- Kategori
- Gündelik Yaşam
Zordur ölüm
Çok sevdiğim bir arkadaşımın dediği gibi ” son günlerde felaket tellalı oldun ” demişti. Gerçekten doğru bu hafta iki oldu genç ve ani ölümle tanıştı tanıdıklarım. Birde arkadaşımın kayıpederi...
Hep söyleriz ya.. ölüm Allahın emri.. Kaçış yok.. Ama birden beklenmedik ölümler, yakalanılan illet hastalıktan kurtulamamak, uytulup bir daha uyanamamak, çok üzücü..
Arkadaşım, blog yazarı, beraber çalıştığım Ahmet Aydın’ında daha önce ilik nakli olan ağabeyi rahmetli Cafer, Çarşamba akşamı günlerce evvel beynindeki virüs sebebiyle uyutulduğu hastanede uyanmamak üzere genç yaşında (40) saat 20, 30 sularında hakkın rahmetine kavuştu. Ne diyebilirizki, onunla hiç tanışmadık ama hep yanındaydık, Ahmet’in onun için yaptığı mücadeleden tanıyorduk.O nun için verdiği uğraş, gerçek ağbi kardeş ilişkisine örnek gösterilirdi .Tabi Almanya’daki ablası ile birlikte, kenetlenmişlerdi birbirlerine yağma yok aniden çıkan bu lösemi illetinden ağbilerini kurtaracaklardı. Çok mücdele verdiler, hemde ne mücadele, filim olur hikayeleri, ama Ahmet hiç belli ettirmedi etrafına hep kendi mücadelesini kendi verdi.Kan vermek için arkadaşlar hep tetikteydi, saati filan önemli değil ne zaman kan gerekse hemen koştu arkadaşları, çünkü Ahmet’i seviyorduk, mücadelesi ile etrafına örnek oluyordu.
İlik nakli Ahmet'en alınarak yapılmıştı. Bu nakilden sonra tamam kurtuldu diyorduk ama bir türlü olmadı, iyleşmedi...
Doğduğu topraklarda bugün ebedi uykusuna yattı. Rahat uyusun.
Başka ne söyleyebiliriz ki?
YİTİRDİĞİM HERŞEY DE KAZANDIKLARIM,
KAZANDIĞIM HERŞEYDE İSE BİRAZ YİTİRDİKLERİM SAKLI.
BU YÜZDEN BİRİLERİ HEP ISINIP DURURKEN
DİNMEZ HİÇ ÜŞÜMELERİM...