Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Kasım '11

 
Kategori
Güncel
 

13 yaşında tecavüze uğrayan kız çocuğu N.Ç.’yi kim koruyacak?

13 yaşında tecavüze uğrayan kız çocuğu N.Ç.’yi kim koruyacak?
 

Yargılamalarda beğenilmeyen, eleştirilen kararlar söz konusu olunca, hep şu söylenir:

“Yürürlükteki yasaya göre karar veriliyor; mahkemelerin eli kolu bağlanıyor. Beğenmiyorsanız kararı, o zaman, yasayı değiştirin.”

Eleştirileri böyle savuşturma, verilen karar doğrudur; yasalara uygundur” anlamının çıkmasını yol açar. Bu da, mahkemenin bir “yanlışı yok”a kadar gider.

Ancak, çoğu kararda, türlü gerekçelerle, insanların nasıl içeride kaldıkları, nasıl kurtuldukları göz önünde tutulursa, işin içine “kanaat”in girdiği görülür.

Bu ne demek?

Mahkeme, yasaları kendine göre yorumlayınca, bu yorumdan yararlanan da olur, içeri giren ya da daha önce içeri girdiği için içeride kalan da...

Unutmayalım, bir sözcük eksikliği/ fazlalığı, noktalama işaretlerinden virgülle bir oynama, istenen kararının alınmasını sağlayabilir.

Bundan neyi çıkarabiliriz?

“İstenince oluyor”u....

Deniz Feneri davası, benzer davalar ortada... “Kaçma şüphesi var” cümlesindeki “var” yerine “yok” demek.... “Deliller toplanmamıştır” cümlesinin yüklemini “toplanmıştır” yapmak, her şeyi çözümler.

*****

Medyada “Utanç Davası" diye bilen, 13 yaşındaki kız çocuğu N.Ç.’ye tecavüz davasında Yargıtay’ın kararı, yürek dağlamaz mı?

(N.Ç., 13 yaşında, değişik kesimlerden 26 kişinin tecavüzüne uğrar. 8 yıl önce açılan davada mahkeme “Sanıklarla kendi rızasıyla birlikte oldu'” yargısına varır. Dava Yargıtay’a gider; Yargıtay da, mahkemenin gerekçesini onar. Devlet korumasına alınan N.Ç., birkaç ameliyat olmak zorunda kalır. Zaten sanıklar da dışarıdadır.)

13 yaşında bir çocuk, nasıl olur da, 26 kişiyle “kendi rızası”yla birlikte olur?

Bunu hangi mantıkla açıklayabilirsiniz?

Yerel mahkemenin kavranması zor bir mantıkla verdiği kararı Yargıtay’ın onaması, öyle eski yasa, yeni yasa açıklamasıyla geçiştirilemez.

Bırakalım, büyük kimsesizleri, çocukları kim koruyacak?

*****

N.Ç. davası, mahkemelerin içinde bulunduğu acıklı durumu göstermesi/ anlatması bakımdan önemli.

Demek ki, öyle büyük, her lüksü içinde kocaman adliye sarayları yapmakla iş bitmiyor, işler düzelmiyor.

Önce kafaları değiştirmek gerekiyor.

Devlet, yurttaşlarını korumakla yükümlü değil mi?

Güvensizliğin olduğu yerde, “saray”lar ne işe yarar?

Yargı, N.Ç.’yi  değil;  her meslekten koskoca adamları korumuştur.

13 yaşındaki kızlarının gelin olduğu, satıldığı bir düzende, çocukları kim koruyacak?

Gel de Nazım Hikmet’i anımsama:

Çocuklara kıymayın efendiler!

TURGUT ÇELİK/ Mersin (Geçici olarak İstanbul)

Bu blog Milliyet.com.tr sitesinden 847 kez görüntülenmiştir

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..