Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

20 Temmuz '08

 
Kategori
Cinsel Sağlık
 

Zührevilerden Belsoğukluğu!

Zührevilerden Belsoğukluğu!
 


Belsoğukluğu, son derece bulaşıcı bir zührevi hastalık olup, en eski çağlardan beri bilinmekte ve dünyanın her yerinde rastlanmaktadır. Kabakulak hastalığından bile daha sıkça görüldüğünü söylemek abartısız olur. Kadınların bu hastalığa yakalanma olasılıkları kayıtlara göre İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana erkekleri kat kat aşmıştır.


Belsoğukluğunda iltihaplanmaya neden olan mikrop, gonokok diye bilinen bir bakteridir. Yaşama ortamında sıcaklık, nem, karanlık ve az oksijen arayan bu bakteri, insan bedeninin dışında çok çabuk ölür. Gonokokların yaşaması için en elverişli doku, erkekte ve kadında idrar borusunda ve kadının dölyatağı boynu ile dölyolu arasındaki kanalda bulunur. Hastalığın makat yoluyla yapılan cinsel birleşmeden sonra ya da dölyolu akıntısının makata ulaşmasından ötürü makatta da yerleştiği olur. Hattâ ağız yoluyla yapılan cinsel birleşmeden sonra boğazda belsoğukluğu da görülebilmektedir.


Belsoğukluğuna sebep olan mikroplar insan bedeni dışında birkaç saniyede öldüklerinden hastalığın cinsel birleşme dışı herhangi bir yoldan bulaşma olasılığı yoktur. Ancak tedavi görmemiş bir anne, mikroplarını doğum esnasında bebeğe aktarabilir. Bu da bebeğin gözlerini etkileyerek körlüğe sebebiyet veren bir durum oluşturabilir.


Belsoğukluğunun belirtileri şunlardır... Cinsel bölgede, iltihaplanma sonucunda sarımtırak beyaz bir akıntı görülür. Erkeklerde bu akıntı oldukça koyudur ve beraberinde idrar güçlüğü vardır. Belirtiler, iltihaplanmanın başlangıcından 3-8 gün içerisinde gelişir. Fakat mikrobun kuluçka dönemi denilen bu ilk dönem, üç haftaya kadar uzayabilir. Erkeklerin yüzde 5-20 gibi ufak bir oranında belsoğukluğu hiçbir belirti göstermez. Lâkin mikrop taşıyan birey, belirtisiz geçen süre içerisinde, başka kimselerle cinsel temasta bulunduğu taktirde, onlara da hastalığı bulaştırır.


Kadınlarda hastalık genellikle akıntının fazlalaşmasıyla başlar ve bu akıntının rengi sarımsıdır. İdrar güçlüğü ve idrar yaparken yanma da görülebilir. Bununla beraber kadınlarda belsoğukluğu yüzde 60-80 hiç belirtisiz gelişir. Bunun sebebi, dölyolunun iç kısımlarının hayli duyarsız olmasıdır. Bu durum, tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Zira hastalığının farkına varmayan bir kadın, bu ciddi hastalığı başkalarına bulaştırabilir.


Tedavi görmediği durumda belsoğukluğu çok büyük sorunlara yol açabilir. Erkekte idrar yoluna ya da yakınına açılan bezlerde, epididimde veya prostatta akut ya da kronik iltihaplanmalar olabilir. Bu gibi iltihaplanmalar, ileri aşamalarda kısırlığa sebep olabilir. Kronik iltihaplanmalar idrar yolunun daralmasıyla da sonuçlanabilir. Kadınlarda mikropların makata yayılması sıkça görülür. Bartolin bezlerinin iltihaplanması da seyrek değildir. Belsoğukluğu olan kadınların yüzde yirmisinde görülen en ciddi sonuç, iltihaplanmanın, fallop borularına sıçraması ve bu boruların tıkanmasıyla kısırlık oluşmasıdır. Bununla beraber karın sancıları, ateş ve baş ağrıları görülür. Hattâ bu durumun peritonite yâni karın boşluğu iç zarının iltihaplanmasına yol açtığı olur ve peritonit çoğu kez ölüme kadar gidebilen çok ciddi bir durumdur. Mikrop, kana karışarak kalp ve sinir sistemini etkileyebildiği gibi, gözler üzerinde de körlüğe yol açabilecek ölçüde bir etki yapar.


Belsoğukluğu teşhisi, iltihaplanma belirtilerinin görüldüğü yerlerden alınan akıntı örneğinde, gonokokların varlığını saptamakla yapılır. İdrar yolundan, kadında dölyatağı boynundan ya da başka iltihaplı alanlardan alınan örnekler bir kültür ortamında 1-2 gün çoğalmaya bırakılırlar ki buna "kültür testi" denir. Alınan akıntı ve doku örneğinin içerisinde gonokoklar varsa bunlar çoğalarak mikroskop altında kolayca görülür hale gelirler. Teşhis bittiğinde ise acilen tedaviye geçilir.


Belsoğukluğu tedavisi, gonokokların antibiyotik türünden ilâçlarla yok edilmesinden ibarettir. Antibiyotikler içerisinde en etkilisi penisilindir. Lâkin bazı durumlarda, penisiline karşı tamamıyle direnç kazanmış bakterilerle de karşılaşılmıştır. Böyle durumlarda etkili olacak bir başka çeşit antibiyotik bulmak mümkündür. Genellikle yüksek dozda antibiyotik içeren tek bir iğne iyileşme için yeterlidir. Bazen de bunun tekrarlanması gerekebilir. İlâç alındıktan sonra yeni bir kültür testiyle tedavinin neticesi kontrol edilir.


Bu hastalığa bir defa yakalanıp iyileşmiş olmak, kişiye belsoğukluğuna karşı bağışıklık kazandırmaz. Bu nedenle, bir kişinin başından ardarda birkaç defa belsoğukluğu olayı geçebilir. Lâkin, beden bakımına ve temizliğine özen göstermek sayesinde, mikrop kapma olasılığını azaltmak mümkündür. Erkeklerin cinsel birleşmeden sonra su ve sabunla yıkanmaları bu açıdan hayli yararlı olacaktır. Maalesef kadınlar için aynı olanak yoktur!.. Fakat içerisinde az bir miktar sirke bulunan suyla yapılan dölyolu lavajı, mikrop kapmaya karşı etkili bir önlemdir.

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..