Ne zaman çıksam sokağa Sonbaharda Dolaşsam parklarda, bahçe kenarlarında Bir hüzün kaplar içimi Kocaman ceviz ağaçlarından Yere düşmüş Sararmış yapraklara ..
ALIŞAMADIM Bir Cumhurbaşkanımız vardı bir zamanlar Yirmi beş yaş altındakiler pek hatırlamazlar Askeri teftiş etmişti Eşofman giyerek Ortalık ayağa kalkmış..
Bizimki de kırkından sonrayı bırakın, altmışından sonra saz çalmak gibi. Zaten televizyon, uçak, bilgisayar gibi buluşlara oldum olası hiç aklım ermemiştir benim. "Koskoca uçak havada nasıl durur? ..
" Gelecek günlerde iki torunumla Parklarda Gezmek isterim Onların ellerinde balonlar Benim elimde onların elleri 'Tanrım sana şükürler olsun' diyerek O mutluluğu ..
"Bayramlarda Ya da gurbetten geldiğimizde Onlardı bizi bağrına basanlar Basmasalar da bağırlarına Sevgiyle bakanlar Şimdi nerede mi onlar Artık yaşamıyorlar " ..
"Kerpiç kerpiç üstüne kurdum binayıBinayı kurar iken gördüm Leyla'yıLeyla başıma açtı türlü belayı" O kerpiç binalar yapılırken kadınlarımızda, kızlarımızda Leyla adı bile yoktu köyümüzd..
Yine bir şeylere sinirlenmişti dedem. Ne dediği pek anlaşılmıyordu; ama çiçek bozuğu gözleri kızarmış söylenip duruyordu. Odasının önünde elinde bastonu dolanıp duruyordu. Biz çocuktuk o zamanlar. Ona..
(Akçataş köyü gençlerine) Ne zaman, tatlı bir parmak üzümü yesem o şirin köyü anımsarım. Hoş, nerede şimdi o hafif sararmış parmak üzümleri? "O şirin köy" derken hangi köy olduğunu merak etmiş..
-Ooo! Hoş geldiniz efendim, sefalar getirdiniz. Buyrun, buyrun, ayakkabıları içeride de çıkarabilirsiniz.-Hoş bulduk. Sizin bu katı da her gelişte şaşırıyoruz.-Ayakkabılarınıza yer kalmamış..
Bir teşekkürünüz mutlu ediyor biziBeş parmağın beşi de bir miİnsanoğlu çeşit çeşitDemek ki bizZevk alıyoruzBir merhabadanBirbirlerini görüp de"Ooo! Kaç yıldır görmem seni?"..
1951 yılında Nevşehir- Hacıbektaş- Sadık köyünde doğmuşum (otlar biçilirken). Yıllarca Mucur'da, ..