Sonra dedi ve durakladı, Nerede kalmıştık? Bir sür(e&ü) sessizlik oldu, hatırladı. ...... Kümülüsteydim. Kümülüsdür kandıran. Uçurduğu yerdedir son, anlamış..
Aralarında dağlar var. Dağ dediğin nedir ki! Ferhat zamanı değil ya mesafeler aşılmaz, dağlar geçilmez olsun. “Olsun” demekle olmuyor!... Bir kadın oturduğu bankta “bir ses”,” bir nef..
Bulvar kavşağındaki; Sarı, kırmızı, yeşil lambalar yazgısıydı. İki siyah zeytin tanesi gözleri, bir ışığa bakıyordu, bir bana. Elinde birkaç mavi boncuklu anahtarlık, birkaç bilmem ne marka kağıt m..
Ve, Mehmet Amca sordu “Yurdagül nasıl iyi mi?” Mehmet Amca kızının soyadı değişikliğini bilmediği için, şair olduğunu antik/acı-lığı gibi sonradan benden öğreniyordu. Çok şaşırmıştı..
“Biraz daha sabret, o günler de gelecek” diyebildim. Gözlerime baktı baktı, devam etti. “Üstelik aynı şehirde, aynı havayı teneffüs ediyoruz ve babamın Ankara ya döndüğünü öğrendiği..
Antikacı, ilgimden hoşnut olmalı ki; yumuşak bir ses tonuyla ve ekmek parası ümidiyle, "Hanımefendi, antikaya ilginiz varsa bu saati kaçırmayın” diye seslendi. Bense o sırada, eski zamanlar..
“Neden ve niçin”lerle, “çünkü”lerin bir türlü buluşamadığı bir gündü. Kafamdaki soru cümlelerimin anlamını anlamlaştıramıyor ve panikte bir kalabalık gibi oradan oraya koşuşturan “çünkü!”leri bir y..
Şiirlerim 1979 yılından bu yana yayınlanmakta. 50 ye yakın antolojide, 4 özel sayıda, edebiyat de..