Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Şubat '14

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Benim gazetem senin internetini döver!

Benim gazetem senin internetini döver!
 

Gazeteler, internet karşısında direnebilecek mi?


Muğla’da iki yıldır yayın hayatını sürdürmeye çalışan Son Baskı Gazetesi, yayıncılığına son verdiğini duyurdu. Gerekçe; ekonomik sebepler! Şaşırmadık… Yazılı basının, hayatlarımızı kolaylaştırdığı iddia edilen ‘internet medyası’ karşısında ayakta kalabilmesi zaten ‘mucize’ olarak nitelendiriliyordu… Ne acıdır ki bu süreç yerel medyadan başladı… Ulusal gazetelerin de bir süre sonra ‘yazılı’ basın macerasına son vereceğini düşünmek ütopik olmaz herhalde…

Bizim gibi, henüz ‘internet’ diye bir olgunun varlığının bile bilinmediği dönemlerde gazetecilik yapmaya başlayanlar için hazin bir son… Dönemin‘gazetecileri’ için her ne kadar ‘fırsat’ olarak değerlendirilse de ben bu konuda temkinli olunmasından yanayım… İnsanlık ve iktidarlar var oldukça, ‘sınırsız ifade özgürlüğü’ ve dolayısıyla ‘sınır tanımayan basın özgürlüğü’ diye bir kavram ‘ütopik’ olmaktan öte geçemeyecektir… Yazılı basının ‘seçkin’ ve ‘nitelikli’ yayıncılık anlayışı, kısa zamanda oluşmamıştır… İstisnalar, her konuda olduğu gibi bu konuda da kâideyi bozmayacaktır…Bugün ‘sınırsız’ ve kuralsız internet gazeteciliği, yakın zamanda yasalar çerçevesinde kontrol altına alınacak ve umuyorum ki belli bir ‘nitelik’ çerçevesinde yayıncılık yapmak zorunda bırakılacaktır…  Hiç kimse burada ‘sansür’den söz ettiğimi düşünmesin!.. Yayıncılıktan söz ediyorum… Her ne kadar, kalitesiz ve eğitimsiz işgücü ile niteliği her geçen gün kaybolsa da, nitelikli yayıncılığın halen takdir edildiğini düşünen optimist gazetecilerden biriyim ben de…

Sosyal medya üzerinden fotoğraf yayınlayıp, altına iki üç cümle sıralayan ve kendisini ‘free lance’ gazeteci olarak takdim eden arkadaşların, bu sevimli çabası birileri tarafından ‘özgür basın’ kapsamında değerlendirilse de, bu mesleğin hem eğitimini almış hem de 23 yılını deneyimlemiş bir gazeteci olarak, kendilerini yayıncı olarak görmediğim gibi, internet üzerinden ‘habercilik’ yaptığını iddia eden ve ‘haber sitesi’ yönettiği için kendilerini ‘gazeteci’ sınıfına dahil eden kişi ya da grupları da ne yazık ki ciddiye almadığımı ifade etmek isterim… Bu, mesleğime ve kendime ve elbette benden çok daha deneyimli ustalarıma saygım gereği altını çizmem gereken bir gerçektir…

Gelecek İletişim Araştırmaları’nın başkanı Ross Dawson yazılı basının 2040 yılına değin 51 ülkede son bulacağını açıkladı. Dawson’un tespitlerine göre ABD’de yazılı basın 2017’de, İngiltere’de 2019’da, Almanya’da 2030’da, Türkiye ve Rusya’da 2036’da son bulacakmış… Akademisyenler ise –şaşırmayın arkadaşlar… bu işin de akademisyenleri var! Eline kamera alan ‘gazeteci’ sayılıyor gibi gelebilir ancak bu da uzmanlık, eğitim ve liyakat gerektiren bir MESLEK… - yazılı basının dün olduğu gibi yarın da var olmaya devam edeceği görüşünde… Yalnızca, internet teknolojisinin beraberinde getirdiği ‘hız’ olgusuna ve değişime direnenler yok olup gidecek…  Geleceği görüp ona göre pozisyon alanlar ise ayakta kalmaya devam edecek, çünkü yazılı basının yüzlerce yıllık birikimi bir anda yok olup gitmez!

