindeki resepsiyona katılan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt merak edilen konuya açıklık getirdi:

"12 Nisan’da söylediklerimizin arkasındayız. Zaten söylediklerimizde anormal bir şey yoktu. Bu güne kadar ne söylediysek, arkasındayız. İnanarak söyledik.”

Buraya kadar olan notlarım dünü ifade ediyor.

Bugün iktidar kanadından yanıt yine gecikmedi:
Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin: ''Cumhuriyet konusunda geriye gitme gibi bir düşünce olamaz'',
AK Parti Grup Başkanvekili Faruk Çelik: ''Her kurumun sorumluluk alanı belli''
Bu sözcüklerin ne anlama geldiğini ülke gündemini izleyen herkes biliyor...
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’de konuya ilişkin değerlendimelerde bulundu ve: "Halkımızın algılamaları belli bir fotoğraf çıkardı. Cumhurbaşkanlığı süreci ve süreçte yaşananlar, eğilimleri, oy dağılımını etkilemiştir. Bu süreç tek bir olayla anlatılamaz, adaylık süreci, 367 kararı, 27 Nisan bildirisi var. TBMM oylama sürecinde yaşananlar, DYP ve ANAP'ın birleşme çabalarının arkasındaki güven boşluğu var, ancak en önemli faktörlerden birisi 27 Nisan bildirisidir" dedi.
Şimdi ne olacak?
Politikacıdan sonra asker görüşünü açıkladı.

Politikacı açıklanan görüşe yanıtta da gecikmedi...

İki kanat açısından birbiriyle örtüşmeyen bir tablo.

Bu yazıyı okuyanların belki dikkatini çekmiştir. Hiç demokrasi sözcüğü kullanmadım / kulllanamadım...

Beni endişelendiren de bu!

Foto: milliyet.com.tr