Zülfü Livaneli' nin doyumsuz sohbeti

Cumartesi günüydü.

Cumartesi gecesini Pazar gününe bağlayan gece.

Çok yorgun olmama rağmen, bir türlü uyku tutmuyordu.

Uyuyamadım ve televizyonun karşısına geçtim.

Elimde zaping.

O kanal senin, bu kanal benim derken, SKY TÜRK’te bir an için gözüme Zülfü Livaneli ilişti. Bir şeylerden bahsediyordu Zülfü. Henüz program yeni başlamış.

Zülfü Livaneli o her zamanki mütevazi ses tonu ile Enver Aysever’in sormuş olduğu bir soruya, yalın bir cevap veriyordu.

İlgimi çekti.

Başladım izlemeye.

Enver Aysever soruyor, Zülfü yanıtlıyor.

Dolu dolu yanıtlar.

Kimi zaman inceliğinden midir, mütevaziliğindenmidir nedir, bilemiyorum, sorulara, kaçamak cevaplar vermeye çalışıyor, ama içinin çok dolu olduğu her halinden belli.

Saate bakıyorum, bu arada hayli ilerlemiş.

Uykuda bastırıyor, ama bir türlü programı yarıda kesipde uyku uyumaya gidemiyorum.

Zülfü’nün yanıtlarındaki yalınlık, her geçen dakika biraz daha ilgimi çekiyor.

Ermeni meselesinden bahsediyor,

Kürt sorunu ile ilgili görüşlerini söylüyor,

Avrupa Birliği konusundaki görüşlerini, üzerine basarak anlatıyor,

Belediye başkan adaylığı serüveninde başından geçenleri anlatıyor,

Deniz Baykal ve CHP’den bahsediyor,

CHP’deki gelişmeleri ve son dönemde kendi köşesinden yazdığı bir takım olayları, tekrar dile getiriyor.

Müzikten, Sinemadan, Siyasetten konuşuyor.

Ve doğrusunu söylemek gerekirse, uzun zamandan beri bu denli güzel, bu denli dolu dolu bir program izlememiştim.

Zülfü Cumhuriyet mitinglerinden bahsetti ve son İzmir Tandoğan mitinginde, sahne arkasında yaşanan olaylara değindi.

Yüzbinlerin katıldığı konserlerinde yaşanan olayları ve dinleyicileri ile nasıl bütünleştiğini dile getirdi.

Sovyetlerin dağılması ile ilgili olarak Gorbaçov’un bu konuda ne denli sorumlu olup olmadığı yönündeki görüşlerinden uzunca bahsetti Zülfü.

Paris günlerinden ve Uğur Mumcu ile ilgili ansına “Vurulduk Ey Halkım Unutma Bizi” şiirinin Uğur Mumcu tarafından nasıl ilgi ile karşılandığına varana kadar daha bir çok şey vardı.

Ve program uzadıkça uzadı ve bende uzayan bu programın hiç bitmesini istemedim.

Herkese tavsiye ederim.

İzleyemeyenler mutlaka bir yerlerden bulupda izlesin derim.

Gerçekten çok güzeldi.

Ve en güzelide neydi biliyormusunuz?

Programa mail gönderen bir kişinin şu cümlesi.

“Ben alevi birisiyim, kız arkadaşım Sünni, ben Kürdüm, kız arkadaşım Bulgar göçmeni bir Türk ve biz ikimiz bir Türk aydını olan sizi yaşamımızda örnek alıyoruz.”

CHP’liler bence kafalarını iki ellerinin arasına alıp, ellerindeki bu doğal önderlik yönü olan bir değeri, nasıl heba ettiklerini iyi düşünsün.