- Kategori
- Şiir
Zulümkârlarla dolup taşan bu doğa
Sabır edip İlâhi rahmete erenler...Selâm üzerinize olsun.
Bosna-Hersek’ de, Filistin’de, Doğu Türkistan’da, Kafkaslarda, Güneydoğu Asya’da, Afrika’da ve dünyanın daha birçok diğer bölgelerinde hunharca katledilen, ezilen, zulme maruz kalan tüm müslümanların ve tüm insanların anısına…
Yaş onbeş, ha var, ha yok
Sıralanmış yerde duruyordu
Elleri semalara açılmış,
Kurumuş dudağı okuyordu
Sırtına dayanmış silah
Sırp, duygusuz vuruyordu
Ah ! ah ! Bosnalım,
Benzi akça kardeşim
Neden tek kaygın duâ senin,
Ölüm yanı başında,
Titremez tenin?
Filistin’de ağlayan çocuk
Ağıtın büyük, hamilerin küçük.
Sana ninniler de söyleyemem,
Keşke taşlarını ben versem sana,
Sapanlarını ellerimle yapsam…
........... ………. …….
Ömrün böyle geçecek belki
Dolaşsın bakalım bir zaman tilki
Zalim bombaların sesi bile yırtarken bedenleri
Göçmen kuşlar da geçmiyor artık oralardan değil mi?
“Göç yolları değiştirilemez” der belki insanlık
Bakar ki sen de varsın orda, hatırlar bir anlık !
Batıdan gündüzün doğmaz ki !
Donmuş yüreğini ovmaz ki !
Oğuzun süleri, süvarileri,
Osmanlının şahbazımı sandın,
Gün doğarken yetişsin,
Gölge düşürsün senin üstüne?
Kim açar ki Allah için kanatlarını,
Cihat için dolaşır serhatlarını?
Onlar, ancak nidaları es geçen,
Üslerinde hedefleri seçen,
Kızılhaçlı fantomlar!..
Red Kit bir hikaye
Cirit atan Daltonlar
Denizleri nasıl geçsin,
Yükleri ağır uçak gemileri!?
Sen ölmeden nasıl kurulsun,
“Uzak batının, adil mahkemeleri!?”
Ve içimde yanar közüm
Doğu Türkistanlım, özüm
Can, ciğerpare kardeşim
Sanma ki unuttum seni!..
Bir sözde birleşmeyen milletler
Sarmışsa bedenini zilletler
“Haberi almıyorlar, duymuyorlar!” diye yeme kendini
Hangi su geçmedi ki bendini!..
Tasalanma!, Yüce sorgu onları bekler…
Geçen asırlara şöyle bir bak
Nice topluluk tarihten koptu
Oysa, dünyada dost bildikleri çoktu
Ahretten haberleri yoktu
Zulmü rehber edindi,
Yaptığına taptı
Varlık, teçhizat ve donanım,
Ellerinde oyuncaktı…
Bir anlasalar, bilmediklerine yol görecekler…
Belki, İnsanlığa hız verip, kürsüler alacaklar…
Fakat, değil değil…
Hani kum yığınlarında oynarlar,
Pişmiş tuğlalar; kamyonları,
Çakıl taşları; yükleri olan,
Dokunsan ağlayan,
Çocuklar var ya!..
Anlamsız kavgaları çoktur
İşte onların da dünyadan haberi yoktur!
Bosnalım demişim!...
Ha Türkistanlım, ha Kafkaslım, ha Filistin…
Afganlım, Irak’lım, Myanmar, Arakan, Patani…
Bakma neden öyle dediğime
Tabi ki duâ yaparken benim gibisin
Kurtuluş diyarını bilir gibisin
Ölüm ne kadar yakın olsa da sana
Varsın “hâlâ ne yapıyor bu?” desinler
Sen tevekkülle sarıl yine Rabbi'mize
Müminin bırakmayacağı silahıdır duâ…
Kan içip, ahlâksızca gülsünler
Dünyayı boynuzunda taşımaz boğa
Bir gün gelir Hak huzurunda eğilir
Zulümkârla dolup taşan bu doğa.
...2012 - Duran AÇIKGÖZ