Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Haziran '14

 
Kategori
Deneme
 

Zorbalık değil de

Zorbalık değil de
 

Babam-Annem


Zorbalık değil de; otoriter bir anlayışın vardı, yolunu her zaman el göğüste beklerdik. Eve geldiğinde her iş tamamlanmış, herkes etrafında olmalıydı öncelikle de anam.

Anam olmadan odaya çekinerek girerdik, en azından ben öyle hissederdim, sert yapın bana her sözünde azarladığın hissi verirdi. Sonra cebinden mevsimine göre bir meyve ya da kuru yemiş çıkarır hepimize pay ederdin, neşeyle gülümsediğini hiç görmedim.

Ne bileyim, belki çocukluğundan beri taşıdığın ağır yükler vardı sırtında, belki umutların-özlemlerin-hedeflerin. Belki de hiç gerçekleştiremediğin bambaşka umutların-hayallerin vardı. Biliyorum mesnetsiz ve ütopik hayallerin olmazdı ama arada bir gönlünün uzandığı dallar mutlaka olmuştur.

Kaçıncı çocuğun olduğumu bilmiyorum, ancak hayatta kalan çocuklarının en küçüğüydüm. Zaman zaman nazlanmak, şımartılmak isterdim her çocuk gibi ama nazımı ya anama, ya da iki ağabeyimden hangisi yanımda ise ona döker, ona sokulurdum yavru kuş misali. (Şimdi büyük oğluma yaptığım gibi) .

Hiç bir zaman hiç kimseye boyun eğmedin, kendi çıkarın uğruna kimseye boyun bükmedin, bize de büktürmedin. Kısacası hiç birimizi namerde muhtaç etmedin, bütün ömrünü bize adadın. En çok sevdiğin şey ve tek lüksün sabahları demli çay ve ekmek kokusuna uyanmaktı.

O an evde kim varsa herkes birlikte sofraya oturmalı ve Allah ne verdiyse yenilip-içilip kalkılmalıydı. Bir keresinde elinde kalan bir parça ekmeği bana uzatmıştın, çekinerek aldım.

Biliyor musun baba, sana hiç söyleyemedim ama senin elinin değdiği o bir parça ekmekteki lezzeti bir daha asla tatmadım.

Ve elinin kokusu: hani akşamları bahçeden geldiğinde ılık suyla elini ayağını yıkardın ya, işte o zaman elinden yükselen buhar sabun kokardı, ben o kokuya hep baba kokusu derdim, yani öyle yerleştirmiştim aklıma, yüreğime, benliğime.

Sonuç olarak bir şey daha öğrendim baba, ne kadar otoriter olsan da elimizi hiç bırakmamıştın. Senin gibi kimsenin sevemeyeceğini, kızsan da her sözün azarlar gibi çıksa da ağzından, her birimiz için yüreğinin titrediğini biliyorum.

Seni kaybettiğimde daha otuzlu yaşlardaydım, şimdi ellili yaşlardayım, hele bu günlerde sana olan özlemim ve ihtiyacım öyle çok ki. Zaten ne zaman ihtiyacı olursa çocuğunun aklına o zaman gelirmiş atası derler ya inanma sen.

İnan öyle değil... Öyle değil de ne bileyim, özlüyorum be baba, hem de çok özlüyorum, elimi tut istiyorum, elimi tutmasan da beni gözlerinle sev istiyorum. Şefkatine sığınmak istiyorum....Seni, çok özlüyorum baba...

Bu pazar babalar günü, kutlu olsun babam...Kızın...

 13.06.2014

 
Toplam blog
: 34
: 107
Kayıt tarihi
: 28.08.13
 
 

Biri doktor diğeri öğretmen iki erkek çocuk annesi kamuda ortadüzey yönetici ..