- Kategori
- Şiir
Zülmü Alkışlayamam...
Bir şiirimden çıkacağım yola:
"KÖYDE BİR ÇOCUK"
Köyde bir çocuk üç dört yaşlarında
Anahtarı boynunda komşulara emanet
Evin kedisine köpeğine tavuklarına arkadaş
Ana baba geçim derdinde küçük çocuk yaşam
Böyle, böyle
Kediyle köpekle birlikte büyüdü çocuk
İlkokulu köyde bitirdi ortaokula gelince sıra
Ailesiyle geldi köyden şehre
Zor yıllardı o yıllar çok zor emek ucuz yaşamsa pahalı
Pamuk tarlalarında çalıştı uzun yıllar serpilip gelişti
Büyüdü o küçük çocuk öğretmen oldu
Yalnızlık ve yoksulluk yıllarını unutmadı hiç
Ağlayan çocukları titrek elli ihtiyarları görünce
Çoğu zaman oturdu ağladı onlarla birlikte
En çok bir kadın için ağladı gün görmeyen anacığı için
Koşulsuz sevdi çocukları ve öğrencilerini
Küçücük tebessümleri için nelerle savaşmadı ki
Fakat sonunda güldürdü
Bütün zamanlara inat yüzlerini ve yüreklerini
Birçok öğretmen yetiştirdi gözleri gülen
İnanıyordu ki
Gözleri gülenlerin yürekleri sağlam olurdu
Ve yalnızca böyleleri kabul etmezdi zulmü ve esareti
O çocuk büyüdü
O çocuk yaşamla savaştı
O çocuk öğretmen oldu
Her zaman yüreği ince kulağı ağlayan seste"
(Halil Güven- Mavi kanatlı kuş)
.
Bugünleri böyle heba edip gitmek yok mu beni çok rahatsız ediyor.
İdare edenlerimize bakıyorum anlayamıyorum.
Hemen, hemen büyük çoğunluğu benim yaşamıma benzer yaşamdan geçmişler.
Yokluğu yoksulluğu yaşamışlar.
Ama gel gör ki o geçmişlerini sanki yaşamamışlar ya da geçmişlerinden öç alır durumdalar.
Ben buna: "Sizin buna hakkınız yok!" diyorum; geçmişi eziklik içinde geçenler adına!
Siz ancak zulme geçit vermemekle görevlisiniz!
Zulme başkaldırı ancak haklı başkaldırıdır, zulme isyan ancak onurdur!
Söyle ey yönetenimiz senin isyanın böyle midir?
Sözlerimin sonunda "Akif’çe” seslenmek geldi içimden:
"Zulmü alkışlayamam/ Zalimi asla sevemem.
Gelenin keyfi için kalkıp da geçmişime sövemem.
Kim dedi uysal koyunuz?
Kesilir belki çekmeye gelmez boynumuz.”
Saygılarımla...