Sosyal medya denilen kısa mesajlarla haberleşme alışkanlığı her ne kadar uzun yazmayı ve okumayı unutturur gibi oldu ise de kitap gazete ve dergi hiçbir zaman yok olmayacak… Bir de verilen ‘haberlerin’ güvenilirliği ve referanslarıyla ilgili hadise var ki bu ayrı bir makale konusu… İnternet üzerinde hasbıhal edeceğimiz diğer yazılarda, bu konuya da ayrıntılı değiniriz elbette…

Konu ile ilgili görüş bildirmek ihtiyacı hissettiğim bir diğer husus da Büyükşehir ile birlikte yeni bir ‘basın’ mekanizmasının oluşması hadisesi… Merak edip araştıranlar bilir, Muğla’da artık Basın İlan Kurumu’nun temsilciliği görev yapacak… Bu konuda çalışmalar çoktan başladı. Anlayacağınız, basın kuruluşlarına sıkı bir denetim uygulanacak… Yine bazıları bunu ‘sansür’ şakşakçılığı olarak adlandırabilir, hiç şaşırmam… Bu konuda tavrımız net… Bu işi ‘gazeteci’ olmayanlar yapmasın!.. Patronlardan söz etmiyorum tabii… Gönül isterdi ki, gazete patronlarına da bir ‘kıstas’ getirilsin ve liyakat aransın… Ne yazık ki kapitalizm, bu derece ‘uçuk’ hayallere fırsat vermeyecek kadar acımasız!..

Ancak yine de gazeteler için getirilecek yayın kriterleri, az da olsa bizi sevindirecek gibi… Yıllarca, akrabalarını, eş dostlarını fikir işçisi sigortası olarak bilinen 212 ile sigortalayıp, çalıştırdığı muhabirlere asgari ücreti bile çok gören, sigortasız gazeteci çalıştırıp, tabir-i caizse etinden, sütünden faydalanan sözüm ona gazete patronlarının başı ağrıyacak… Yıllardır, iki üç sayfa ajans haberiyle, özensiz, itinasız, içi boş sözde ‘gazeteler’ çıkararak resmi ilandan trilyonlarca lira servet edinen, bunun yanında ‘gazeteci’ kimliğini sosyal statüsü için bir basamak olarak kullanan gazete patronları için kara kara günler beliriyor ufukta!..

Bu gerçekler birilerinin canını fena yakıyor olsa gerek, bizim gibi haftalık yayın yapan gazetelerin de benzer kıstaslara tabi tutulmasını isteyen bir takım oportunistler de çıkmıyor değil hani!.. Onlara bir çift sözümüz var!.. Bizler, sizin gibi devletin resmi ilanlarıyla ihya olmadığımız gibi, yayınlarımızda da; olabildiğince araştırmacı, özgün, nitelikli ve doyurucu habercilik anlayışını yaşatarak ‘okunabilir’ yayın organları olmak için gecemizi gündüzümüze katıyoruz… Bizler, sadece ‘resmi kurumlara’ üç beş gazete dağıtarak yayın yapmaya çalışmıyoruz… Bize göre ‘okur’u olmayan gazete, gazete değildir… Elbette, nitelikli yayıncılık yapan gazeteleri tenzih ederiz…

Sözü çok da uzatmayalım… Muğla Son Baskı Gazetesi’nin ekonomik koşullara direnemeyip matbu hayatına son vermesi, beni üzdü…  

Resmi ilan pastasının küçüleceğinden endişe edip söz konusu gazete hakkında her tür denetim mekanizmasını harekete geçirmeye çalışan ve bu arkadaşların ‘yayın’ yapmaması için her tür çirkin çabayı harcayan ‘bir kısım’ medyaya müjdeler olsun!.. Resmi ilan havuzunuzdan nasiplenecek bir gazete daha aranızdan ayrıldı! Dayanamadı!.. Pastadan payınız bir ‘gıdım’ daha arttı!.. Hadi yine iyisiniz!.. Durmak yok yola devam… Basın üç beş yüz gazete… Dağıtın on-on beş resmi kuruma… Alın resmi ilan paralarınızı… Okuyucu derdiniz yok nasılsa… Zaten ‘okunacak’ haberiniz de yok!.. Bakalım nereye kadar?

 
Toplam blog
: 32
: 1048
Kayıt tarihi
: 04.08.13
 
 

Selda Öztürk, 1992 yılından bu yana aktif olarak medya sektöründe çalışmaktadır.  Ulusal ve yerel..