Dün akşam TÜYAP kitap fuarından çıktığımda kemiklerimin takırdamaya başlaması beni " haydaaa" diye bir bağırmaya sevk etti. Neden mi? Nedeni basit, önceki günler daha kısa kollu ile gezerke..
Kaç zamandır yatağa bağlanmış yatıyor. Her gün ölüme biraz daha yaklaşmak onu yaşamdan iyice koparmıştı ve içine kapanmıştı. Acı da olsa, ölecek birinin ona can vermesini beklemek. Birilerinin üzüldü..
Her insan aslında içinde birer katil mi barındırıyor? Nerden mi çıktı bu demeyin. Çünkü yaşadığımız ilişkilerde karşımızdakinin ruhunu ve özgürlüğünü öldürmek için uğraşıyoruz. “Asla ben ..
Bayram çok kısa sürdü bütün gece karşılıklı olarak didindi kızım ve köpeği biber. Normaldir çünkü ikisi de birbirine yabancı. Ve gerçekle yüz yüze geldiler. Tozpembe hayaller yıkıldı… ..
— Yeter kızım ben eve köpek falan almammm...— Anne vallahi her şeyi ile ben ilgileneceğim söz.. Söz..— Kızım daha öncede kuş için ayni şeyi söyledin keza kaplumbağalar içinde söyledin ama heps..
Bu sabah aldığım telefon ile dalıp gittim eskilere.. Eve ilk geldiğinde bir bayram havası yaşamıştık bundan tam otuz bir sene önce. Kolay değil abimin bir çocuğu olmuştu. Bu tattığımı..
Evet uyu yavrum uyu uyutayım seni….. Ne güzel anlatıyor güzelim ülkem insanını. -Güzel laleler ile süslü park bahçeleriyle, -Her gün sökülüp yapılan kaldırımlarla, -Davos’ta yapıla..
Yaşadığımız son günler resmen kâbustu diyeceğim ben. Çünkü o kadar yoğun gündemler yaşadım ki. Yeni yıldan önce başlayan kriz ve devamında işsizlik. Ardından seçim ve yaratmış olduğu kirlilikler...
Küçük suda gördüm seni, Gözlerinden bildim seni.İnkâr etmem sevdim seniNe kadar cefa edersen Gönül ayrılmıyor senden. Bu nağmeler beni alıp götürdü yıllar öncesine. Akşam üzerleri..
Önceki gün Atatürk Hava limanındaydım yolcumu bekliyorum. Listeden inen uçaklarda aradım hala inmemişlerdi ve daha inmesine de on beş dakika olduğu görülüyordu. Çevreme bir baktım herkesin gözleri pan..
Hayata güleryüzle bakmaktır felsefem ama polyannacı değil. 1961 Sivas doğumluyum, evliyim 2 kızım..