Aysel'in benim evi görmek istemesine önce fena sevinsem de sonra içimde pis bir kuşku. Ya bu deli Fırat eve... Fırat'ı arayıp sormayı düşünüyorum bir ara "neredesin?" diye de, vazgeçiyorum... Eşek ..
yorgun yüreğimin son demlerinde çarmıha gerdiğim sevdamsın yok incesi bir umut yolunda ben kendimden kaçtıkça yolunu şaşırmış bir "kasıkpatı" oldun namahremimde..
Bir derviş sabrıydı bizim eylemlerimiz Suçlu yanlarımızı çoktan Deniz gözlerine gömdüğümüz Serseri ve ser-hoş bir kurşunla Ölmemişsek gençliğimizde Dar-çiçeklerini ..
Sanırım herkes anlar bizi asla kırmızıdan geçmiyoruz / bunu herkes biliyor Güllerimizi de bıraktık ellerimizden Bir beklemek gibi bekliyoruz işte artık Eski plak..
Birkaç saattir, sözde sana yazıyorum da aslında çaktırmadan -yoksa çaktırarak mı?- kendimle konuşuyorum. Neler yazmadım ki bu birkaç saattir. "İçtenlikten" girdim, "hesap çıkarmaya" geldim..
MB şairlerin şiirlerini -belki yaşlandığımdan- ya çok "basit" buluyor; ya da "anlayamıyorum" ne yazdıklarından... İki uç yani... Biri oldukça basit, biri de alabildiğine kapalı... 20 yıldı..
Sabah erken kalkmışım... Daha TV'lerde 6.30 haberleri bile başlamamış... Çay, kahvaltı, sabah haberleri dinleme, ardından üç dört bira içme derken saatin ikisini yapmışım...Neden saat iki ? Dıjıtür..
Sağa dönüyorum olmuyor, sola dönsem hiç, yatakta... Günlerdir kulaklarımda şu dize : "Ha ben sana yollanmışım / ha Muhammed miraca" Hani "şiirde içerik" dediğimizde bize "zı..
Havuzu geçer geçmez dur Hüseyin diye seslen yeter Çaylar kendiliğinden gelir Ansızın ortaya çıkmış bir şehir gibi Kırmızı sandalyeli park Bizi beklemektedir..
1950' de ORHAN VELİ ölünce; Oktay Rıfat ve Melih Cevdet de GARİP şiirinden pılıyı pırtıyı toplayıp kaçınca ortada 1940 kuşağı denilen "toplumcu şair kuşağı" kalır şiirde... Bilinmez ya da b..
55 yaşında dershanelerden SSK emeklisi edebiyat öğretmeniyim... Aslen İzmirliyim... 95 yılından b..