Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Kasım '12

 
Kategori
Kitap
 

Zulmün Topu, Güllesi, Kalesi Varsa, Hakkın da Bükülmez Kolu, Dönmez Yüzü Vardır. ( Tevfik Fikret )

Zulmün Topu, Güllesi, Kalesi Varsa, Hakkın da Bükülmez Kolu, Dönmez Yüzü Vardır. ( Tevfik Fikret )
 

  • Doğduğum toprakları hiç görmedim… “Nasıl yerlerdir?” sorusuna şöyle adam akıllı düzeyde verebilecek bir cevabım yok. Bu hususta her türden eleştiriye açığım. Çok şey söyleyebilir, ne denli duyarsız olduğumdan demler vurabilirsiniz. Haklısınız, kabulümdür. Bir kez, zorunluluktan gitmek zorunda kalmıştım Sivas’a. Bir kış günü… Göz gözü görmüyor, her yer kar buz bir haldeyken… Sadece soğuk ve buzhane bir şehir olduğunu söyleyebilirim.
  •  
  • Sandy Tolan’ın, “Limon Ağacı” isimli kitabı beni bu duyguların içerisine attı.
  •  
  • Kaçımız biliyoruz İsrail devletinin nasıl kurulduğunu? Sanırım bu coğrafyada çok az insan İsrail devletinin, Ortadoğu’nun kıyısına nasıl konuşlandığı hakkında doyurucu bir bilgisi vardır.
  • İsrail batılı emperyalistlerin, ABD’nin, Rusya’nın bir günah çıkartma seansı sonrasında mı Musevilere bahşedilmiş bir devletti? Yoksa her dem Filistin topraklarına devşirilen Yahudilerin, ileride bir devlet sahibi olma hesabı mıydı?
  •  
  • Sandy Tolan, belgesel ve roman tadında, gerçek yaşamdan kesitler sunarak, Arap-İsrail sorununa yaklaşmış. Bütün detaylarıyla, okuyucunun zihnini bu denli netameli bir hususta fazlasıyla açmış.
  •  
  • İlk paragrafta, doğduğum yer hakkında bir fikrimin olmadığını söylemiştim. Maalesef öyle. İşte bu noktaya vurgu yapan bir açılışla kitaba başlıyorsunuz. İsrail’e kalan toprakları terk etmek zorunda kalan Filistinliler, kendilerine ait topraklarına göç ediyor ve yeni bir yaşam kurma çabasına girişiyorlar. Yıllar sonra, üç çocukluk arkadaşı Filistinli, İsrail topraklarında kalan evlerini görmek için İsrail topraklarına gidiyor, Çocukluklarının geçtiği yerlere geliyorlar ve geride bıraktıkları evleri görmeye, havasını teneffüs etmeye çalışıyorlar. Kimisi kovuluyor, kimisi ise sıcak bir şekilde karşılanıyor. Hüzünleniyorlar… Ağlıyorlar… Değişim üzerine yorumlar yapıyorlar.
  • Çocukların geriye dönüşü ve çocukluk günlerini geçirdikleri yerlerde canlanan anıları, insanı ister istemez duygusal düzeyde etkiliyor. Hele ki kitabın ilerleyen bölümlerinde, İsrail devletinin kuruluş sürecine tanıklık ederken, yerlerinden yurtlarından baskılarla başka diyarlara göç etmek zorunda kalan Filistinlilerin dramını öğrendikçe, insanın ruhuna sirayet eden bam teli titremeye başlıyor.
  •  
  • Bir tarafta Filistin, diğer tarafta Filistin’de yaşayan Museviler… Museviler 1920’li yıllarda hepi topu 50 bin civarında bir nüfusken, Avrupa’dan sürekli nüfus ihraç edilmiş Filistin’e. Gelen Avrupalı Musevilere, ciddi miktarlarda toprak satışı yapmış Filistinli Araplar. Aradan geçen yıllarında ardından bir tarafta nüfus yoğunluğuna ulaşmışlar, diğer yanda ciddi anlamda toprak sahibi olmuşlar. Bu güce ulaştıklarında “devlet” talebini dillendirmeye başlamışlar. Durumu fark eden Filistinliler, ileriki süreçte yaşanabilecek muhtemel sorunlara karşın Musevilere karşı gerilla savaşını başlatmışlar. Ama tarih boyunca bir tek kez bile devlet olabilme şansını yakalayamamış olan İsrail, bu talebinden asla vazgeçmemiş ve ikinci dünya savaşında uğradıkları soykırımı da gerekçe göstererek, batılı devletleri, ABD’yi ve Rusya’yı da arkalarına alarak, Ortadoğu’ya bir şekilde kapağı atmışlar. Ciddi bir mücadeleyle Filistinlileri kıskaca almışlar.
  •  
  • Sene 948…
  • Birleşmiş Milletler kararıyla iki toplum ayrılıyor ve İsrail devleti hukuki olarak kurulmuş oluyor. Her ne kadar Birleşmiş Milletler bu kararı vermiş olsa da, Filistinliler bu kararı tanımamışlar. Ve çatışmalarda, o günden sonra alabildiğine devam etmiş. İsrail, dış destekli bir şekilde silahlandırılmış… Bir devlete sahip olmak ve o devleti de kaybetmemek adına, sürekli ekonomik açıdan güç, askeri açıdan güç İsrail devletinin amentüsü haline gelmiş.
  •  
  • Kitap, Filistinlilerin, kendi topraklarında nasıl sığıntı haline geldiklerini buram buram önümüze koyuyor. Bir tarafta Filistinliler yerlerini yurtlarını, bağlarını bahçelerini terk ederken ilginçtir, Avrupa’da, özellikle Bulgaristan’da, Yahudilerin ne büyük umutlarla Filistin’e gidebilmek için çabaladıklarını izliyorsunuz. Birilerinin hayatları mahva uğrarken, diğerlerinin umuduna dönüşüyor Filistin toprakları. Kötü olan ise, Filistinlilerin kendi topraklarında sürgün hayatına maruz kalmış olmaları.
  •  
  • Kitabı okuduktan sonra, iyiden iyiye Arap-İsrail sorununun çözümlenemeyeceğine kanaat getirdim. Zaten bu hususta hiçbir zaman ümidim olmamıştı. Belki içimde küçük birkaç kırıntı vardı. Kitabı okuduktan sonra o umut kırıntıları da kalmadı.
  •  
  • Konuyu, bu kitabı mutlaka okumanızı önererek bağlayalım.
  • Bir tarafta roman, diğer tarafta belgesel tadında bir kitap… Arap-İsrail sorunu üzerine bilmedik, karanlık kalmış birçok hususu objektif açıdan değerlendirmek suretiyle, okuyucunun zihin dünyasına giriyor.
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..