Burası kimin? Burada yazıyor olmak, lafın gelişi “benim” demeyi gerektirse de, şu temel gerçeği değiştirmez: Biz burada birer konuk konumundayız. Kuşkusuz, konuk konukluğ..
Yazacak mıyım, yazmayacak mıyım, yazarsam nasıl yazacağım, yazmasam ne yapacağım, sorularının yanıtını 12.11.2017’de vereceğim için… Yukarıdaki cümle, 21 Ağustos 2017 tarihli ve “Yazma..
Bilmeyenler soruyor: “Niye yazmıyorsunuz?” Bilenler soruyor: “Tam ne oldu?” Soruları istendiği gibi yanıtlamak, her zaman doğru olmuyor. Olanı o..
Eski yıl... Geldiği gibi gitmiyor, eklemelerle, yitiklerle gidiyor. Herkesin kendine göre bir artısı, eksisi var. Bir yanda “var”lar, öte yanda “yok”lar. Giden, şiirin sınırsız, kendin..
Herkes yazar. O kadar değişik tür var ki, yazan, anlatımı neye yatkınsa ona göre yazar. Ama her yazan, kendine bir “yazma unvanı” verse de, çoğu kez, “o” olamaz; bir “hevesli” olarak k..
Bizim Milliyet Blog’un “Blog” bölümü, ayrı bir dünya. Bu dünyanın “müdavim"i olmayıp da buraya girenlere bir “haller” olur. Blog’un havasından mı suyundan mı neden, “şaşıran”lar, “şaşırtan” durumla..
Milliyet Blog, milliyet.com.tr’ye bir “atlama tahtası” mı? Öyle görenlerin olduğu yazılıp çizilenlerden anlaşılıyor. Anlaşılmayan ya da bilinmeyen ise, hem Blog’da hem milliyet.com.tr’..
Yazmak, yaşamaktır, yaşatmaktır! Eli kalem tutan, parmakları klavyede özgürce dolaşan, dilinin döndüğünce yazmalı. Kişi yazdıkça, başka yaşamları kendinde yaşamaya, kendi yaşadığını başkala..
Çoktandır İstanbul’dayım. Yarın Sabiha Gökçen Havaalanı’ndan havalanınca, İstanbul tatili bitecek. Havadan Adana’ya inecek, karadan Mersin’e varacağım. Varmasına varacağım..
Söz uçar yazı kalır, derler. Bu nedenle yazıyı yadsımak, kurtarıcı bir yöntem değildir. Sözcükler, birer belgedir artık karşınızda. Size nasıl baktığı, sizin ona nasıl baktığınızdan farklıdır...
24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..