Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Şubat '09

 
Kategori
Eğitim
 

Zorunlu bölge uygulaması ve sorunlar

Zorunlu bölge uygulaması önceleri iller düzeyinde iken daha sonra ilçeler düzeyine indirildi. Böylece iller arası farklılıklar çok daha adil bir şekilde dikkate alınmaya başlanmış olundu denebilir. Ancak uygulamada görülen aksaklıklar dikkatle incelendiğinde aslında ilçeler düzeyinde yapılan düzenlemenin de yeterince adil olmadığı görülmektedir. Ülkemiz yer yüzü şekilleri çok farklı özellikler göstermektedir. Yerleşim yerlerinin düzenlenmesi değişik şartlara, ihtiyaç durumlarına göre yapılırken doğal olarak tüm şartları aynı anda karşılaması beklenemez. Yerleşim yerlerinin sınırlarının belirlenmesinde konulmuş kriterlerin neler olduğu belli olmadığı için yapılan düzenlemelerin yanlış veya doğru olduğu yönünde görüş ortaya koymak zor görünmektedir. Bu nedenle mevcut şartlara göre bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. İller ilçelere, ilçeler köylere ve köy altı yerleşim yerlerine kadar değişik biçimlerde yerleşim birimleri ile karşı karşıya kalınmaktadır. İlçelerin yer yüzü şekilleri de tıpkı ülkenin yer yüzü şekilleri gibi çok değişik özellikler göstermektedir. İlçe içinde dağlık, ovalık yerler, ulaşım imkanları iyi olan ve olmayan yerleşim yerleri bulunmaktadır.

Zorunlu görev uygulaması iller düzeyinde iken illerin sosyo ekonomik durumlarının benzerliğine göre bir gruplandırma yapılıyordu. Oysa iller merkez itibariyle sahip oldukları imkanlarla çevre itibariyle sahip olunan imkanlar aynı düzeyde olmuyordu. Bu nedenle il düzeyinde bir gruplamanın yeterince adil olmadığı görüldü. Çok gelişmiş il durumunda olan yerleşim birimlerinin çok zor şartlara sahip ilçeleri bulunuyordu. Bu nedenle de il merkezi ile ilçelerde çalışanlar arasında bir dengesizlik, haksızlık, adaletsizlik oluyordu. Bu olumsuzlukların giderilmesi için zorunlu bölge uygulaması ilçelere kadar indirgendi. Ancak mevcut durumda bunun da yeterli olmadığı görülmektedir. Aynı ilçe içinde öyle yerleşim yerleri bulunuyor ki birisi ulaşım yolları üzerinde iken bir başkası çok daha olumsuz şartlarda bulunabiliyor. Daha önce il merkezlerinin zorunlu bölge kapsamında olduğu dönemde yaşanan sorunların aynısı şu anda ilçeler düzeyinde yaşanmaya devam ediyor. Yaşanan sorunların alanı kısmen daraltılmış da olsa istenen çözüme ulaşılamamıştır.

Yapılması gereken zorunlu bölge uygulamasının okullar düzeyinde ele alınmasıdır. Okullar düzeyinde yapılacak düzenlemede olumsuz şartlara sahip olan yerleşim biriminde bulunan okul aynı çevre içindeki sosyo kültürel yapıdan bağımsız olamayacağı için görev yapan personel arasında dengesizlik, adaletsizlik, haksızlık olmamış olacaktır. Bunun sağlanması, uygulanması e okul uygulamalarının yaygınlaştığı bir dönemde zor değildir. Her personel içinde bulunduğu şartlara göre zorunlu bölge çalışmasını yapmış olacaktır.

Zorunlu bölge uygulaması bölgeler arası dengesizliğin giderilmesi için uygulanmaya çalışılıyor. Ancak eğitim faaliyetlerinde uygulamada yaşanan sorunların da görülmesi ve çözüme kavuşturulması için önlemler alınması gerekiyor. Okullar düzeyine indirgenecek bir zorunlu çalışma yükümlülüğü sonrası okulların norm kadroları üzerinde de önlemler alınması gerekiyor. Uygulamada zorunlu bölge kapsamında bulunan yerleşim yerlerinde bulunan okulların kadrolarının sanal olarak büyütülmemesi de gerekiyor. Uygulamada kurumların daha fazla personeli istihdam etmesi için sanal veya uygun olmayan düzenlemelerin önüne geçilmesi gerekiyor. Norm kadro bilindiği gibi okuldaki ders yüküne göre personel istihdamını düzenleme amacıyla getirilmiş bir uygulama. Bu uygulama plansız, sistemsiz bir personel istihdamının önüne geçmek amacıyla getirildi. Bu yönüyle personel politikalarının sağlıklı bir zemine oturmasına önemli katkılarda bulundu denebilir. Okuldaki ders yükünü belirleyen unsur şube sayısıdır. Norm kadro uygulamasını sekteye uğratan olumsuz uygulamalardan birisi gelişigüzel şube oluşturmadır. Okulda bulunan öğrenci sayısına göre oluşturulabilecek şube sayısına ilişkin bir kriter konmadığı veya etkin bir şekilde böyle bir kriter kullanılmadığı takdirde okullar veya okulların bulunduğu ilçe yönetimleri şubelerin sayısını keyfi olarak artırmakta veya azaltmaktadır. Şube sayısının kritere dayanmaksızın artırılması veya azaltılması kurumda bulunacak personel sayısına doğrudan etki etmektedir. Otuzun altında bile olsa iki veya üç şube oluşturan okullarda sanal bir iş gücü oluşturulmuş olmakta bu da sistemin istismar edilmesine yol açmaktadır. E okul uygulamalarının etkin bir şekilde uygulandığı eğitim sistemimiz içinde bu anlamda bir önlem almak zor değildir. Okullara veya ilçe düzeyindeki yöneticilere ikinci bir şubenin oluşturulması için konulacak kriterlere sıkı bir şekilde uyulmasını sağlamak merkez karar organlarının elindedir. Otuzun altında öğrenci bulunan bir okulda aynı şubeden ikinci bir tanesinin açılması zorunlu görev kapsamına giren personel sayısını artırma yönünde bir yarar sağlayabilir. Ancak sistemin dengesini bozan, kişilere fayda sağlarken topluma zarar veren bir uygulamadır. Bu anlamda mutlaka acil önlem alınması gerekmektedir.


Ali Hikmet DEMİR

ahdiron4@hotmail.com

 
Toplam blog
: 147
: 1198
Kayıt tarihi
: 26.09.08
 
 

Öğretmen olarak başladığım meslek hayatıma yönetim ve denetim konusunda aldığım yeni eğitimler sonr..