Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Eylül '11

 
Kategori
Deneme
 

Zorunlu tatil hizmeti

Zorunlu tatil hizmeti
 

ev işleri


Bir tatil hayalimiz vardı, artık o da kabusa dönüşecek galiba... Antalya’dan gelen son haberler hiç iç açıcı değil. 

Neymiş, bazı tatil köyleri müşterilerine sahili temizletme gibi aktiviteler düzenliyorlarmış. Zaten yıllardır, herkesin kendini komik duruma düşürdüğü animasyonlarda müşterileri sahneye sürükleyerek eğlence işini ucuza getiriyorlardı, şimdi de temizlik işlerini bize yıkacaklar galiba. 

Gerçi habere konu olan tesis sorumlusu bunu çevreci bir faaliyet gibi sunmaya çalışmış ama, yemezler. Bunu yabancı turistlere yutturabilirler belki ama bir Türk asla bu tip bir aktiviteye katılmaz. 

Zaten butün sene kendi evini temizlemekten kafayı yemiş hangi Türk Kadınına tatilde hoş bir aktivite olarak sahili de temizleyeceksin diyebilirsin. Diyemezsin, kan çıkar vallahi. Hele erkekler... Askerde acemilik döneminde zorunlu mıntıka temizliği yapmışlıkları vardır ama adı üstünde zorunluluktandır yaptıkları. Gönüllü olarak öldür Allah yaptıramazsın. Belki askerliğin zorunlu olmadığı ülkelerden gelen yabancı turist için cazip bir “aktivite” olabilir ama bizi bozar bunlar. 

Herşey dahil yazılı ilan veren tesislerden birine rezervasyon yaptırmadan önce, bizzat telefon açıp sordum:
- Pardon hanımefendi kişi başı herşey dahil’e neler dahil?
- Her türlü konaklama, yiyecek-içecek ve aktivite ücretin içinde efendim.
- Diğerlerini anladık da, şu aktiviteleri biraz daha açar mısınız bir zahmet?
- Buraya gelin görürsünüz. Alo, alo orada mısınız? 

“Hele bir gel buraya gösterelim sana gününü” mealinde bu cümleden sonra hiç orada olur muyum, kapatırım tabii telefonu. Demek duyduklarım doğruymuş. Kesin sahil temizleten cinsten tesis bunlar. 

Hayır, bu tip “aktiviteler” karşılığında fiyat indirimi sağlıyor olsalar yine bir derece. Mesela “Yatağını toplayıp, odasını süpürenlere %15 indirim uygulanacaktır” veya “Mutfakta her gün 2 saat soğan soyana %20 indirim” gibi uygulamalar olsa belki bazı yabancı müşterilere cazip gelecektir. Ama yine askerliğini patates soyarak geçirmiş Türk Erkeği ve zorunlu hizmetini 40 yıldır ev kadını olarak yapmış Türk Kadını için şakası bile yapılmamalı böyle tatil aktivitelerinin. 

Yapılırsa, tatil öncesi evlerde şöyle aile içi kavgalar yaşanması gayet mümkün çünkü:
- Ay herif, boyun posun devrilsin. “Sizi süper bir tesise tatile götüreceğim” dediğinde sevinmiştim. Her gün sabah erkenden kalkıp 5 oda temizlersen tatili yarı parasına çıkartacağız da ne demek ha?
- Ne var, eline mi yapışır, her allahın günü yaptığın işi, denize nazır yapacaksın. İşin bitince mis gibi havuz ve deniz seni bekliyor. Tabii havuz kenarında dağıtılan havluları da katladıktan sonra.
- Ohh, üstüme iyilik sağlık, siz baba oğul yan gelip yatın ben tatilde de çalışayım, istemez evimde otururum daha iyi. - Ama öyle deme sevgilim, biz de akşamları el ayak çekildikten sonra çimleri biçip ağaçları budayacağız oğlanla. Böylece ilave olarak %20 indirim daha verecekler bize. Herkesin ödediğinin %30unu ödeyip herşey dahil süper bir tatil yapacağız. 

İşte olayın püf noktası da bu zaten. Bu ilanlarda yazan paraları ödeyenler hep yerli turistler... Afişe fiyatın %30 civarı miktara tatil yapanlara ise yabancı turist diyoruz. İşin şakası bir yana, şu herşey dahil sistemler, cebinden ne çıkacağını bilmek isteyenler için cazip gibi görünse de, bu sistemin uygulandığı tesislerin çoğu size aslında yapay bir ortam sunuyor. 

Bu tip tatili tercih eden çoğu yabancı turist aslında Avrupa’nın en alt gelir seviyesine sahip, para harcamayı, gezmeyi, görmeyi hedeflemeyen kesimi. Baştan ödedikleri paket haricinde, neredeyse yanlarına cüzdanlarını bile almadan gelecekler utanmasalar. Dev tesislerden dışarı burunlarını uzatmadan, yörede neresi gezilir, nerede ne yenir hiç bir yere ayak atmadan geldikleri gibi gidiyorlar. Ne o, üç otuz paraya dünyanın en güzel sahillerine geliyorlar sözümona ama tesise tıkılmanın ötesinde kimseye bir kuruş hayırları olmuyor. Biz de gelen yabancı turist sayılarını duydukça saf saf seviniyoruz turizm patladı diye. Turizm patladı patlamasına ama elimizde patladı, bir güzel de yüzümüze gözümüze bulaştı. 

Madem anladık işin iç yüzünü, hemen vazgeçelim desek, uzun süre şansımız yok maalesef. Çünkü, otel ve acentaların garantili rezervasyon sözleşmeleri öyle bir yıllık değil, turizm sektörünün önündeki uzun yılları ipotek altına almış durumda. Dünyanın turizm cenneti olarak sayılan ülkeleri bu uygulamayı bırakalı yıllar olmuş, hem de devlet desteğiyle. Biz ise kimin kazandığı belli olmayan bu sistemi uygulamakta ayak direyip, bindiğimiz dalı kesmeye devam ediyoruz. 

Bizim ucuz tatil yapmamız sanırım bu herşey dahil sistemde göstereceğimiz performansa bağlı. Her şey dahil ama boş oturmak yok anlayacağınız. Eskiden ucuz tatil için pansiyonları tercih ederdik, niye? Kendi yemeğimizi pişirir, kendi işimizi kendimiz görürdük. Şimdi ülkemin uyanık işletmecileri bize 5 yıldızlı tesislerinde kendi paramızla pansiyon günlerimizi aratmayacak “nostalji” yaptırmaya kalkıyorlar, ben bu sistemden bunu anlıyorum. 

Şimdilerde adam gibi bir tesis arıyorum. Gerçi pek de şansım yok görünüşe bakılırsa; çünkü Antalya yöresinde neredeyse tüm tesisler, Herşey Dahil paketler halinde pazarlanıyor. Tamam, her şey dahil olsun kabul ama, kesinlikle ütü yapmam baştan söyleyeyim. 

Müjde Özdemir 

www.bilincaltiterapisi.com 

 
Toplam blog
: 9
: 950
Kayıt tarihi
: 03.09.11
 
 

1969 yılında İstanbul'da doğdum. Şişli Terakki Lisesi'nin ardından, İstanbul Üniversitesi Turizm ..