Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Kasım '09

 
Kategori
Siyaset
 

Zorla değil… Gönülden, yürekten ve hep beraber!..

Zorla değil… Gönülden, yürekten ve hep beraber!..
 

- Paşa paşa… Ya da zorla!.. Böyle diyor dünkü bazı gazetelerin manşetleri… Öteki “bazı” gazeteler de benzer başlıklarla halkın bilincini yıkama uğraşısının içine gömülmüşler, “iş”lerini yapıyorlar… Peki, nedir bu “paşa paşa!” söyleminin anlamı?.. Hem sadece “paşa paşa” da değil… Böyle olmazsa, “zorla!..” Anlatılmak istenen, her gün daha da öne çıkartılarak, meşhur edilen bir albayımızın, ıslak imza-kuru imza meselesi kapsamında Ergenekon savcılarına ifade vermesi ile ilgilidir. - Görüldüğü yerde tutuklanacak! - Paşa paşa… Ya da zorla! İşte esas olarak sahnelenmek istenen olgu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, bir albayın şahsında köşe sıkıştırılması eyleminin medyatik görüntüsüdür. Genelkurmay Başkanımızın deyimi ile sürdürülmekte olan eylem, “a-simetrik psikolojik bir savaş”tır. “Yandaş” medya sıranın albay rütbesinden general seviyesine çıkartılmasının özlemi içinde, “paşa paşa…” demektedir. - Paşa paşa… Ya da zorla! Bu belirli odakların yandaşı olmaktan doğan içi hınç [ama aynı zamanda korku] ile dolu bir psikozun tetiklediği hastalıklı bir muhayyeledir… Emperyalizmin işbirlikçisi bir çizgi izlemekte olmanın yarattığı suçluluk duygusunun üzeri örtülemeyen dürtüsüdür… Gözleri adliye kapısında, beklemektedirler… Dertleri adaletin tecellisi değil; adalet yolu ile bir kavganın sürdürülmesidir… Bu kavga, Türkiye’nin bağımsızlığı ile ilgilidir. Bu kavga, laik Cumhuriyet iledir. Bu kavga, sonuç olarak bu milletin kendisi iledir… Adliyenin o kapısından Türk Silahlı Kuvvetleri’ne mensup bir albayın girmesi, Ergenekon savcılarının bu rütbeyi teslim alacak bir konuma yükseltilmiş[!] olması, onlara göre, izlemekte oldukları yoldaki bir başarıdır… Bugün albay, yarın “paşa”lar!.. Halka göstermek istedikleri şey, hedeflerine her gün biraz daha yaklaşmakta olduklarıdır… Ama bütün bu olup-bitenler, gerçeğin tabanına oturmamaktadır. Yaslanılan ve destek alınan satıh, bir yalan deposudur. Albay, manşetlere taşındığı bu saldırı yayınlarının yazdıklarının aksine, o gün adliyeye gelmeyecektir. Çünkü kendisine, ifade vermeye gelmesi için tebligat yapılmamıştır… Yürütülen psikolojik harbin tarafları için bu yöndeki somut gerçek hiç önemli değildir. Haberin gerçeğini araştırmak hiç önemli değildir. Albayın avukatına bir telefon edilerek… Ya da İstanbul Cumhuriyet savcılığından soruşturularak, böyle bir tebligatın hiç yapılmamış olduğu gerçeği kolayca öğrenilebilirdi… Ama bu kişilerin gerçekle hiçbir bağlantıları yoktur. Geçeğin, olduğu gibi halka ulaştırılması gibi bir sorumlulukla hiçbir bağlantıları yoktur. Önemli olan, sürekli olarak, halkın bilincini çarpıtacak etkili psikolojik savaş materyalleri üretebilmektir… Yalan, yanlış fark etmez… Siz [kısa ve güdük de olsa] yaratacağınız etkiyi düşünün ilk önce… Ve haykırın: - Paşa paşa… Ya da zorla! Hayır!... Hiçbir şey zorla olmayacak; zorla yapılmayacak, zorla gerçekleştirilmeyecek… Bu memlekette tekrar hukukun üstünlüğü, yeniden tam bağımsızlık ve eskisinden daha verimli işleyen bir Cumhuriyet yeniden tesis edilecektir… Hem de, gönülden, yürekten ve hep birlikte… Ve; - Paşa paşa!.. Bakın, göreceksiniz. http://www.soruyusormak.com/ http://www.dnm-ler.com/
 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..