Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

11 Ağustos '08

 
Kategori
Cinsel Sağlık
 

Zührevilerden Frengi

Zührevilerden Frengi
 


Frengi, dünyanın her tarafında görülebilen bir zührevi hastalıktır ve cinsel birleşme dışında herhangi bir yoldan bulaşması çok enderdir. Bu, kronik bir hastalık olup, belirtileri başka hastalıklarla kolayca karıştırılabilen türdendir. Frengi mikrobu aylarca, hattâ yıllarca insan vücudunda uykuya yatar ve hastalığın ancak en son evrelerinde ortaya çıkar. Kan yoluyla anneden bebeğine aktarıldığından, doğuştan frengi olaylarına sebep olabilir.


Bu hastalığa yakalanıp da tedavi görmeyen kimselerin, bazen kendiliklerinden iyileştikleri görülür. Bazılarında da hastalık, ölümcül olmayan hafif etkiler oluşturur. Diğer yandan, frengiye yakalananların yüzde yirmisi damar, kalp veya beyin omurilik tahribatından ölebilir.


Frengiye sebebiyet veren, helezon biçimli, spiroket adıyla bilinen bir mikroptur. İnsan vücudunun dışında çok çabuk ölen frengi mikrobu, deri üzerindeki herhangi bir çatlaktan ya da bedenin ağız, penis, dölyolu, makat gibi dışa açılan herhangi bir noktasından, buradaki yumuşak içderi yoluyla bulaşır. Mikrop, frenginin ilk evre belirtisi olan yarayı taşıyan bir kimsenin, açık veya kapanmakta olan yarasından kapılır. Bundan dolayıdır ki hekimler, "erken dönem bulaşıcı frengi"den söz ederler ve bulaşıcı frengi mikrobuyla karşılaştıkları takdirde, ellerini su ve sabunla yıkarlar. Daha ileri evrelerinde frengi artık bulaşıcı değildir.


Erken teşhis, frengi yarasının sızıntısını mikroskop altında incelemekle yapılabilir. Yaranın oluşumundan 2 ilâ 3 hafta sonra mikroplar artık kana karışmış olurlar. Böylece frenginin daha sonraki evrelerinde teşhis koyabilmek adına, mutlaka kan tahlili gerekecektir.


Mikrobun insan vücuduna ilk girişinden 2-3 hafta sonra, mikrobun girdiği noktada bir kırmızılık belirir. Aradan geçen süreye mikrobun kuluçka dönemi denir ve bu süre 10 günden 90 güne kadar uzanır. Kırmızılık daha sonra sert, acısız bir yaraya dönüşür. Kolay kolay kanamaz lâkin kan serumu sızdırır. Yaranın çapı 1-3 santim kadardır. Bu yaraya "frengi şankrı" denir. Beraberinde kasıklarda lenf bezleri şişmeleri kendini gösterir. Yüzde 95 olasılıkla şankr, cinsel organ üzerinde veya cinsel bölgededir. Kadınlarda dölyolunun içerisinde ya da eşcinsel erkeklerde makatta da görülebilir. Böyle durumlarda hastalar çoğu kez yaranın hiç farkına varmaksızın başkalarına frengi bulaştırırlar.


Yaranın belirmesi, frenginin ilk evresinin işaretidir. Bu evre içerisinde mikrop bütün bedene, bilhassa da deri yüzeyine yayılmaktadır. İlk birkaç hafta ile birkaç ay arasında tüm vücutta genel bir kaşıntısız döküntü görülür. Diğer birçok deri hastalıklarını andıran bu döküntüden başka ilk evre belirtileri arasında şunlar vardır... Cinsel bölgede geniş yayık siğiller, boğazda derin olmayan yaralar, lenf bezleri şişmeleri, saçların dökülmesi.


Yaranın belirmesinin ardından, kanda koruyucu antijenler oluşur. Bunlar hastalığın ikinci evresinde en yüksek miktara ulaşırlar. Yalnızca mikrop kapmış kişilerde görülen bu doğal savunma sayesinde, tedavi görmeyen frengi vakalarının yüzde 50 civarı kendiliğinden iyileşir. Fakat ne yazık ki frengiye yakalanıp da bu şansa sahip olmayan pek çok kişi uzun yıllar sonra üçüncü evre belirtilerini görmeye başlar. Bu evre, vücut direncinin azaldığı herhangi bir dönemde, helezon biçimli mikropların bedenin bir bölgesine yerleşmeleriyle başlar. Mikropların oluşturduğu iltihaplı urlar çok ufak olabildikleri gibi, hayli büyük de olabilirler. Bunlar vücuda pek çok zarar verebilir, sakatlığa ve ölüme sebebiyet verebilirler.


Bazı hastalarda beyin ya da omurilik hasar görür; bu durum genellikle felce neden olur. Yeterince ciddiye alınmadığı takdirde frengi, her an büyük bir tehlikeye dönüşebilir. Erken teşhis edildiğinde tedavisi çoğunlukla kolaylıkla yapılabilmektedir. Geç dönemlerde de tedavisi mümkün olabilmekte, lâkin kalıcı zararları ortadan kaldırılamamaktadır. Çok erken tedavi edilmişse, kesin iyileşmeden sonra bir süre kanda kalan antijenler, kan testlerinin olumlu sonuç vermesine sebep olurlar. Bu nedenle olumlu test sonuçlarının da bir hekim tarafından yorumlanarak gerçek bir tehlikenin söz konusu olup olmadığına karar verilmesi gereklidir.


Doğuştan frengiyi önlemenin en etkili yolu, hamilelere frengi testi uygulamaktır. Tedavi edilmemiş frengisi olan bir anne ölü doğum yapabilir veya bebek doğumdan hemen sonra ölebilir. Bazen de dış görünümü iyi olup, çok sonraları körlük, sağırlık gibi belirtiler gösteren bebekler vardır. Değişik isimler altında bilinen birkaç çeşit frengi testinin hepsi de kan tahliline dayanır.
 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..